31 Mart 2006 Cuma

HER ARI HER BÖLGEDE BAŞARILI OLURMU?

Ülkemizde arıcılığın gelişmekte olduğunu yeni yapılan ana arı üretme işletmelerinin artması ile anlıyoruz. Bu işletmeler ticari kazançlar ile birçok ana üretmekte ve bunun sonucu bir takım olumsuz durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Bakıldığında sanki arı bal yapmak için görevlendirilmiş canlılar olarak akla gelmektedir. Arının bal yapmasını ortaya koyan bir çok etken vardır. Arazide kovanların yerleşiminden koloni içindeki tarlacı sayısına,iklimsel yapının özelliğinden arının cinsine kadar birçok unsur.
Bizim burada üzerinde durmak istediğimiz konu her cins bal arısı her bölgede aynı işi yapabilirmi? Şüphesiz hayır. Arılarda diğer canlılar gibi bulunduklarık ortama adapte olup o ortam şartlarında gelişmelerini hızlandırır yada yavaşlatırlar. Bir kutup tilkisinin nasıl ekvatorda yaşaması mümkün görülmez ise sert iklime alışmış bir ırkın sıcak iklimde başarık göstermesi mümkün değildir. Farklı yerlerde her arının üstün başarı göstermesi mümkün olmadığına göre yapılacak iş bölgemize uygun arılar ile çalışmak olmalıdır.
Tabiatları gereği balını eylülde çam balı yapmaya adapte olmuş bir muğla arısına siz kestane balı yaptıramazsınız . Kestane haziran ayık içerisinde olmaktadır. Bu süre içinde gelen balı muğla arısı tamamen yumurta haline getirmektedir . Bunnun nedeni biliyorki bu arı çam balı eylülde gelecek fakat bulunduğu noktada çam balı elde edecek ormaları bulamayınca hüsrana uğrayacak ve kalabalık mevcudu ile kışlayacak bal şöyle dursun kendi yaşamını idame ettirecek balı bulamayacaktır. Çoğu zaman arıcı arı mükemmel kalabalık yani çok güçlü ama bir gr balı yok diyerek üzüntüsünü bildirmektedir.
Yapılacak iş doğru zamanda doğru işi yapmak ve gerektiği zamanda gerektiği işlerle meşgul olmak. En önemliside yöreye uygunarı ırkları ile çalışmaktır.

30 Mart 2006 Perşembe

ARILARIN CİNSLERİ

Genel olarak arılar esmer yada sarı arılar olmak üzere iki kısma ayrılabilirler. Fakat bu yeterli bir ayırım değildir. İzole diye isimlendirilen ve arıların dolaşma sahası dışından bu bölgeye arı girişinin ve çıkışının yasaklandığı yerler dışında saf arı ırklarını bulmak mümkün değildir. Ana arı döllenme uçuşuna çıktığında 6 ila yaklaşık 18 erkek arı ile çiftleşebildiği düşünülmektedir. Bundan dolayı döllenme sonunda genetik bir çeşitlilik söz konusu olmaktadır. Gezginci arıcılığın başlaması ile bu genetik kirlenme dahada artmıştır. Bir genetik çeşitlilik iyi bir özelliği ortaya koyarken bir diğeri de olumsuz özelliklerin bir araya gelmesine neden olabilir. Bundan dolayı arı cinslerine dikkat ederek arılığımızda bize uygun cinslerle çalışmalıyız.
Herhangi bir arı üreticisinden alınacak arı kolonisi isteklerimiz doğrultusunda bize yardımcı olamayabilecektir.
Her ne amaç ediniyor isek amaca uygun arılar ile çalışmalı bize kazanç sağlayacak ve emeklerimiz boşa gitmeyecektir.

29 Mart 2006 Çarşamba

ÇERÇEVELERİN İNCELENMESİNDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR


Çerçeve üst çıtasında bulunan kulak diye tabir edilen uç noktalardan tutulan çerçevenin alt çıtası daima yere bakmalı ve kesinlikle çerçeve ters tutulmamalıdır. Ayrıca çerçeve kovan üzerinden dışarı taşıcak şekilde elde gezdirilmemelidir. Bu durum çerçeveden ananın yada yeni yavruların düşmesine neden olabilir. Bu durumda arılar ve ana kovana geri dönemeyebilir. Bu dönemde koloni bireylerinin her birinin kovan içerisinde önemli görevleri vardır. Bir tek işçi arının dahi kovan içinde yaptığı hizmet tartışılmazdır. Çerçevenin yere konulmasıda çerçevelerin kirlenmesine neden olabildiği gibi yumurtalı çerçevelerin hava ile teması yüzünden ya yumurtaların üşümesine yada kurumasına neden olabilir. Bu nedenle çerçeveler ya boş bir kovana , ilaveye yada bu iş için yapılmış olan bir düzeneğe konulmalıdır.

28 Mart 2006 Salı

VASIFSIZ ANALARIN VE SAHİP OLDUĞU KOLONİN DURUMU

Baharın ilerlemesi ile birlikte kovanlarda son derece hummalı bir çalışma söz konusudur. Artık koloni bireyleri üzerlerine düşen her türlü görevi eksiksiz yerine getiriyor ve her türlü arıcılık kapitalinin oluşumu için hazır bekliyorlar.
Fakat koloniler içerisinde bir yada daha fazlası diğerleri gibi çalışmıyorsa bu kolonide bir problem var diyebiliriz.
Bu problemlerden biride ana arının vasıfsız olması durumudur.
Ana arının vasıfsız olması bir kaç değişik şekilde olabilir. Çok erken yada çok geç baharda döllenmiş analar ortamda dölleme kapasitesi gelişmiş erkek arı olmadığından dolayı döllenmeyi ideal yapamamakta ve döllenme yetersizliği bu ananın koloniyi idare edebilecek seviyede yumurta atamamasından dolayı koloni zayıf kalmaktadır.
Vasıfsız analar yaşlılıklarından dolayıda erkek arı yumurtası yada dağınık yumurta atarak yuva düzeninin bosulmasına neden olurlar. Bu kolonilerde de gelişme yavaş ve ilerlemez durumdadır.
Ana arıların bir diğer vasıfsızlık durumuda her ne kadar yumurtlama durumu olsada havanın düzensizliği nedeninden dolayı yumurtanın yumurtalık kanalında kalıp yumurtlama işlemi gerçekleşmediğinden dolayı burada bir iltihabi rahatsızlık olmasıdır ki bu ananın durumu koloniyi ölüme götürecekdir. Yumurtlama işlemi olmadığından dolayı mevcut giderek azalmakta ve koloni sönmektedir. Mevcut ana ise hiç bir işe yaramamaktadır.
Koloni gelişimine ket vuran bu unsurlardan başka ana arının yaşlılığıda büyük sorundur.
Yaşlı anların vücudu tüysüz ve parlak, kanatları yırtık ve hırpalanmış bir görünümdedir.
Bu vasıfsız analardan koloni kurtulmak ister ve ana arının ölümünü sağlayarak koloniye yeni ana yapma hazırlığı içerisine girer fakat mevsimin ilerlemesini ve uygun zamanın gelmesini beklemektedirler. Koloninin ana arı yapması yeterli değildir ana arının döllenebilmesi de bir problamdir . Bu nedenle koloni dayanabildiği süre içinde dayanır ve uygun zaman gelince ana değişimi yoluna giderek yeni, sağlıklı bir ananın oluşumunu sağlarlar.

27 Mart 2006 Pazartesi

ARILARDA KISA MESAFELERDE YER DEĞİŞİKLİĞİ

Kısa mesafelerde arı nakli yapılmak isteniyorsa önemle üzerinde durmamız gereken nokta gideceğimiz yerin ilkbaharla birlikte havaların ısındığı günlerde tarlacılık işleri ile uğraşan arıların yerlerini bellediklerinden dolayı en az 3 km uzak bir mesafeye gidilmesi zorunluluğudur. Bu mesafe yaklaşık olarak bir çemberin yarıçapı uzunluğudur. Arılar bu çember içerisinde yaşamlarını sürdürürler. Bu yüzden yakın mesafelerden arı alındığında arıların özellikle tarlacıları eski yerine gideceklerinden dolayı koloni zayılayacak ve gerileyecektir.
Bunun için yakın bir noktaya konulacak arı kovanları bir müddet bu mesafe dılında tutularak daha sonra istenilen yere konulabilir. Bu süre ise bir tarlacı arının ömrü ile ilişkilidir. Yaklaşık 15 günlük tarlacılık ömrüne kaldırıldığı gün başlayan bir arının bu yeri tekrar hatırlayacağı varsayılacak olursa 15 gün başka bir yerde bekleyen arı kolonisinin tüm bireyleri istenilen yere getirildiğinde eski yerine bir tak arı bile gitmeyecektir. 3-5 gün karanlık ve serin yerde bırakılması arıların eski yerlerini unutmalarına yardımcı olamamaktadır.
Arılık içerisinde ise bir kovanın yeri en fazla yarım metre kadar yer değiştirilebilir. Bazen arılar bu yarım metrelik değişiklikten bile çok etkilenirler ve zorlanırlar bu durumda kovanın yerini daha az miktarlarda değiştirilmesi sağlanmalıdır.Her gün yapılacak belli bir ölçüdeki hareket kovanı istediğiniz bir iki metrelik yere taşınmasında size yardımcı olacaktır.

KOVAN TEMİZLİĞİNDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

Kovanlar ilkbaharla birlikte elden geçirilmelidir. Bu durumda ilk dikkat edilecek mesele değişiklik yapılacak kovanın temizlenmesidir. Kovan değişimi gerçekleşmeyecekse geçici olarak kovan içeriği başka bir kovan içine yerleştirilir ve kovanı temizlenmiş arılar tekrar eski kovanları içerisine konulur.
Kovan değişimi yapılacaksa pürmüz geçirilmiş şekilde mikroplardan arındırılmış olan kovanın içinde bulunan mum kırıntıları ve artık maddeler çıkarılmalı ve temizlenecek olan kovan yerinden kaldırılarak buraya konulur. Böylece kovan içeriği sırası değişmeden temiz kovana geçirilir. Kovan önünde tarlacı arılar bir şaşkınlık yaşarlar ve hemen girmek istemezler. Bundan dolayı kovanlar değişirken aynı renk kovanların değişimine dikkat etmek gerekir. Arıların eski renge ait kovanlarını şaşırmamaları için buna dikkat etmek gerekir. Çerçevelerin yeni kovana aktarılması sırasında ana arının düşmemesine dikkat etmelidir. Unutulmamalıdır ki ana arı koloninin devamını sağlayan en önemli unsurdur.
Kovanı değişecek olan arıların üzerine duman vererek arıların çerçeve aralarına girmelerine yardımcı olunmalı ve sonra çerçeve üzerinde bulunan yukarı doğru yapılmış mumlar el demiri ile kazınmalıdır. Bu işlem sırasında arıların huzursuzlanmamasına dikkat edilmelidir.
Hava sıcaklığının 16 derece dolaylarında olmasına dikkat edilmelidir. Bu dönemde yumurta boldur ve arılar yumurtaların ayrıca larvaların üşümemesi için çok çalışırlar ve yıpranırlar.Rüzgarsız bir günde bu işi yapmak yumurta ve larvaların üşümemesini sağlar. Ayrıca çok güneştede yumurtaların kuruması söz konusu olabilir. Bu yüzden pratik acele etmeden ama seri çalışılmalıdır.
Kovan içeriği boşaltıldıktan sonra aynı temizlik çalışmaları bu kovan için yapılmalı ve kovanın tekrar kullanılmak üzere temiz bir şekilde bekletilmesi gerekmektedir.
Arılıkta kış sonu itibari ile sönmüş kovanlarımız var ise bu kovanlar içerisinde bulunan ballı çerçeveler arılar tarafından son derece istekli yağmalanabilir. Bundan dolayı bu çerçevelerin temiz kovanlar içerisinde istiflenmesi yapılmalıdır. Bu ballı çerçeveleri sırları alındıktan sonra arılara verebiliriz. Arılar erken ilkbaharda sırrı alınmış olan balı kullanma mecburiyetinde bırakıldıklarında son derece hırslı çalışırlar bir nevi uyandırma yada çalışmaya zorlama durumu oluşur.

26 Mart 2006 Pazar

POLEN

Polen çiçeklerin üreyebilmek için erkek organları tarafından üretilen hücrelerdir. Bu hücreler erkek eşey hücresi olarak üretilir. Arılar başta besin maddesi olarak kullandıkları için, rüzgar, yağmur ve diğer böcekler bu tozları dişi organın tozlaşmasına yardımcı olurlar. Polen arıların bal ile birlikte besin maddesi olarak kullandıkları bir unsurdur ve çok kıymetli bir besindir. Bir polen tanesi içerisinde bulunan vitamin ve amino asit parçalarının kıymetini tahmin bile edemezsiniz.
Polen özellikle kvan içerisinde yumurta sayısının artması ile birlikte sond derece fazla toplanmaktadır. Bir arştırma göstermiştirki kapalı yumurtalar kovan içerisinden alınıp yerine açık gözlü yumurtalar konulan bir kovan eskisine nazaran çok daha fazla polen taşımak zorunda kalmıştır. Bu da kovandaki yumurta sayısının fazlalığı ile polen toplama hızının arttığını bize göstermektedir. Polen genelde kovan içerisinde yumurtaların bittiği çerçevenin hemen yanındaki çerçeveye yerleştirilir.Polen bu noktada baldan çok daha önde bazen yanyana yavrulara yedirilmesi en kolay noktaya konmaktadır. Bazen kovan çok mükemmel gelişme gösterir özellikle oğul mevsiminden önce polenli çerçeve üzerinede arılar yumurta koyarlar ve hatta 10 çerçevelik bir koloninin sanki 6.ve 6. çerçeveleri dahi polen içeriği bakımından oldukça zengin bir görünüm alır. Bu noktada koloninin oğula meil edeceği tahmin edilmelidir. Bazı durumlarda koloninin tarlacı arılarının fazlalığı nedeni ile hem çerçeve üzerinde bol miktarda polen olabilmekte ve yumurtlama alanı açılarak yada yumurta atılacak olan bölgenin hemen üzerine polen yığılımı yapılabilmektedir.
Polen her nereye yığılırsa yığılsın polenin önemli olan noktası şundan ibarettir.Polen kimyasal itibari ile protein yapı taşları olan amino asitleri içerisinde bulundurur. Proetinsiz bir yaşam düşünülemez . Bakıldığında proteinin yapı taşları olan unsurlar polen içerisinde yer almaktadır . Bu olmasa idi canlılığın tanımına aykırılık durumu söz konusu olurdu. Polen ile beslenmeyen bireyler sağlıklı olamaz ve polen kıtlığı yüzünden koloni gelişiminin zayıf olması durumu hasıl olur.
Petekler üzerine yerleştirilen polenlerin bakteri yada güve yumurtaları ile enfekte olmaması için arılar iyi bir sıkıştırma ve balla karışım haline getirerek bir biyokimyasal madde ile poleni kontrol altında tutarlar. Polenin koloni içerisinde bulunduğu noktada güvelenmemesi, dışarıda bulunduğunda ise güvelenme riskinin artması hava ile teması ve poleni diğer canlıların besin ve barınak olarak kullanmasındandır.
Polende en değişik durumlardan biride çok farklı renklere mikroskop altında çok farklı şekillere sahip olmasındandır. Polenin her renkten olması toplanılan bölgedeki bitkisel çeşitliliğin ne kadar bol olduğunun göstergesidir.
Bu farklı renklerde görülen polen bölgesi bal içeriğininde farklı bitkilerden elde edileceğinin göstergesidir. Unutmamalıyız ki bal içerisinde bulunan nektar çeşitliliği ne kadar fazla ise balımız o kadar mükemmeldir.
Polenlerin toplanması, kurutulması ve kullanılması konusu ayrı ayrı açıklanacaktır.

25 Mart 2006 Cumartesi

ARICILIĞIMIZIN DUAYENİ PRF DR MUHSİN DOĞAROĞLU





Ülkemizin eşsiz arıcılık bilgisine ve arşivine sahip Prf Dr Muhsin Doğaroğlu.

Özellikle destek koloni yönetim sistemi ile arıcılığımıza ve ülkemiz arıcısına olan yardımlarından dolayı kendisine teşekkürü bir borç biliyorum.

24 Mart 2006 Cuma

ARILARIN İLKBAHARDA SU İHTİYACI

Arılarımız yavru yetiştirma faaliyetlerine başladıkları zaman yavruları yetiştirebilmek için suya ihtiyaç duyarlar. Arılık çevresinde su bulunmadığı zamanlarda arıların tmiz su ihtiyacını karşılayacakları suluklar yapmak gerekmektedir. Kovan içerisinde arılar yavrularını yetiştirmek için balın çözülmesinde su kullandıkları gibi yavrularınıda koyu bal ile değil nektar gibi sulı bir tatlı sıvı ile beslmek isterler. Bu halide kovanlarına taşıyacakları su ile gerçekleştirirler. Su çok sıcak dönemlerde kovan içinndeki sıcak havanın serinlemesi için kullanılabildiği gibi yavruların rahat bir şekilde yaşamasına yardımcı olmaktadır.
Unutulmamalıdır ki susuz hayat olamamaktadır. Ayrıca suyun canlı organizma için gereken en önemli unsur olduğunu tüm biyokimyasal tepkimelere giren ve çıkan unsurun su molekülü olduğunu görerek anlayabiliriz. Bir biyokimyasal reaksiyon özellikle sentez yani büyüme veya kitle artışı reaksiyonunda (ki burada arıların çoğalması ile bu reaksiyon son derece fazla miktarda gerçekleşmektedir) su reaksiyonda muhakkak söz konusudur. Gerekli enzimsel yapıların canlı bünyesinde aktif olabilmesi içinde mutlaka suya ihtiyaç vardır.
Arılığımızda arıların temiz su sağlayabilecekleri suluklar yapılmalıdır. Bu suluklardaki suyun kesinlikle durgun su olmamasına dikkat edilmelidir. Suyun akar vaziyet alması son derece önemlidir. Arılar sıcak havalarda temiz ve akar sulardan kullandıklarında çok daha sağlıklı olacak ve kovan iç hizmetlerinde çalışacak ve yeni oluşacak yavrularınada bu sulardan kullanmalarını sağlayacaklardır.

23 Mart 2006 Perşembe

ÖNCÜ BİR ARICI POLONEZKÖYLÜ KEMAL



Arıcılığı dede mesleği olarak yapan Kemal bey ailesinin geçimini karşıladığı arıcılık mesleğine gönülden bağlı. Organik bal üreticiliğini kendini bildiğinden beri yapma gayreti içerisinde olduğunu bildiren Kemal bey Polenezköyde bir arıcılık müzesi kurmuş. Bu müzede geçmişten günümüze arıcılığın anlatıldığı ve arı ürünlerinin teşhir edildiğini görüyoruz.
Her arı yetiştiricisi kendi bölgesine uygun tipte bir stant açmalı ve tüketicileri özellikle balın donması yada kristalleşmesi konusunda bilgilendirmesi gerekmektedir. Böylece bu piyasada üretici ile tüketici arasındaki uçurumu açan kişilere prim verilmemiş ve üreticiler hakettikleri ücretlerini kendi sayesinde almışolacaklardır. Kemal beyi öncü yaklaşımlarından dolayı kutluyor başarılarının devamını diliyorum.

22 Mart 2006 Çarşamba

TÜRKİYE ARI YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI MUSTAFA SARIOĞLUNUN ARICILAR İLE SOHBETİ


İstanbul arıcıları Türkiye arı yetiştiricileri birliği genel başkanı Mustafa Sarıoğlu ile Sultanbeylide bir sohbette buluştular.

Arı yetiştiricilerinin memnuniyetle karşıladıkları toplantıda sektörün sorunlarına ve bu sorunlara karşı yapılacak çözüm yollarının nasıl aşılacağını Mustafa Sarıoğlundan dinlediler.

Musatafa Sarıoğlu konuşması sırasında bahsettiği birçok konu içinde özellikle aşağıdaki noktalar üzerinde durdu.
  1. Sektörde tekelleşmenin önüne geçecek çalışmaları sonuçlandırdıklarını
  2. Teşfikler ile ilgili çalışma kapsamına bir tek petekli balı alamadıklarını çalışmaların devam ettiğini
  3. Ekipman sorunlarında standart ilkesine öenem vereceklerini
  4. Teknik malzeme ve eğitim konusundaki eksikliğe önem verdiklerini ve bu konularda çalışmaların hızla devam edeceğini
  5. Arı üreticileri ile Tarım bakanlığı arasındaki iletişim kopukluğunu ortadan kaldıracaklarını bunun için çaba gösterdiklerini
  6. Arıcılarımıza sezonluk nakliye menşei şehadetnamesi yerine vize kağıdı ile bir yıllık nakil kağıdı verilmesine çalıştıklarını ve bunu başardıklarını yakında kanunlaşacağını
  7. Birliğin siyaset ve ticaret mekanı olarak kullanılmasına izin vermeyeceklerini
  8. Sektörün acilen disipline edilmesi gerektiğini
  9. Türkiye arı hastalıkları haritası çıkarma çalışmasına başladıklarını söyledi.
Genel başkan Mustafa Sarıoğlu İstanbulun özellikle Anadolu yakasında meydana gelen arı kayıpları ile ilgili bir bilgi almadıklarını bu konu üzerinde acilen durulması için gereken çalışmayı hafta başı yaptıracağını bildirdi. Aynı sorunla Adanalı arıcıların karşılaştıklarını ve akademisyenlerin çalışmalar ile soruna çözüm bulduklarını İstanbuldaki durum ile ilgili kendilerine bir bilgi gelmediğini bildirdi.

Üreticilerin sordukları sorulara cevaplar veren Mustafa Sarıoğlu İstanbulun Türkiyeyi temsil eden bir mozayik yapısı olduğunu siz üreticilere baktığımda daha iyi anladım dedi. İstanbul birliği hakettiği yerde değildir. Sizlerle birlikte daha iyi çalışmalara imza atacağız ve arıcıları temsil eden arıcıların herzaman yanında olacağız dedi.

21 Mart 2006 Salı

ZAYIF KOLONİLER İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Mevsimin ilk günlerinde olduğumuz şu günlerde bir koloni zayıf ise dikkat edilmesi gereken bir kaç noktaya temas edelim daha sonra yapılacakları sıralayalım.

Koloninin zayıf kalması öncelikle yaşlı anadan kaynaklanabilir. Ananın genç olması durumunda verimsiz olması akla gelebilir.Verimsizlikten kasıt iyi döl almamış olması , yumurtalıklarının gelişmemesi yada yumurtalıklarında oluşmuş olan bir rahatsızlık gelişmeye ket vurmuş olabilir. bu tip anaları kovan ya ortadan kaldıracaktır yada son derece hırpalayacaktır.
Bir diğer neden de sonbaharda gerekli miktarda genç arı yetiştirilmediği için ananın verimli dahi olması durumunda zayıf bir mevcuda sahip olması mümkündür.
Bu durumda ya ana değişimi yoluna gidilecektir yada bu koloni bu durumda bulunan bir başka koloni ile birleştirilmelidir. Birleştirmede dikkat edilecek nokta verimsiz ananın ortadan kaldırılması olmalıdır. Verimli ana içeren zayıf koloni bu tür bir yardımla hiç de düşünemeyeceğiniz kadar gelişebilmektedir.
Zayıf fakat kendini kurtarabilecek kadar mevcuda sahip olan bir koloniye arı yardımında bulunma yolu ilede güçlendirebiliriz. Bu durumda kapalı gözlü çerçeve verirken çıkmak üzere olan kapalı yavrulu çerçeve vermek zayıf koloninin kendini çok çabuk toparlamasına yardımcı olacaktır.

20 Mart 2006 Pazartesi

KOVAN İÇİ RUTUBETİ

Arılarımız ilkbaharla birlikte kovan içi faaliyetlere başladı. Bu çalışma kovan içerisinde bir sıcaklık artışına neden olmaktadır. Sıcaklık kovan içerisinde yavru yetiştirmek için gerekli olmakla birlikte bu sıcaklık artışı ile birlikte dışarıda bulunan soğuk havanın çakıştığı noktada yani kovan iç cidarında nemlenme bir diğer değişle su buharının yağmur damlası şeklinde karşımıza çıkmasına neden olur. Bu durum arılar için kısman gerekli kısmende rahatsızlık verici bir durum ortaya koyar. Olayı iyi değerlendirip bizim için en mükemmel olan durumu yaratmalıyız. Bir tavuk yumurtasından çıkacak civcivin yumurta kabuğuna yapışmaması için kuluçka makinelerinde nasıl rutubet veriliyorsa kovan içerisinde az da olsa nem olması elzemdir. Fakat bu durumu yaratacağız diye arıyı aşırı miktarda sarıp sarmamalıyız. Aksi tesir ederek arıların havasız kalmasına ve zehirlenerek ölmesine neden olabiliriz. Ayrıca soğuk ve değişken olan ilkbahar döneminde arılar dışarı çıkamadıkları halde bal tüketmeye ve yavru yetiştirmeye çalışırlar. Balın çözülmesi ve yavrulara yedirilmesi içinde gerekli olabilen suyun kısmen buradan temin edilmesi söz konusudur. Her sonbaharda arıları mevcudu kadar çerçeve ile kışlaması için fazla olan çerçeveler kovan içinden alınmalı ve kovan boşluğu nem emici bir takım unsurlar ile doldurulmalıdır. Bu unsurlar kuru saman, bez parçaları, gazete kağıdı, rende yada toz talaştan yapılı nem emici yastıklar hem kovandaki boşluğu doldurarak sıcağın artmasına hemde oluşacak nemin emilmesine ve nemin rahatsızlık verecek boyuta çıkmasını engelleyecektir. Kovanlarda kış ve ilkbahar döneminde havalandırmada son derece önemlidir. Havalanma sağlamak için kovanın arkasını öne doğru eğim oluşturacak şekilde kaldırmak yeterlidir. Hvalandırma sağlama için yapılacak üst kapak yada bezdeki delik yapılar koloninin ortasından hava akımı geçecek şekilde tesis edilmemelidir. Bu durum koloninin çok fazla bal tüketmesine ve rahatsızlanmasına neden olacaktır. Örtü bezinin yada tahtasının ön bölgesinde yapılacak bir ufak delik hava akımının uçuş deliğinden girip yukarıdan çıkmasına yardımcı olur. Bu havalanmanın koloniye hiç bir zararı yoktur tam tersi temiz hava koloninin daha sağlıklı yaşamasına yardımcı olacaktır.

19 Mart 2006 Pazar

İŞÇİ ARILARIN MUM ÜRETMESİ VE MUMUN KOLONİ İÇİN ÖNEMİ

Genellikle 12 ila 18 günlük ,şçi arıların karın halkalarında bulunan 4 çift mum salgı bezinden salgılanan mum arıların nektar ve polen akımının olduğu dönemlerde üretilmektedir.
Üretilecek olan mumun yaklaşık olarak 100 gr ı için
1 kg kadar nektar yada bal tüketilmekte ve hatta bu durum bazı bölgelerde çok daha fazla olmaktadır. Verimli bir arıcılık için arılara daha az miktarda mum kabarttırma işlemi yapılmalıdır.





Arıların nektarla ve polenle beslenmeleri sonucu sıcaklığını artırmaları gerekir. Kovan içerisinde beslenen ve sıcaklığın artmasını sağlayan arılar birbirlerine tutunarak zanki bir zincir görünümü kazanırlar ve akabine mum salgı bezlerinden aldıkları mumları ağızlarında şekillendirerek kullanırlar. Bir petek gözünün inşaası için yüzlerce işçi arı çalışmaktadır. Polen girişi olmayan dönemlerde de mum üetimi yapılmaktadır fakat arılar bu dönemde ihtiyaç duydukları proteini polen yerine kendi vücutlarından karşılamaktadırlar. bu da ömür uzunluklarına olumsuz etki etmektedir. Böyle dönemlerde polen kekleri ile beslemede fayda vardır.

Arılar için barınma , beslenme ve neslin devamını sağlama gibi önemli konulara yardımcı olması bakımından mum üretimi son derece özel bir konudur.




Beslenme için gerkli bal ve polen mum üretimi ile oluşturulan gözlere konulmakta ve gerektiğinde buradan alınmaktadır.


Bal haline gelen nektar üzeri sır adı verilen mum tabakası ile kaplanarak olumsuz şartlardan korunmaktadır. Sır mumuda aynı şekilde oluşturulmaktadır.

Arılar doğal barınaklarının inşaasında kendilerine gereken türde mum üzerinde gözler oluştururlar. Bu bazen küçük işçi arı gözü bazen büyük erkek arı gözü, bazende çok iri ana arı memesi şeklinde görülür.


Erkek arı gözü yapılan mumlar iri olmakla birlikte bu tür gözlere varroa yumurtaları çok atılmaktadır. Bunu keşfeden arıcılar kovan kenarına boş çerçeve koyarak arılara erkek arı gözü inşaa ettirmekte ve oluşan varroa ile enfekte bu mumun kesilip imhası ile varroa mücadelesi yapmaları söz konusudur.

İşçi arı gözleri bir kovandaki kapasiteyi gösteren en önemli kriterlerdendir. Düzenli olarak yapılmış altıgenlerde kullanılan mum en az içerisine koyulacak bal en çok şekilde tasarlanmış ve arılara müthiş bir zanaatkar gözü ile bakmamıza neden olmuştur.
Böylece besin depolanması, barınak ve neslin devamı için kullanılan mumun eldesi çok ekonomik olmamakla birlikte kovan içi işçi arıların atması koloninin oğul verme hissini artırıcı bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır.

18 Mart 2006 Cumartesi

MUM ERİTME KAZANI KULLANILARAK ESKİ MUMLARIN ERİTİLMESİ



Arılık içerisinde her yıl bozulmuş , eskimiş ve kullanılmayacak şekilde bulunan çerçeveler içerisindeki mumlar l gözden geçirilmeli ve yenilenmeleri sağlanmalıdır.

Bu türden çerçeveler içerisindeki mumlar çıkarıldıktan sonra çerçeveler üzerinde bulunan propolis kısımlarıda temizlenmeli ve çerçevelerin mikroptan arındırılması için mümkünse kaynar sudan yada alevden geçirilmelidir.Çerçevelerin temiz bir görünüm kazanmasının ardından tel geçirilecek delikleri bir ince çivi yada biz ile tekrar kullanmak üzere açılmalıdır.

Çerçeveden ayrılmış olan mumlar üç bölmeli olarak imal edilmiş mum eritme kazanının içerisine konulur. Buradaki asıl işi yapacak olan unsuren alt kısımda bulunan kaynayan suyun buharıdır. Su buharı ile eriyen mumların saf mum kısmı orta bölümdeki mum musluğundan alınabilmekte, mum haricinde
kalan tel , larva gömlekleri, çerçeve parçaları gibi kısımlar ise üst kısımda kalmaktadır.Böylece saf mum elde edilmektedir.

Bu yöntemde çok fazla miktarda enerji kaybı olmaktadır. Fakat temiz mum elde edilmektedir.
Bazı arıcılar artık kısmın alkolde eritilmesinden elde ettikleri sıvıyı kovanlarda yalıtım maddesi olarak kullanırlar.





Mum elde etmenin bir diğer yöntemi olan mum eritme kazanı kullanarak elde edilen mumlar son derece temiz olmakta fakat kazan içindeki suyun buharlaşma sonunda azalması söz konusu olacağından suyun bitmesi durumunda kazanın yanması söz konusu olacaktır. bu konuya dikkat etmek ve kazanın susuz kalarak yanmamasına dikkat etmek gerekmektedir.
Eritilmiş olan mumlar bu işi yapan firmalarda belirli bir işçilik karşılığında arılarda kullanılacak plakalar haline getirilerek size verilecektir. Bu işi gerçekleştirme sırasında ya sizin mumlarınızın işlenmesine ve geri verilmesine yada mumların katkısız oldukları ile ilgili test sonuçlarının size verilmiş olmasına özen göstermelisiniz.

17 Mart 2006 Cuma

KOVAN STANDARDININ ÖNEMİ


Kovan diğer bir ifade ile arı barınağı, arıların mükemmel bir gelişme sergileyebilmelerini ve yapılacak çalışmalara uygulama kolaylığı sağlayıcı bir özellik taşıması gerekir. Kovan imali için en doğal ve mükemmel malzeme ahşaptır. Tahta mümkünse fırınlanmış ve kuru tahtadan yapılan kovanlar bir de standartlara uygun olursa çalışmalarımızda bize kolaylık sağlar.

TSE standartları kovanların ölçüleri, malzeme israfını önleme , nakliye , arıların gelişme durumuna uygunluk, mevsimsel özelliklere uygunluk amacı düşünülerek kullanılabilecek en mükemmel kovan langsthrot tip kovandır. Langsthrot bir arıcının ismidir. İlk defa bu kovan ölçülerini kullanan kişi olduğu için onun ismi ile anılmaktadır. Kovan daha çok doğal arı kolonilerinin yaptığı yuvalar dikkat edilerek en az malzemeden en mükemmel tip kovan yapılmaya çalışılmıştır.

Ülkemiz mevsimsel özelliklerine dikkat edildiğinde dışarıda doğal arılar gibi kış altındada bakılabilecek en ideal kovan tipini langsthrot tip kovan olduğu görülmüştür. Dadant tip kovanların ise çerçeve yüksekliği biraz daha fazladır. Bu tip kovanlar bal kemerinin daha geniş olmasından dolayı daha çok kışın uzun olduğu bölgelerde kullanılmaktadır.

Her ne tip kovan kullanıyor isek kullanalım arılıkta kovanlar için yapılacak en önemli iş kovan standardına dikkat etmek olmalıdır. Bunun en öenmli nedeni kovanlar arasında çerçeve naili yapıldığında iş gücünün kaybını engeller. Bal, yumurta gibi çerçeve ile verilecek yada alınarak yapılacak yardımlar ancak standart tip kovanlar kullanıldığında bize yardımcı olacaktır. Farklı tip çerçeve kullanımları problem ortaya koymaktan başka bir işe yaramayacaktır.

16 Mart 2006 Perşembe

İLKBAHARLA BİRLİKTE AÇILAN İLK ÇİÇEKLER




İLKHBAHAR ŞERBETİ NASIL YAPILIR?

İlkbahar şerbeti arılar üzerinde yapılacak en önemli çalışmalardan biridir. Yapılacak çalışma yanlış uygulanırsa yarar yerine zarar da verebilir. Arılara her akşam yada iki günde bir 100-200 gr şerbet vermek arılarda sürekli bir nektar akımı olduğu hissini uyandıracak ve atılan yumurtaların beslenmesi için bol miktarda polen toplamayı teşvik edecektir. Arılar üzerindeki bu olumlu çalışmayı verilecek şerbeti uygun şekilde yapıp vermeli ve arılarımızın bu işten zarar görmelerini engellemeliyiz.
Arılara yapılacak şerbet ölçüsü her mevsimde farklılık arz eder. İlkbaharda yavru beslenmesinde sulu şurubun olması arıların yavrularını beslemesinde kolaylıkla şerbeti kullanmalarına yardımcı olur. Şerbet içerisine katılacak bal şerbetin daha da hızlı bir şekilde alınmasını sağlar. Arıların uyandırılması ile atılan yumurtaların beslenmesinde çalışan kış arılarının ömürleri de hızlı bir biçimde azalmaya başladığından kovan içi mevcudunda bir azalma görülmesi normaldir. Fakat kovan içi sıcaklığının muhafazası için tedbirler alınmalıdır.
Yapılacak şerbetin oranı sulu olmakla birlikte baharın erken dönemlerinde fazla su oranı olan şerbetin arılarca alınması zor olabilmektedir.
Arıcı tüm uygulamalarını ve zamanlamayı kendi tecrübeleri ve gözlemleri ile ayarlamalıdır. Bu çalışmayı yaparken de zamanlamaya çok önem vermelidir.
Arılara verilecek ilkbahar şerbeti için ne ölçü kullanılırsa kullanılsın bir ölçü suya bir ölçü şeker kullanmalı ve içerisine de bir miktar bal koymalıdır.
Şerbet yapımında kullanılacak su kaynatılmalıdır. Kaynatılmış su içerisine konan şeker karıştırılıp eritilmeli ve ılımaya bırakılmalıdır. Ilık bir vaziyette bulunan şerbet içerisine bal az miktarda bal katılmalı ve istenirse arılar için imal edilmiş vitaminlerden konulmalıdır. Bal ve vitamin sıcak şerbete koyulduğunda vitaminsel değer ortadan kalkacaktır. Bunu bertaraf etmemelidir.
Uyandırma şerbetlemesinin ardından ana arının attığı yumurta kapasitesi koloninin gücünü belirleyecektir. Unutulmamalıdır ki yaklaşık baldan kırk gün önce atılan yumurtalar bal mevsiminde tarlacı arı olacak ve bal toplama kapasitesini oluşturacaklardır.

15 Mart 2006 Çarşamba

DUYURU


Sitemizde her gün mevsimine uygun resimlerle süslü bir yazı yazmaya gayret ediyorum.
Yapıcı eleştrilerinizi bekliyor ve sorularınıza elimden geldiği kadar yardımcı olmak istiyorum.
Memleketimize yapılan hizmeti ibadet sayıyorum.
İlginize teşekkür ediyor bereketli bir yıl diliyorum.
Yalçın SEZER
yalcinsezer@msn.com

İstanbul arı yetiştiricileri birliği yeni yönetimine kavuşmak üzere.
Tanışma toplantısının ardından iki hafta sonra 26 Mart pazar günü yapılacak yeni yönetim kurulu seçiminde adaylar ve listeleri oluşturuluyor. Kim başkan olursa olsun birlik üyelerinin başkanı olacağı için herkese yeni oluşacak yönetimin hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Tanışma toplantısında söz alan Yalçın SEZER toptancı firmaların söz aldığını ve ana amaçlarının para kazanmak olduğunu söylediklerini, sivil toplum örgütü olan birliğin iyi temsil edilebilmesi için verimli bir ana arı gibi hep beraber oluşturulabileceğini , verimli yönetimin pazar sorunu dahil her konuda başarılı olabileceğini belirtti.
Aday olmadığını fakat akademisyenlik bilgisi ile tüm arıcılara yardımcı olmak istediğini belirten Yalçın SEZER yeni yönetim kurulu içinde görev almak istediğini söyledi.

14 Mart 2006 Salı

İLKBAHAR ŞERBETLEMESİ NEDİR? NASIL UYGULANIR?

Bahar aylarında erik ağaçlarının çiçek açmaya başlaması ile baharın geldiği anlaşılabilir. Artık arılarımıza azar azar uyandırma şerbeti verme vakti geldi diyebiliriz. Arılarımıza bahar geldi diye tüketemeyeceği miktarda bol şerbet vermek arılara yarardan çok zarar verecektir.
Arılara güçleri ölçüsünde tüketebileceklerinden daha az miktarda şerbeti (yaklaşık 100 gr kadar) her gün yada gün aşırı vermek çok mükemmel bir yumurta atımını ortaya koyar. Bu tür beslemeye baldan yaklaşık kırk gün önce başlamak son derece mükemmel bir gelişme sağlamaktadır.
İlkbaharda verilecek şerbet kabarmış çerçeve üzerine dökülmek sureti ile verileceği gibi bu iş için tasarlanmış kovana içeriden ve dışarıdan yada üzerinden verilebilecek şekilde şerbetlikler bulunmaktadır.
Kovan içerisinden verilecek olan bir şerbetliğin bölme tahtası gibi kovan tabanına kadar inenleri olduğu gibi yarım kayık şeklinde olanlarıda bulunmaktadır. Her tür şerbetliğin bazı avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır.




Kovana üzerinden konulan bir şerbetlik kovan kapak tahtası şeklinde yekpare olabildiği gibi, arıların şerbeti alacakları şekilde delinmiş tahta üzerine konan plastik şerbetliklerde bulunmaktadır.





Bazı memleketlerde arılar dışarıdan yemlenmektedir. Arılık içerisine konan şerbet çeşitli kaplar içerisine konularak arıların besini kovan içerisine koymaları sağlanmaktadır. Arıları yağmacılığa teşfik eden ve birbirleri ile kavga ederek ölmelerine neden olan bu tür bir uygulama son derece yanlıştır.




Üzerinden verilen şerbetliklerden plastik olanlarıda bulunmaktadır.


Bazı şerbetliklerde dışarıdan kovan uçma deliğinden içeriye girebilen ters çevrilmiş kavanoz yada kutulardan akan şerbetin arılar tarafından alınması esasına dayanır.

Her ne tür şerbetlikle beslenirse beslensin arıların beslenmesindeki asıl gaye esas bal mevsimine gelmeden önce arıların kovan içerisindeki yumurta miktarının son derece fazla olmasıdır.Bu durum söz konusu olursa kovana verilen şerbet arılar tarafından yumurta ve larvalara yedirilir. Böylece şeker arıya dönüşür ve arılar bal yapımına katılır. Bal mevsimi gelmeden önce şerbet verilmesi kesilmelidir. Aksi durumda bal ile şerbetin karışması balımızın kalitesini bozacaktır. Bu durumu ortaya koymamak için arılarımızı polen içeriği zengin ve besleyici özelliğinden dolayı ilkbaharda kendimize ait olan fiyatı düşük olduğu için satmayı mantıklı bulmadığımız ayçiçek yada yayla ballarını arılarımıza şerbet yaparak vermemiz, arıları son derece mükemmel geliştirecektir.

12 Mart 2006 Pazar

İSTANBUL ARICILARININ TANIŞMA TOPLANTISI YAPILDI

İstanbul arı yetiştiricileri birliğinin düzenlediği toplantıda yeni seçimlerde başkan olacak adayların görüşlerine yer verilerek arıcıların başkan adaylarını tanımaları sağlandı.




Mustafa Kabaoğlu
40 yıllık arıcılık sanatı ile uğraştığını söyleyen Mustafa bey İstanbulun çok önemli bir nokta olduğunu buranın markalaştırılması gerektiğini belirtti.





Rami bal toptancılarından Mustafa Toktaş bal fiyatlarının düşük olmasının yanlış reklamlar nedeni ile olduğunu belirtti. (Solda.)

Fahriye Hamulu halen İstanbul arı yetiştiricileri birliği başkanı ( sağda) yeni seçimlerde aday olduğunu geçmişte yapılamayan çalışmaların sebebini, oluşumun çok yeni oluşuna bağladığını belirtti.







Arıcılar birliği başkanlığına aday gösterilen fakat aday olmayacağını söyleyen Ertuğrul bey.

Tecrubelerime göre bu oluşumun beraberliğinin sağlam olması mümkün gözükmüyor bu nedenle başkan adayı değilim dedi.








Varroa üzerine bilgiler veren İstanbul Üniversitesi hocalarından Hayrettin bey önde ve başkan adayı Adem bey arkada.

11 Mart 2006 Cumartesi

ARILARIN BAŞKA BİR KOVANA AKTARILMASI



Değişeceğimiz kovandaki kapak ve örtü bezi kaldırılır.









Kovanın eski olması durumunda, bahar temizliği sırasında yada yeni alınmış bir koloninin başka bir kovana aktarılması söz konusu ise kovan değişme olayı gerçekleştirilir.









Kovanı değişecek koloni yerinden kaldırılır.














Yerinden kaldırılan kovanın tarlacı arıları eski yerine doğru yığılma gösterecektir. Bu yüzden vakit geçirmeden hemen yerine yeni kovan konulmalıdır.










Yeni kovan hazırlığı daha önceden yapılmalı ve kovan dezenfekte edilmelidir. Bu durum için kovanlar sodalı sularla yıkanabildiği gibi kovanların içi ,içinde oluşabilecek olası mikropları ortadan kaldırmak için ya pürmüzle yakılmalı yada içerisinde gazete kağıdı yakarak alevli bir atmosfer yaratılmalıdır.




Koloniyi oluşturan çerçeveler sırası bozulmadan yeni kovana geçirilir.









Koloni çerçevelerinin aktarılması sırasında nazik ama seri bir çalışma yapmalı arıların çalışma düzeninin bozulmamasına gayret edilmelidir.








İşlemler sırasında her türlü hava akımından ve aşırı sıcak ve soğuktan uzak durulmalı yumurta ve larvaların üşüyüp, kurumasına engel olunmalıdır.










Eksiksiz bir şekilde çerçeveler yerli yerinde yerleştirilmeli arıların oluşturdukları düzen bozulmamalıdır.








Eski kovanın cidarında bulunan arılar ana arının burada olmadığından emin olunduktan sonra sert bir hareketle yere sirkilmeli ve bütün arıların yeni kovana girmesi sağlanmalıdır. Ana arının yere düşebileceği ve bir daha yerine gidemeyeceği düşüncesi ile bu konuda çok dikkatli olunmalıdır. Hatta acele etmeyip dik bir şekilde yerleştirilen kovandan arılar kısa bir süre sonra eski yerlerine gideceklerdir. Gidemeyen varsa genç arılardır bunlara yardımcı olmak gerekir. Kovan çevresine yayılmış ve hareketlenmiş arıları bastırmak ve kovana dönmelerini sağlamak için körükle duman verilmesi gerekir.

Sonuç olarak kovanını değiştiğimiz koloninin örtü bezi yerleştirilmeli ve kapağı kapatılmalıdır. Bazı araştırıcıların bu tür kovanlara az miktarda ılık şerbet verdiklerine rastlanmaktadır.