30 Nisan 2006 Pazar

ARILARDA GÜÇ KAVRAMI NEDİR?

Bir çok arıcı birbiri ile görüşürken arıların gücünden bahsederler. Arıların gücü arıcılıkta önemli bir konudur. İlkbaharla birlikte daima arıların gücünden bahsedilir. Arıcılıkta arıların gücünün belirlenmesi bal yapımı yada diğer arı ürünlerinin elde edilmesinde kullanılan yada önem arz eden bir unsurdur. Arılarımızın zayıf olması yada güçlü olması arı bireyinin kas gücü olarak değilde koloni bireylerinin sayısının fazlalığı yada azlığı olarak değerlendirilir. Bu seferde koloni bireylerinin çerçevelerdeki dağılımı ile sayısının değişeceği hatta hava sıcaklığı ilede arıların çerçevelerde daha fazla yayılmasından dolayı farklı bir bakış açısı doğurabilir. Mevsime görede arıların gücü farklı bir izlenim ortaya koymaktadır. Kışın soğuk olduğu zamanlarında birbiri içerisine girerek arıların kış salkımına geçtiği günlerde arı sayısı çok daha az gibi görülebilmektedir.
Bu bakış açısı ile bakıldığında arıların gücü çıta yada çerçeve hesabı ile hesaplanır. Bir çerçevenin arkası ve önünü tamamen arı ile kaplanıldığında bu bize bir çıta arı olarak hesaplama yapmamıza yardımcı olur.
Bazı ülkelerde kilo hesabı ile paket arıcılık yapıldığını duyuyoruz. Eski dönemlerde insan kafası at kafası kuzu kafası gibi hesaplarla oğul gücünün belirlendiğini duymuşsunuzdur. Buradaki önemli olan unsur arı kolonisinin maksimum gücünün bal döneminde yüksek seviyede tutulması esasıdır. Arı gücü hesaplanmasında mevsimsel hava sıcaklıkları takip edilmeli ve bal döneminde arıların doruk noktada mevcuda sahip olmasına dikkat etmelidir.

29 Nisan 2006 Cumartesi

KOLONİLERE NİÇİN ANA ARI KAFESLE VERİLİR?

Teknik arıcılıkta en önemli unsurlardan biride kafesle ana arı verilmesi işidir. Ana arı bilgi birikimi ile kolay ve başarılı bir şekilde verilebilmektedir. Lakin ne zaman ve niçin ana arı verilmelidir? Ana arıların verilmesi gerekliliği olduğunda farklı yöntemlerle verilse dahi koloni ile ana arının verilmesinde bir sınırlayıcı faktörden yararlanılır. Kafesle sağlanan bu engelleyici yapı bireylerin ana arıya alışması ve koku irtibatının sağlanması için yapılır. Bu şekilde yapılmadığında yabancı olarak düşünülen ana arı imha edilecek ve sonuç hüsranla son bulacaktır.
Kolonimiz bir önceki incelememiz sırasında yanlışlıkla ezdiğimiz için ana arıyı kaybetmiş olabilir. Nakillerde çerçeve arasında yada içi dağılmış kovanlarda ölmüş olabilir. Kışın ana arısını kaybetmiş oabilir. Yaşlılığında dolayı ölmüş olabilir. Vasıfsız olduğu düşüncesi ile koloni tarafından öldürülmüş ve hatta ölmüş ana yerine meydana gelen ana arı döllenme uçuşuna çıkmış geri gelememiş başka canlılar tarafından öldürülmüş yenmiş yada kovan yerini şaşırdığından dolayı esas yerine gelememiş olabilir. Yada biz ırkını değişmek , yaşlılığından dolayı anayı değişmek istediğimiz de en doğru yapılacak iş döllenmiş ve yumurtlama becerisi içerisinde olan bir ananın kafesle analara verilmesi olmalıdır. Böylece koloni devamlılığı daha sağlıklı bir şekilde devam edecektir.
Genç ana arıların verilmesi ile kolonilerin oğul eğilimi daha az olacaktır. Koloni bireyleri fazla olduğu için arı ürünleri fazla üretilecektir. Koloni daha sağlıklı olacaktır.

28 Nisan 2006 Cuma

ANA ARI NİÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR VE VASIFLI OLDUĞUNU NASIL ANLARIZ?

Arı kolonisi içerisindeki en önemli birey gerek tek olması gerek neslin devamlılığını ve yaşama bağlılığını sağlayan unsur olması açısından ana arı son derece önemlidir. Arıcılıkta başarılı olabilmek için arı kolonisi bireylerinin çok önemli görev dağılımlarını iyi bilmeliyiz. Ana arının neslin devamını sağlamak açısından yumurtlama işleri ile meşgul olmasını bilmek yeterli değildir. Sağlıklı bir koloninin oluşabilmesi, bal ve diğer arıcılık ürünlerinin beklenenden daha fazla üretilebilmesi ve hastalıklara , parazitlere daha dayanıklı koloniler tesis etmede hep ana arının vasıflı olması gerekmektedir. Arıcılık sanatında bu yaklaşımla başarılı olunabilir.
Nasıl olucak vasıflı ana diye düşündüğümüzde ise aklımıza ilk olarak fazla miktarda analık hormonu üretebilen ana arılar akla gelmelidir. Buna bilimde feromon denilmektedir. Feromonları güçlü üretebilen analar genç analardır. Bu feromon varlığı koloniye sahip olabilme becerisi yaratmaktadır. Yaşlı anaların üretememesi üzerine yaşlı ananın varlığını anlayamayan arılar kendilerine yeni analar bile yetiştirmaya çalışırlar ve hatta bazen yaşlı ana genç ananın çıkması ve yumurtlamasına kadar kovan içerisinde kalabilir. Bu süreçte ana arı sanki bir işçi arı gibi görülmektedir. Bu feromon salgısını genç ve cüssesi büyük olan arılar daha fazla üretmektedirler. Cüssesi büyük olan analar ise oğul döneminde üretilen analardır. Bu dönemde kolonilerde hat safhada arı sütü üretebilecek seviyedeki bireyler yoğun olarak bulunmakta ayrıca dış çevre şartları nektarın ve polenin bol olduğundan dolayı ana namzetlerinin gayet iyi beslenmesini sağlayacak düzeydedir. Vasıflı analar daha yumurta döneminde iken 3 günlüğe kadar olan yumurtalardan elde edilen analar olmakla birlikte bu dönemde bol arı sütü ile beslenenler olmaktadır. Mevsimin önünde yada sonunda yapılan anların vasıfsız olması bundan kaynaklanmaktadır.
Ayrıca oğul döneminde elde edilen anların döllenmesi için ortamda bulunan erkek arıların varlığı oğul döneminde gayet bol olmakta vasıflı bir döllenme için gerekli olan sayıdaki erkek arılar bu dönemde sayıca fazla oldupu gibi bu dönemde çiftleşebilme olgunluğuna ulaşmış erkeklerdede vasıflı yapı ancak bu dönemde ortaya çıkmakta ve bol sperm ile ana vücudunda bulunan sperm keselerinin dolmasını sağlamaktadırlar . Biliyoruzki ana ömrü boyunca döllenme uçuşu yada uçuşları ile ömründe belli bir dönem 1ila 18 arası erkekle döllenir ve daha sonra bu döllenme sonucu aldığı spermleri ömrü boyunca kullanır. Buradan iri bir ananın ovaryumlarının yani yumurta üretecek olan dişi organının da daha fazla yumurta yapabilme becerisine sahip olacağı sonucu ortaya çıkacaktırki döllenme ve beslenme bu duruma yardımcı olacak unsurlardır.
Uzunca ve sivri olan anaların yumurtlama ve koloni içerisindeki bireylerle temasının daha fazla olacağı düşüncesi hakimdir. Şişman ve tombul analar yumurtlama becerisi olarak daha zayıf kalmakta ve hareket kabiliyetleri peteklerde daha kısıtlı olmaktadır.
Ana arıların bacak kanat gibi organları tam olmalıdır. İnsanlardada bir kolu bacağı olmayan kişiler yaşamlarını sürdürmektedirler fakat hayat onlar için daha zorlu geçmektedir. Bizler buradan yola çıkarsak arının yaşının tespiti için kanatının koparılmasının hoş bir yaklaşım olmayacağını düşünürüz. Zaten yaşamını zor bela geçirecek olan ana arı bundan sonra muhakkak diğer kanadı koparılmamışlara göre daha zor gelişim gösterecktir.
İster kendimiz yetiştireşlim ister dışarıdan alalım ana arıların vasıflı olup olmadığına dikkat etmeliyiz. Dış görünüşün yanı sıra ana arıların kovan içerisindeki yumurtlama yapısıda önemlidir.
Ana arı gözlerin tam ortasına biraz kalınca bir yumurta bırakmalıdır. İnce ve zor oluşmuş yumurtlar oluşturan anaların koloniyi başarılı bir şekilde kontrol altında tutması mümkün değildir. Ana arılar çerçevede boş göz bırakmadan tamamen gözleri yumurta ile doldurmalıdır.
Doğal oğul mevsiminde elde edilen ve bu dönemde elde edilen ana arıların yumurtlama kapasitesine bakıldığında kriterlerimize uyan ana arılarla koloniler kışa sokulmaldır. Önünüzdeki sezon bu analar ile istediğiniz her türlü ürünü almak mümkün olacaktır.

25 Nisan 2006 Salı

DOĞAL OĞULLAR NİÇİN SUNNİ OĞULLARDAN DAHA İYİ GELİŞİRLER

Arıcılarımız doğal oğulların her zaman sunni oğullardan daha iyi geliştiğini fakat sunni oğul alarak hem bal elde etmek hemde olası oğul kayıplarından kurtulmak istediklerini belirtirler. Elde edilen sunni oğulların tarlacılarının eski kovanlarına geri dönmeleri ise yeni bölmenin gücünün azalmasına hatta bazı dönemlerde yumurtanın dahi terkine neden olur.
Burada düşünülmesi gereken doğal oğullardaki başarılı gelişimi ortaya koyan unsurun ne olduğudur. Cevap her yaştan arı olmasıdır. İnsan vücudunun organlardan oluştuğunu her canlının hücrelerden oluştuğunu düşünecek olursak arı kolonisinin varlığını ortaya koyan da arıların varlığıdır. Bu varlıkta her yaştan arı insan vücudundaki her organa eş yapılardır. Bazısı polen bazısı su taşırken kimisi iç işleri yapmaktadır. Hatta kovan içinde doktor arılar bile bulunur. Burdan yola çıkacak olursak arıların her işi yapabilecek kadrolarının olması sistemli çalışmalarına yardım etmiş olacaktır.
Diğer taraftan arıcılar bölmelerini yaptıklarında buna pek riayet etmezler. Bölmelerin yapımında kenardan iki çerçeve alınıp ayrıldığında üzerindeki arıların çoğu tarlacı olacak olduğundan arıların tümü eski yerine gidecektir. Orta kısımdan alındığında bu sefer tarlacılar eski yerine gittiği zaman geri kalan arıların tamamı genç arılardan oluşur ve dışarıdan gelmesi gerekli nektar polen bekçi gibi işlerde çalışacak bireyler olmaz. Neticede kolu bacağı olmayan bir çocuk durumuna düşer bölmemeiz. Kendini toparlayamaz.
Sağlıklı bir bölme en az 3 çerçeveden oluşur. Bir kapalı bir açık gözlü yumurta ve bir ballı çerçeve içeren bölme arıları ile birlikte 3 km uzağa götürülmeli döllenmiş ve yumurtlayabilen bir ana ile bölmemiz aynı doğal oğul gibi sağlıklı gelişimini sürdürebilecektir.

24 Nisan 2006 Pazartesi

ÇERÇEVELERE MUM TAKMA İŞLEMİ

Çerçeveler mumlar takılırken kesinlikle tel geçirilmelidir. Aksi taktirde örülen yada kabartılan mum çeçerve içinde sabitlenemeyecek ve karakovan düzeni hakim olacaktır. Modern arıcılıkta teknik çalışmalar yapılırken kesinlikle çerçevelerdeki mumların tel ile tutturulması zorunluluğu vardır. Bu tutunma işlemi mumun sabitlenmesine ve balla doldurulduğunda çerçeve her ne şekilde tutulursa tutulsun balın çerçeveden ayrılmamasına neden olmak içindir. Bu durum çerçeve incelemeleri sırasındada geçerlidir. Ayrıca çerçevelerdeki balların süzme makinelerinde süzülmesi sırasında merkezkaç kuvvetinin etkisi ile bal kazan cidarına püskürtüldüğü sırada çerçevelerin parçalanmaması gerekir. Parçalanan çerçeveler tekrar kullanılamayacağı için bu çok önemlidir. Mumlar çerçevelere takılırken çerçeve üst çıtası önem arz eder. Üst çıtada bulunan oluklar ile mum buradaki yuvaya geçirilerek tutturulabileceği gibi yaklaşık 1cm kadar kıvırararakta oluksuz çerçevelere yapıştırma sureti ile de mum takılabilir. Çerçeve üstünden takılan mum teller ya mahmuzla yada adaptörler yardımı ile amperi düşük tutularak telin ısıtıp mumun yapıştırılması sağlanabilir. Bu çalışma ile çerçeveler tahrip edilmeden sağlıklı çerçeveler elde edilebildiği gibi erkek arı yumurtası az atılan ve işçi arı yumurtası bol olan çerçeveler elde edilebilmektedir. Çerçeveler takılacak mumlar genellikle üç sıra tele tututulmaktadır. İki sıra tele yapışması durumunda bolluk olabilir ve bal süzülmesi esnasında yırtılmalar daha fazla görülmektedir.

23 Nisan 2006 Pazar

YENİ VERİLEN ÇERÇEVELER NİÇİN ARILAR TARAFINDAN BOZULUR?

Arıların kabartması için yeni verdiğimiz mumlu çerçeveler arılar tarafından bazen parçalanır ve mum üzerinde delikler açıldığı gibi arılar tarafından kesildi denilen koparılma işlemi gerçekleşebilir. Bu durumda akla gelen mum içerisinde arıların hoşlanmadığı ve kovandan dışarı çıkarmak istedikleri yabancı maddelerin varlığıdır. Bazı zamanlarda bu mümkünde görülmektedir. Para hırsı gözünü boyamış insanlar bizlere ve arılarımıza zarar verecek bir çalışma içine girmiş bulunurlar. İster güzel ister kötü durumdaki mumlar çerçeve tellerine tutturulmak için mahmuzlandıklarında ve bu durum özelliklede hava soğuksa mumun tele yapışmamasına ve arıcının güç kullanarak yapıştırma gayreti ilede mumun deforme olmasına neden olmaktadır. Arıların buradaki rahatsız olmuş kısmın tahribatını ortadan kaldırma çabası ise ya burayı delme yada koparma şeklinde olmaktadır. Özellikle bu tür mumların verildiği zaman nektar akışının az olduğu ve birde mevcudun az olduğu döneme rastlarsa arıların tahribatı çok olmaktadır. Ayrıca arıların mumu kabartma süresi de azalmakta ve arıların çalışma düzeni bozularak arıcının bundan zarar görmesi durumu ortaya çıkmaktadır.

22 Nisan 2006 Cumartesi

ARILIKTA ÇALIŞMAYA BAŞLARKEN İLK YAPILMASI GEREKENLER NELERDİR?

Arıcı arkadaşların bir çoğu arılığa gittiklerinde akıllarında sadece ve sadece arılarının gücü ve çalışmalarındaki o ahengin güzelliğini seyretmekle birlikte ana amaçları arılarına hizmettir. Bundan dolayı bir çoğu iş elbisesini giymeden ve körüklerini yakmadan işe koyulurlar. Hemen hepsininde mutlaka bir çok yeni kıyafeti ya mumlanır yada propolislenir. Aslında arılığa gidildiğinde yapılması gereken öncelikli işler vardır. Mutlaka arılıkta giyilecek bir iş elbisesi kullanılmalıdır. Ayakkabılar arıları cezb edecek bir şekilde olmamalıdır. Paçaların sıkılmasına dikkat ederken sokma eğilimine dikkat etmeli buna izin vermeyecek şekilde yapılmalıdır. Havanın rüzgarsız olmasına özen gösterilemeli ve mümkünse arılarla çalışma sabah saatlerindn öğle vaktine kadar yapılmalıdır. Öğleden sonra gelen tarlacıların yoğunluğunun artması ile birlikte koloni ile çalışma zor olacaktır.
Arıların yuvası ile ilgileniyoruz dolayısı ile saldırılarına maruz kalmak hiç de şaşılıcak bir durum değil. O halde bu saldırılardan kendimizi koruumak için mutlakabir maske kullanmak gerekir. Bu maske kullanımı bazı arıcılarca istenmemekte bazıları içinde bir maharte sayılmaktadır. oysaki olası bir durumda iş kaybına yol açacak olan arı sokmasını engellemek için maske kullanımına dikkat etmeliyiz. arılıkta çalışma yaparken arıların sakinleşmesini sağlamak için mutlaka körük yakılmalıdır. Körüksüz arı incelemesi adeta bir işkance olacaktır . Arıların eldiven ve diğer arı elbiselerini sokmaları sırasaında zehir kokusu bırakacakları bu kokununda diğer arıların sokma eğilimlerini artıracakları düşüncesini aklımızdan çıokarmamalı ve bundan dolayı bir tür eşyaların yıkanmasına özen göstermeliyiz. Temiz bir su ile kokunun yok edilmesi işini hemen anında yapmakta mümkündür.
Birde arılıkta çalışırken her kolonin hakkında bilgi içeren bir defter, çevredeki flora takibi, yapılacaklar,eksiklikler listesi gibi not alınması gereken bir defter bulunmalıdır.
Hava ılık ,rüzgarsız. Körüğümüz yanıyor. Maskemizi giymişiz.Eldivenler ve diğer ekipmanda yanımızda artık yapılacak iş çalışmak. Herkese kolay gelsin.

21 Nisan 2006 Cuma

ÇERÇEVELER VE MUM TAKMA

Çerçeveler modern arıcılıkta üzerinde en çok çalışma yapılan parçaları oluşturuyor. O yüzden bu parçaların son derece mükemmel olmalarına özen gösterilmelidir. Öyleki çerçevenin kolay şekilde bozulmaması gerekir. Çiviyi tutan tahtadan yapılmasına ve darbe aldığında yamulmamasına özen gösterilmelidir. Yan çıtalar ile üst çıtanın mutlaka yan taraftan çivilenmesine ve böylece üstten çekilirken çerçevenin parçalanmaması sağlanmalıdır. Çerçevelerin delikleri delinirken yan tahtanın tam ortasından delinmesine ve buradan geçirilen telin gergin bir şekilde tam ortadan gerilmesi sağlanmalıdır. Plaka halindeki mum üst çıtadaki oluklara yerleştirilmeli yada üst çıtanın alt kısmına göbekli bir mahmuzla yapıştırılmalıdır. Bu mahmuzlama işlemleri yapılırken telin muma yapışması için ne çok fazla nede çok az bir şekilde bastırılmalıdır. Fazla bastırıldığında erkek arı gözü yapılacak yada bu noktalara yumurta atılmayacaktır. Bazen arılar bu bölümün kesilip atılmasına neden olurlar. Bastırılmaz ve yapışmaz ise bu seferde arılar mumu kabartırken telin geri kalan kısmını kullanırlar ve mum geride kaldığı için çerçevelerde düzensizlik ortaya çıkmaktadır. Mum takma ve çerçeve üzerinde yapılan çalışmalar gibi arıcılıkta hemen bir çok işin çerçeve üzerinde yapıldığı düşünülecek olursa son derece önemlidir.Mumların takılmasına özen gösterilmeli ve çerçevelrin alt kısmındaki çıta ile mum arasında boşluk kalmamasına özen gösterilmelidir. Buradaki boşlukta olması gereken yumurtalı kısımdan çıkacak olan arı sayısı bilinmelidirki ortalama bir çerçeve arı sayısına eşit olacaktır. Buradaki arı sayısının azlığının yanı sıra bal döneminde çalışacak olan işçi arıların sayısının azalmasına ve balın bir miktar az olmasına neden olacağı düşünülmelidir.

20 Nisan 2006 Perşembe

KOVAN YERİ BELİRLEME UÇUŞU

Birçok amatör arkadaşın özellikle öğlen vakitlerinde kovana giren ve çıkan tarlacı arıların yanı sıra kovan önünde bir sağa bir sola giden ve kovan uçuş deliğine doğru dönmüş bir çok arının varlığı dikkatini çeker. Bu durum bazen öyle hiddetli ve gürültülü olur ki amatör arıcılar arılarının zayıf olduklarını bildikleri halde acaba arı oğulmu veriyor diye şaşkınlığını gizleyemez. Oysaki arılar bilimeliyiz kısacık ömürlerinde her gün ayrı bir işi yapmak için programlanmışlardır. Belli bir dönemdede kovan önünde uçuş talimleri yaparlar. Bu talimler her gün bir miktar daha uzak mesafeye doğru yapılır ve gün gelir tarlacılığa başladıklarında zorluk çekmeden arazide çalışıp geri gelebilirler. Bu yer belirleme uçuşlarındaki durum arı kolonisi içindeki arı kalabalıklığı hakkındada bize kovan kapağını açmadan bir bilgi verebilir. Fakat bu yaklaşım koloniler ile ilgili çalışmaları yapıp kendi arılığımızda bir pratik çalışma sonunda kazanılacaktır. Arıların deneme uçuşuna çıktıklarındaki kalabalıkla doğru orantılı olmakla birlikte bir sonraki hafta bu koloni üzerinde ne türlü bir çalışma yapacağınız hakkındada size bilgi verecektir.

19 Nisan 2006 Çarşamba

KABARMAMIŞ ÇERÇEVE VERİLMESİ

Arılarımıza kabarmamış çerçeve verilmesi önemli bir noktadır. Arılar kendileri için gerekli olan yuvayı yapmak için çaba sarf ederler. Bu işlem için mum bezlerinden ürettikleri mumu kullanırlar. Bakıldığında mumu kendileri için yaptıkları ve bu iş için bir hayli efor ve enerji harcadıkları görülür. Yaklaşık olarak 1 kilo mum için arılar 10 kilo kadar bal tüketirler. Modern arıcılıkta istenmeyen bu durum verilen kabarmamış çerçevelerin arılara verilmesi ile kısmen ekonomi yapılmaya ve kazancın fazlalaşmasına çalışılır. Arı ailesi çerçeve verilmediği zaman mevcudundaki kalabalık arının yaşayabileceği ve yeni yumurtalar atılabilecek yuva hazırlıkları yapar ve kovan içerisinde kendi düzenini oluşturarak kapak tahtasına dalak yada dil diye isimlendirilen mum takar. Bu aslında çerçeve ihtiyacı olan arıya çerçeve verilmediğinin bir göstergesidir. Çerçeveler plaka halinde mum takılmış şekilde hazırlanılır. Arıya verirken en dıştaki polenli ve yumurtalı çerçevelerin arasına yerleştirilir. Buraya konulmuş olan çerçeve çok çabuk şekilde kabartılır ve yumurta atılır. Koloninin devamlılığını sağlayan ve verimli bir sezonun geçmesine yardımcı olacak en önemli kriter mevcut kalabalıklığı olacağına göre çerçevelerimizi bu şekilde yaklaşık 3 günde bir vererek arılara harcamak istedikleri mumu harcamalarına ve arıların oğul meyilini azaltmalarına yardım etmeli ayrıca bal sezonundaki kabarmış çerçeve ihtiyacımızın karşılanmasına çalışmalıyız.

18 Nisan 2006 Salı

ARILARIN SALDIRMALARINI NASIL ENGELLEYEBİLİRİZ?

Arlar kış aylarında havanın soğuk olduğu bir zamanda kovan açılıp çerçeveler dışarı çıkarıldığında nazik davranılmazsa saldırma eğilimi gösterirler. Kışın hava sıcak olduğu bir günde inceleme için açıldığında yine fazla saldırırlar. Buradaki neden hava soğukluğu , koloni içerisindeki bireylerin yaşlı ve saldırgan arılardan oluşmaları birde nazik bir yaklaşım olmamasından kaynaklanmaktadır.
Baharın erken dönemlerinde kolonilerde bal miktarı az iken ve kolonide yeni genç bireyler oluşmadığı dönemde de arılar daha çok saldırma eğilimindedirler. Arıların saldırma eğilimlerinin yoğun olduğu bir dönemde baldan sonra yaşlı arıların yoğun olduğu zamandır. Buradan şu sonuç çıkarki yaşlı arılar gençlere göre çok daha fazla saldırgandırlar. Buna havanın rüzgarlı olması , serin olması ve arılara sakin değilde hareketli ve hızlı yaklaşımlarla çalışma yapmak saldırganlıklarını artırıcı unsurlardır. Arılardan bir yada bir kaç tanesi maske , eldiven ve diğer çamaşırlarımıza zehir salgıladığında bilinmelidirki arılar zehir kokusuna daha çok saldırmakta adeta bu bir alarm zilinin çalmasına benzer etki oluşturmakta ve saldırgan arıların sayısını artırmaktadır. Bundan dolayı arılara gayet sakin ve yumuşak hareketlerle davranmalı çerçeveler koloniden çıkarılırken çerçevenin sarsılmamasına dikkat edilmelidir.
İlkbaharda ve bal mevsiminde arılar daha sakin olurlar. Arıların saldırganlık duyusuna bir diğer etken ise açlık ve genetik. Koloni aç ise saldırganlık artıyor. Birde genetiksel bir özellik olarak karşımıza çıkıyor.
Nazik bir yaklaşım, dumanı az kullanmak ama serin bol bir halde, havanın sıcaklığı arıların çalışmasına elverişli olmalı arlar bu bakım esnasında sokma eğilimi gösteriyorlarsa duman verilerek bal yemeleri ve sakinlemeleri gerekir bu durumda sokma eğilimleri azalmış olur.
Arılığa gitmeden evvel maskemizi ve eldivenlerimizi takmak iş güvenliği ve çalışma kapasitemizi artıracaktır.

17 Nisan 2006 Pazartesi

ARI ZEHİRİ VE ARI SOKMASI

Arılar koloni zarar görecek diye kendilerinin canları pahasına saldırırlar ve ölürler. Arı iğnesi balık oltası biçiminde olduğu için girdiği yerden tekrar rahatça çıkamaz. Bal arısı iğnesi bu yüzden soktuğu yerde kalır ve kas hareketleri ile zehiri zekretmeye devam eder. Bu zehir kesesi sıkılarak tutulup çekilmek istenirse zehirin daha çok deri yoluyla damara geçmesine ve burada bir ödeme yani su toplamasına neden olur. Acı ve buradaki şişlik bazı kişilerde daha az bazılarında çok şiddetli olur. Şiddetli olduğu durumlarda meydana gelen psikolojik hareketler anaflaktik şok olarak isimlendirilir. Burada kaşıntı , titreme,sokulan noktada ödemden dolayı şişlik ,ateş,ürpeti, ve miğde bulantısı gibi durumlar söz konusu olur.
İğne ve zehir torbası dibinden ve sıkmadan ters yada düz istikamete zehir kesesinden zehirin daha çok çıkması engellenecek şekilde çıkarılmalıdır.
Bazı ülkelerde arı zehirinin felçli insanlarda kısmen hareket kabiliyeti kazandırmada, romatizma hastalıklarında ilaç olarak kullanıldığını duyuyoruz fakat üretimi ve pazarı hakkında bilgimiz bulunmuyor. Bu çalışmaların hızlandırılması ve dünya pazarında söz sahibi olabilmemiz için bulunduğumuz illerdeki arıcılar birliklerinin çalışmalarını hızlandırmaları gerekiyor. Güzel ülkemizin her köşesi arı üretmek için madem çok elverişli madem dünyada belli bir sırada koloni varlığımızla yer alıyoruz o halde bu sektördede arı zehiri üreterek bu konuda söz sahibi olmalıyız.

16 Nisan 2006 Pazar

SUNNİ OĞUL

Bugün Ankaradan Serkan beyin çalışma hayatından dolayı ilgilenemediği fakat çok sevdiği arılarını doğal oğulla kaybetmemek için nasıl bir yol takip etmeliyim sorusuna cevap vermek istiyorum.
gerçektende iş hayatının yorucu temposunu unuttuğumuz zamanların arılarla ilgilendiğimiz zamanlar olduğu dikkat edilecek olursa , gözümüz gibi baktığımız arılarımızın vakitsizlikten ötürü mevcut kaybına neden olacak doğal oğullar ile kaybolması bizi çok üzecektir.
Doğal oğul dikkat edilecek olursa bir ana ve hemen her yaştan bireyin bir arada olduğu bir bütünlük ifade eder.
Burtadan yola çıkarak arılarda yapılacak en mükemmel sunni oğul işlemi hazır döllenmiş ve yumurtlama kapasitesine sahip bir ana arı ve koloninin yarısını ifade eden bir mevcut bizim işimizi görecektir. Koloni düzeni ballı ,polenli,yumurtalı gücüne göre keç çerçeve içeriyorsa o kadar ve tekrar polenli ve ballı çıtalardan oluşur. Bu çerçeveler üzerindede yine her çerçeveye özgü arılar bulunmaktadır. Bal toplayıp derleyenler kenarlarda ve yavru bakanlar ortada gibi . Tam ortara ikiye bölme doğal oğula en yakın bölmeyi yada sunni oğulu ifade eder. Tabi burada ana arıyı kafesle vermeyi ve koloni ile ana arı arasındaki iletişim kurulduktan sonra ananın salınmasına izin vermeyi unutmamalıyız.
Daha az miktarda yapılan bölmelerde her işi yapacak birey sayısı olmamakta adeta bir organı kopmuş insan gibi bir hal ortaya çıkmaktadır. Arılar eksik olan bireylerin görevini yapmak için çaba sarf etseler bile bu gelişmeye ket vuran bir unsurdur.
Bir önemli unsurda yapılan bölmenin işlem bittikten sonra mutlaka yerinin en az 3 km uzağa götürülmesidir. Aksi taktirde arılardan tarlacılar geri gelecekler bölme çok zayıflayacak ve istenilen şekilde bir sunni oğul olmayacaktır.Tekrar eski yerine en az 15 gün sonra getirilmelidir.

DOĞAL OĞUL

Akla gelen ilk olay kendi kendine gerçekleştiğidir. Burada şartların neler olduğuna dikkat etmek gerekir. Arılar mevsimsel gelişmelerine paralel olarak mevcudundaki kalabalık ile ilintili bir seri unsurun peşpeşe gelmesi ile oğul meydana getirir. Aslında oğul belli bir miktar arının ana ile birlikte dışarı çıkması olayıdır. Bir nevi koloninin çoğalmasıdır. Arıcılar için bazen iyi bazen kötü bir durumdur.
Arıların mevcudu kovan içerisine sığmayacak şekilde çoğaldığında koloni bireyleri artık ihtiyaçlarını kovan içerisinde karşılayamayacak durumla karşı karşıya gelirler. Yaşları genç olan bireyler üretecekleri mumu harcayacakları yer bulamayacaklardır. Bu durum kovan içerisinde hararetin artmasına neden olur. Bu bakış açısı ile baktığımızda kovan içi küçük ise oğul daha çabuk ama daha küçük olacaktır. Teknik arıcılıkta doğal oğul hiçde istenen bir durum değildir. Nedeni başında olamadığımız zamanlarda oğul meydana gelebilmekte ve biz bu oğula sahip olamadan koloninin arılıktan ayrılması söz konusu olabilir. Doğal oğul kovandan çıkmadan öncü bir takım arılar ki bunlara kılavuz arılar denilir. Kovana yakın bir yere özelliklede serin ve yksekçe bir noktaya koloninin geçici bir yer teşkiline yardımcı olurlar. Daha sonra esas yerleşecekleri yere doğru koloninin gitmesini teşfik ederler. Bu süreç bazen bir gün bazen üç gün sürebilir. Hatta bazen arılar ayrılmazlar ve yaşamlarını ilk kondukları noktada devam ettirirler.
Oğul kovandan çıktığında ilk oğul yaklaşık koloninin yarısı ile birlikte çıkar. Burada ilk çıkan ana eski döllü anadır. Çok kısa sürede kalabalık mevcut ile mevcudunu artırır ve bal yapma kapasitesi yüksek bir kapital ifade eder. Diğer geride kalan yumurtaları kaplayacak olan arı sayısı az kaldığı için bazı mevsimlerin soğuk gitmesi ile yumurtalarıun üşümesi durumu söz konusu olabilir. Bu şekilde koloni hastalanabilir. Diğer çıkan oğullar dölsüz ana ile çıkar bu oğul bir hafta diğeri 3 ila beş gün içerisinde çıkacaktır. Bunların tam süresi bilinemez nedeni farklı zamanlarda atılan yumurtaların ana namzeti olarak beslenmesi sonucu ortaya çıkan anaların ne zaman kovanı terk edecekleri bilinemez.
Kolonilerin oğul vermesini hızlandıran etkenlerden bir tanesi de kovanın sıcak olması ve koloninin sıcak bir bölgede eski bir ana ile bulunasıdır.

BAHARDA KABARMAMIŞ ÇERÇEVE VERİLMESİ

Baharla birlikte arılar bol nektar getirirler. Böylece hem arı mevcudu artar hemde yeni yuva yapımı hızlanır. Yuvanın büyümesi için gerekli olan mevcut genç arıların mum bezlerinmden mum üretmesi ile birlikte artar. Mum çerçevelere takılmış olan plaka halindeki mumların kullanılması ile birlikte daha az harcanır. Bir kilo kadar bal ile ancak 100 gr mum üretilebilmektedir. Bu mumların kullanılması bal kazancımızı artıracaktır. Verilecek olan kabarmamış çerçeveleryumurtaların bittiği ve polenin başladığı çerçevelerin arasına konulduğunda başarılı bir çerçeve verilmiş olur bu durumda arılar daha çabuk mumu kabartabilirler. Fakat mevcudu az olan arılara mum bu şekilde verilirse arılar mumu kabartamayacaklardır. Çerçevelerin her yıl kabartabildiği kadar fazla miktarda kabartılması arıların oğul eğilimini ve ayrıca arıların daha düzenli bir çalışma sağlamasına neden olur. Çok eski çerçevelerdeki gözlerin kararması buradan çıkan yavru arıların başkalaşım geçirdikleri sırada bi rgömlek bırakmalarından ileri gelmektedir. Sonuçta yuva gözleri daralmakta ve yeni yavrular da bundan dolayı çok çelimsiz ve küçük boyutta olmaktadırlar. Her yıl kuluçkalıktan bol miktarda çerçeve kabartılması başarılı bir çalışma ortaya koymaktadır.

15 Nisan 2006 Cumartesi

KOLONİ DÜZENLEMELERİNDE ZAYIF ARILARA KAPALI YUMURTALI ÇERÇEVE VERME YÖNTEMİ

Arılıkta her seviyede arı olması normal bir durumdur. Standart tip kovanlarla çalışanlar koloniler arasında çerçeve alış verişi yaparak koloniler arasında bir dengeleme yoluna gidebilirler. Burada yapılan kuvvetli arının oğul arzusunu söndürürken, zayıf arınında güçlenmesine yardımcı olmaktır.
Fakat yapılan en büyük yanlışlık rastgele çerçevelerin verilmesidir. Oysa dikkat edilecek bir kaç nokta vardır. Zayıf koloniler genelde verilen çerçevelerdeki yumurtalı alanın geniş olmasından dolayı yumurtaları kaplayamamakta ve verilen yumurtaların soğumasına hatta koloninin hastalanmasına neden olmaktadır.
Koloninin kaplayacağı miktarda yumurta verilmesinin zor olduğu durumlarda ise yapılacak en mükemmel iş kuvvetli koloninin hemen çıkacak olan kapalı yumurtalı çerçevelerin zayıflara verilmesidir ki; bunun en güzel yanı hemen çıkan yavrular hem koloniyi güçlendirecek hemde bu çerçevelerin bakıma ihtiyacı olmadığından koloniyi zorlamaz ve kısa bir sürede koloni kendini toparlayarak daha fazla yumurta atmasına yardımcı olur. Fakat üşümeyi engellemek için yinede arıların bir bölme tahtası ile sınırlandırılması iyi olur. Aslında havaların gece16-20 dereceye kadar çıktığı döneme kadar arıların sıcağa daha çok ihtiyacı vardır.

14 Nisan 2006 Cuma

ZAYIF KOLONİLER OĞUL VEREBİLİRMİ?

Koloni gücü çerçeve ile belirlendiğine göre ve bizlerde standart tip kovanlar kullandığımıza göre koloni mevcudu da mevsime gör güçlülük değeri farklı bir durum arz eder. Buna göre arıların barınak olark seçtikleri yerin darlığına göre oğul verme girişiminde bulunabilmeleri normaldir
.
Bu durum bazı zamanlar yerin darlığından olabildiği gibi bazı durumlardada verimsiz ananın değiştirilmesi amacı ile yapılan memelerdeki ana arının çıkmasına az zaman kala bir miktar arı ile ananın dışarı çıkması yada anasız kalmış kolonilerin kendilerine ana yapmak için çalıştıkları sıarada birden fazla ana arı memesinden çıkan anaların bir miktar arı ile dışarı çıkması oğul olarak düşünülebilir. Bunlara bazı yörelerde kopel adı verilmektedir. Ömürleri vasıfsız ana içerdiklerinden dolayı kısa olmaktadır.

13 Nisan 2006 Perşembe

İŞÇİ ARI GÖZLÜ ÇERÇEVELERİ NASIL KOLONİLERE YAPTIRABİLİRİZ?

Arılar eğer belirli bir yoğunluğun üzerinde iseler yaklaşacak olan oğul hazırlığı anlamına gelen erkek arı yumurtaları ile meşgul olurlar. Sanıyorum her çerçevenin dibinde bir miktar olmakla birlikte yoğun işçi arı gözlü çerçeve yaptırmak istiyorsanız siz mevcudu az olan arılara bu işi yaptırmalısınız yada erkek arı yumurtası bol olan bir çerçeveyi daima yeni verdiğiniz kabarmamış çerçeve ile yanyana koyduğunuzda koloni erkek göz varlığını algılar ve daha fazlasını yapmaz. Bu iki yöntem en ideal ve kolay yöntemlerdir.

12 Nisan 2006 Çarşamba

ANA ARI YETİŞTİRİLME ÇALIŞMALARINA BAŞLAMA

Ana arı yetiştirilmesi bir arılıkta yapılması gereken önemli bir çalışmadır.
Arılarımızın her yıl özellikle ılıman bölgelerde bulunan arıların ve gezginci arıcılık yapanların mutlaka ana arı yetiştirmeleri ve her yıl anaların değiştirilmesi gerekmektedir.
Ana arı yetiştirmek için en mükemmel dönem bahar dönemidir. Polen ve nektar akışının bol olduğu arıların normal oğul hazırlığına başladıkları zamanlar son derece mükemmel ana arı yetiştirme dönemleridir.
Bir arılıkta ana arı yetiştirme çalışmalarına başlayabilmek için muhakkak olgun erkek arıya ihtiyaç vardır. Bir erkek arı yaklaşık bir ayda olgun ve bol sperm verebilecek duruma kavuşabilir. Böylece ana arıların verimli bir yumurtlama kapasitesine sahip olmasını sağlar. Erken ana elde edeceğiz diye vasıfsız analara sahip olmamalıyız. En mükemmel zamanı arıların bilecekleri düşünülerek arıların normal hazırlık çalışmalarını takip etmeliyiz.
Arılıkta çeşitli yöntemlerle ana arı yeiştirebiliriz. Konunun ana ilkesi koloninin anasız kaldığı düşünülecek olursa kısmen çözülebilir. Böyle bir durumda ana arının yokluğunu hisseden arılar 1ila 3 günlük arası yumurtaların arı sütü ile beslenmesi ile ana arı namzeti olarak yetişecek ana memeleri görülür.
Ana ister bir ister 100 tane yapılacak olsun işin esprisi koloninin anasız olması gerekliliğidir. Anasız kalmış bir koloniye ana yaptırma çalışmaları yapılacaktır . Bir arılıkta ister oğul üretimi ister ana satışı isterse elimizin altında kullanılmak üzere bulunsun isteniyorsa ana yetiştirilebilir. Hangisi olursa olsun yapılan çalışmalarda yaklaşık 20 yumurta transferi yapılarak bu işe girişildiğinde en mükemmel çalışma ile analar vasıflı elde edilebilecektir.
Burada larva transfer yöntemi, ile yaklaşık 20 ana arı yetiştirme çalışmasının basamaklarını anlatacağız.
Öncelikle bir koloni seçilmelidir. Bu koloni besleyici ana memelerini aypıcı ve kapatıcı bir koloni olacağı için çok kalabalık olmalıdır. En çok yumurtacı bir ırk ile bu çalışma yapılmalıdır. Böyle bir arı kolonilerin içerisindeki en kalabalık arı olmalıdır. Hatta arılıkta bulunan ve kalabalık kolonilerde bulunan kapalı yumurtalarla elde edilmiş 8-9 çerçeve kapalı yumurtası olan bir kovan seçmelidir. Bu koloninin anası alınmalı ve yaklaşık 1 hafta beklenmelidir.
Buradaki bir haftalık sürenin amacı en yaşlı ana yapılacak yumurtalar 3 günlük olacaktır ve bir hafta bekleyince 10 günlük yumurta artık kapanacak ve böylece çerçeveler üzerindeki memelerin imhasından sonra artık bu koloni ana yapamayacaktır.Bu ana eksikliğinden ötürü koloniye larva transferi yapılmış olan çerçevelerin naklinden sonra istenen vasıftaki özellikleri taşıyan bir ırkın yumurtasını koloni ana yapacaktır.
Larvaların beslenmesinde önemli olan unsur bu koloninin sürekli ballı bir şerbetle beslenmesi olmalıdır.mevsimsel özellikte anaların sperm alma kapasitesi ile birleşince son derece verimli anaların eldesi kaçınılmaz olacaktır.

11 Nisan 2006 Salı

ARILIKTA YAĞMALAMA OLAYI

Arılar baharda ve mevsim içinde eğer nektar akışı yok ise bu kısır dönemde etrafta bulunan ballı çerçevelere, zayıf kolonilere ve tatlı maddelere son derece fazla ilgi duyarlar. Mevsim içinde nektar akışının olduğu bir günde arılık içine konulan bir tas şerbete yada ballı bir çerçeveye arıların yaklaşmadığı adeta görmedikleri zannedilebilir.
Arılık içerisinde zayıf ve güçlü arıların iç içe olması, şerbetleme yaparken şerbetin yerlere düşürülmesi ve saçılması, ballı çerçevelerin nektar akışının olmadığı bir dönemde ortalık bir yerde bırakılması bazı tarlacı arıların ilgisini çeker ve arılıkta kıyamet kopmasına az kalmıştır. Bu tarlacı ve talancı arılar hemen kovana yakın bir yerde bal kaynağı var haberini iletirler . Kovan içerisinde yaklaşık 10 arıya bu bilgiyi ve nektar örneğini verdikten sonra kaynağı bulan bu arılar geri dönerek kova içerisindeki diğer arıların kaynağa gitmesini hızlandırırlar ve gidecek olanların sayısının artmasına neden olurlar. Kısa bir süre içerisinde yağmalanacak olan yerde bir zerre bal kalmayacak şekilde bal yada tatlı madde yok edilir.
Yağmalanma bazen arılıkta durdurulamaz bir hal alabilir. Bu durumda zayıf koloniler yok edilebilir ve arıcı bu durumdan ekonomik bir zarar görebilir.
Arılıkta koloni güçleri eşit olacak şekilde populasyon kontrolleri yapılmalı ve bütün kolonilerin belirli bir seviyede olmaları sağlanmalıdır.
Şerbetleme yapılırken kesinlikle etrafa akmamasına ve saçılmamasına dikkat etmelidir.
Dikkatsizce ballı çerçeveleri ve şerbetleri etrafa koymamalıyız.
Nektar akışının az olduğu durumlarda kovan incelemeleri yapılırken uzun süre kovan üzeri açık bırakılmamalıdır.
Yağmalanma başlamış bir arılıkta yapılması gereken en pratik iş yağmalanan kovanın ağzının kapatılmasıdır. Yağmalanma eğilimi ortadan kalkınca ağzı açılır ve delik kısılır.Bu şekilde yağmalanmanın kısmen durması sağlanabilir. Bir çerçeve üzerine konulan balı yada şerbeti , yağmalanan koloninin bulunduğu yere koyarsak kısa bir süre içerisinde tatlı madde biter. Yağmalanacak unsurun bittiğini gören arıların artık yağma istekleri azalır. Bu durumun artması yada diğer kolonilere sıçramasında yapılacak önemli bir diğer yaklaşımda kolonilerin giriş deliklerinin daraltılmasıdır. Bu durum zayıf kolonilerin bekçi arılarının zabıtalık yapacakları alanın daha kolay muhafızlık yapmalarına yardım edecektir. Koruyacakları alanın daha geniş olması durumunda başarısızlık olacaktır.

10 Nisan 2006 Pazartesi

KÖRÜK DUMANI VE ÖZELLİĞİ

Körük arıcıların arılarla ilgilenmeleri sırasında arıları sakinleştirmek için kullanılan bir arıcılık aletidir. Bu alet içerisinde yakılan malzemenin de duruma uygun muhteviyatta olması gerekir. Organik arıcılıkla ilgili bilgilere bakıldığında körük kullanımının minimum düzeyde olması gerekliliği ve bu dumanın gerek arıların incelenmesinde gerekse bal döneminde bala en az nispette bulaşmasına dikkat edilmeli denilmektedir.
Elimizdeki malzeme her ne olursa olsun yandığında duman verecektir. Arılara da duman yangın hissi uyandırarak olası bir yer değişikliğine başlama girişimi olarak kovanda bulunan besini miğdelerine almalarını sağlar. Duman , bal yiyerek açlık duygusu ortadan kalkmış arıların saldırganlık eğilimini düşüreceği ve ayrıca arının yönünü değiştirmek maksatı ile kullanılmaktadır.
Fakat bazı durumlarda duman sanıldığı gibi arıyı sakinleştirmemektedir. Tam tersi arıyı dahada huzursuzlandırıp arıcıyı çalışmasında başarısızlığa götürmektedir. Buradaki yanlışlık duman üretmek üzere körüklerde kullanılan malzemenin çok harlı ve sıcaklığı yüksek olmasından ileri gelmektedir. Arılar bu tür dumanda dahada huzursuz olmakta saldırganlık eğilimleri artmaktadır.
Yapılacak iş dumanın serin olması ve bol olmasıdır. Bunun için yapılacak işlem yakılacak duman verecek malzemenin elverişliliğidir.
Genellikle anadoluda arıcılar tezek, mısır güdenesi yada diğer adı ile mısırın ortasındaki somak, çürümüş tahta yada odun parçaları, bez parçaları, iri rende talaşı, gibi unsurları kullanmakla birlikte bunların tamamı belli bir süre sonra alevinin artması ile problem ortaya çıkarır. Çoğu zaman bu problemi ortadan kaldırılmak için üzerine yeşil ot atılarak duman belli bir süre sakinleşse de bu işlemin sık sık yapılması gerekir ki bu durumda iş kaybına neden olur.
Körük uzun süre ve serin duman vermelidir. Bu şekilde uzun süre duman veren ve serin duman verebilen bir körük yakma malzemesi oluklu mukavvadır. Körük boyu kadar oluklu mukavvalar sıkı sıkıya sarılmalı ve bir telle açılmaması için bağlanmalıdır. Olukların yönünün aşağıdan yukarı doğru olmasına dikkat edilmelidir. Bu malzeme altından tutuşturulduğunda uzun süre istenilen şekilde duman vermektedir. Mukavva belli bir boya kısaldığında ve alev arıyı rahatsız edecek boyuta yükseldiğinde öncekinin yarısı kadar olan bir başka rulo körük içine konulabilir yada ortaya çıkacak olan alevli dumanın alevini kısmak için yeşil ot üzerine atılabilir. Bu malzeme bize istenilen en mükemmel körük yakıtıdır. Arılarla çalışırken bize sık sık sönerek rahatsızlık vermeyecektir.

9 Nisan 2006 Pazar

İLKBAHAR ŞERBATLEMESİ GÜNÜN HANGİ VAKTİNDE VERİLMELİDİR?

İkbahar şerbetlemesi yapılırken mevsimin nektar açısından kıt bir dönem yaşadığı unutulmamalıdır. Bundan dolayı şerbetleme yapılırken yağmacılık eğiliminin artmamasına dikkat etmeli ve şerbet sağa sola dökülmemelidir. Ayrıca bu özellikten yola çıkarak şerbet günün ya çok erken saatlerinde yada çok geç saatlerinde verilmelidir. Bu şekilde yapılan şerbetleme arıların yumurta atma kapasitesini artıracak ve gün içindeki uçuş sayılarını fazlalaştıracaktır. Şerbetleme yapılırken arıların mevcutları ile doğru orantılı olarak şerbet verilmelidir. Gelişme sağlayacağım diyerek az mevcutlu bir arıya çok fazla şerbet vermek sakıncalıdır. Sakınca şerbetin tüketilemeyeceğinden dolayı ekşiyip arıya rahatsızlık vereceğinden ötürü olmaktadır.

8 Nisan 2006 Cumartesi

İLKBAHARDA UÇUŞ DELİKLERİNİN DURUMU

Sonbaharla birlikte arıların uçuş delikleri kısılmalıdır. Kısılma işlemi arıların mevcudu ile doğru orantılıdır. Bir çerçeve arı için 2 cm kadar hesaplanmalıdır. Bu kısma işlemi özellikle zayıf kolonilerde yağmacılık eğiliminin azalmasına neden olduğu gibi rüzgarın içeri girmesini engellemektedir.
Koloniler aslında bu uçuş deliği daraltma işlemini kendileri yapmaktadırlar. Koloni gücü ölçüsünde gerçekleştirdiği daraltma işlemini rüzgarın direk olarak kovan içerisine girip rahatsızlığa neden olmayacak şekilde dizayn eder ve gerektiğinde bunu genişletebilir.
Arıcıların daraltma işleminin cam macunu, alçı, bez yada tahta parçası ile yapılabileceği muhakkaktır. Bu daraltma işlemlerinin ilkbaharla birlikte kaldırılması gerekir. Koloni bireylerinin sayısının artması ile birlikte uçuş deliğinin mesafesi artmalıdır. Havalar ısındı diyerek bu deliğin boylu boyunca açılması sakıncalıdır. İlkbaharda hava sıcaklığı son derece kararsızdır. Birden sıcaklıklar artar ve tekrar birden düşer. Bu dengesiz hava sıcaklığında arıların mevcudunu süratle artırma çabası içerisinde oldukları bu dönemde arıların yumurtalarını üşütmelerine izin vermemeliyiz. Aksi taktirde koloniye yarar yerine zarar veririz. Koloni yumurtalarını üşüttüğünde kireç hastalığına yakalanmalarına sebep olabiliriz. Hiç acale etmemeli ve havaların sabit sıcaklıkla ilerlediği günlere kadar uçuş deliklerini boydan boya açmakmalıyız.
Unutmamalıyız ki mevcudun süratle artması için atılan fazla miktardaki yumurtaların ilkbaharda çok fazla sıcaklığa her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. Bu dönemde nem ve karbondioksit zararından arıların etkileneceği düşünülmeden kolonilerin sıcaklıklarını muhafaza etmeleri için sarılıp sarmalanmalı ve koloni sıcaklığının artmasına yardımda bulunmalıdır.

GÜÇLÜ VE ZAYIF ARILARIN DÜZENLENMESİ

Arılıkta çoğu zaman zayıf kovanlar gelişmedikleri için güçlüler ise zamanından önce fazla kalabalık mevcuda sahip oldukları için arıcılarda stres yaratır ve sorunlar oluşturur. Yapılacak işler çok farklı olmakla birlikte bir yöntemden bahsetmek istiyorum. Güçlü ve zayıf kovanın yerlerinin değiştirilmesi.
Bu yöntemde zayıf arının neden zayıf kaldığının bilinmesi önemlidir. İşlem için kullanılacak zayıf koloninin anasının genç olması başarının artmasına yardımcı olacaktır. Ana genç ama koloni mevcudunun azlığından dolayı gelişememiş olması mevcudunu uygun bir şekilde artırmakla başarıya gidecek yolda bize yardımcı olacaktır.
Güçlü kolonideki yaklaşık 9-10 çerçeve bir arının bir yada iki çerçeve kapalı yumurtalı yada hemen çıkmak üzere olan yavrulu çerçeveleri arıları ile birlikte kovandan çıkarmalı ve bir ballıkta yada kuluçkalıkta bekletilmeli buradaki tarlacılar eski yerlerine gidince genç arılar ve kapalı yumurtalı çerçeve zayıf koloniye verilir. Burada arılar birbirlerine zarar vermezler çünkü genç arılara yeni kovanın arıları zarar vermezler. Buradaki önemli unsur acele etmeyip yaşlı arıların yeni kovana verilmemesidir. Bu yeterli gelmez ve zayıf koloninin daha güçlü hale gelmesi istenirse riski ortadan kaldırmak için genç ana kafes içine alınır. Daha sonra iki kapalı yumurtalı çerçeve verilmekle birlikte güçlü ve zayıf kolonin yerlerinin değiştirilmesi şeklinde yapılırki; Bu durumda arıların birbirlerine zarar vermesini engellemek için her iki kovan içerisine arıları rahatsız etmeyecek bir koku sürmek fayda verecektir.
Sonuçta kovanlardaki durum birinin güçlenmesi ve diğerininde zamansız oğulunun engellenmesi şeklinde olacaktır.

7 Nisan 2006 Cuma

PETEK GÖZÜNDE BİRDEN FAZLA YUMURTA GÖRÜLMESİ NEYİ İFADE EDER?

Öncelikle kovanlarda petek gözlerinde birden fazla yumurta görülmesi kovanın anasız kaldığını ve bundan dolayıda işçi arıların arı sütü ile beslenip yumurta atmaya başlaması şeklinde bir düşünce hakim olur arıcılarda. Doğruluğu çok yüksektir bazı istisnaları vardır. Bu tür yumurta atılmış ise kesinlikle bir gözde birden fazla bazen 5 ve hatta 10 kadar yumurta görülür ve bu yumurtalar dağınık bir şekilde göz içine serpiştirilmiştir.
İlginç olanı ise ana varlığında petek gözlerinde birden fazla yumurta olmasıdır. Bunun açıklamasını şu şekilde yapmakta fayda vardır. Analar varlıklarını kovan içerisindeki tüm bireylere bildirmek için her biri ile temas etmek zorunluluğunda bırakılsaydı bu çok yoğun bir iş olarak karşılarına çıkmak zorunda kalırdı. Ana varlığını anlamak için işçi bireylerden anayı takip eden ve yardımcılık görevi gören bir grup arı ana tarfından üretilen kovan içi varlığının ispatına yönelik bir kokuyu birbirlerine aktarırlar. Bu aktarılmadığı zaman ana arının varlığı anlaşılamaz. Kovan içinde ana arının olması halinde bu kokunun üretilememesi ananın yaşlılığına delalettir. Buradan yola çıkarak kovanda ana olduğu halde gözlerde birden fazla yumurta varsa bu durumdada ananın yaşlılığından dolayı bu kokuyu üretemediği için varlığını anlayamayan işçilerin içlerinden seçtikleri bazı bireyleri arı sütü ile besleyip yalancı ana olarak belirlemelerinden kaynaklanmaktadır.
Bir diğer ilginç durumda genç anaların bulunduğu kolonilerdede petek gözlerinde birden fazla yumurta görülmesidir. Bu durum ya analar döllenme uçuşundan döndükleri ve yumurtaya başladıkları ilk günlerde yada geç sonbaharda döllenen ama yumurtlama imkanı bulamayan daha sonra ilkbaharda az mevcuduna rağmen yumurtlama isteği fazla olan genç anaların bulunduğu kolonilerde olur. Bu gözlerdeki yumurtalardan biri gelişir. Yalancı analar tarafından atılan çok yumurtalı gözlerdeki yumurtalardanda sadece biri gelişir fakat bu yumurtalar döllenmemiş olduğu için erkek bireyler gelişir.

6 Nisan 2006 Perşembe

ÇOK GÜÇLÜ KOLONİLERE NE YAPILMALIDIR?

Arılığımda çok güçlü koloniler varsa bu koloniler zamansız bir oğul eğilimi gösteriyorlarsa yada göstereceklerse bu arılar için yapılacak bir kaç yöntem vardır.
Koloninin eski çerçevelerinin değiştirilmesine de yardımcı olacak bu işlemlerde genellikle yumurtalı çerçevelerin zayıf kolonilere verilmesi durumu söz konusudur.
Diğer yandan elimizin altında olası şartlarda kullanılmak üzere ruşetlerde yada ana üretimi kutularında barındırdığımız anaların burtada kullanılması durumu söz konusu olabilir. Ana elimizin altında ise bu tür kolonilerin ortadan bölünmesi ve bu ananın ana arı kafesi ile bölmeye verilmesi hem iki grup arının bal döneminde bize bal yapmasını hemde farkında olmadan çıkacak olan oğulun kaybını ortadan kaldıracaktır. Ülkemizin sıcak memleketelerinde erken gelişme gösteren koloni varlıkları düşünülecek olursa buradaki ana üretimi işletmelerinden bu analar temin edilebilecektir.
Eğer oğul üretimi planlanacak ise yine bu koloni beslemeye tabi tutulmalı ve sıkışıklığoının artması sağlanmalıdır. Lakin oğul üretimi ile yapılacak olan arı sayısı artışı yerine döllü ana ile bölme yapılması arıcılarımıza daha fazla zaman ve ürün kazandıracaktır.
Arı sayımızın artışında döllü ana ve bölme tercih etmeliyiz.

ARILARDA POPULASYON KONTROLU VE OĞULA HAZIRLIK

Mevsimin ilerlemesi ile birlikte sıcaklığın artması kolonide birey sayısı ve yumurta sayısı artacaktır. Bu durum koloninin artık yuvaya sığamadığı durumlarda sıkışma söz konusu ise oğul verme ile sonuçlanacaktır. Lakin oğulun oluşabilmesi için koloni de bir takım hazırlıklar söz konusudur. Bunları sırası geldiğince anlatacağız.
Populasyon kontrolü üzerine yapılan çalışmalarda arıcı öncelikle kolonilerindeki mevcudu önceden bilmeli yada tahmin etmelidir. Yaklaşık 10 günnlük kontroller başlarda arıcıyı sıkıntıya sokmayacak ve işlerini yapmasınayardımcı olacaktır ama mevcudun 9 ve 10 çerçevelere ulaştığında birde kat atıldığında haftalık kontroller ile oğula gidiş kontrolleri yapılmalıdır. Aksi durumda bal alımı söz konusu olmayacaktır.
Aslında arılardan bal alımını sağlayıcı unsurlarda belli kriterler içerir. İşte bizim bal alabilmemiz yada diğer arıcılık ürünlerini alabilmemeiz için koloniler üzerinde yaptığımız bu gözlem ve çalışmalar populasyon kontrol çalışmaları olarak adlandırılmaktadır.
Buradaki ana hedefimiz zayıf, gelişememiş, mevcut azlığından dolayı gelişimini gerçekleştiremeyen kolonilere güçleri ölçüsünde yumurtalı çerçeve vermek sureti ile zayıf kolonileri kalkındırırken güçlülerdende mevcut azalması yolu ile oğul eğiliminin azalmasına yardımcı olmaktır. Belli bir süre için yapılan bu işlem kolonilerin her birinin eşit miktarda birey içermesi açısından arıcıyı fazla yormayan ve koloniler üzerinde aynı işlemleri yaptığından dolayı iş gücü kazancına yardımcı olacaktır. Kolonilerde farklı işlemler yapılacak ise bu durum arıcının yapacağı çalışmaların karışmasına ve iş gücü kaybına neden olur. Böyle kolonilerin kimisi ürün verirken bir kısmı vermez. Hangisi üzerinde ne tür işlem yapacağı düşüncesi zaman kaybına
neden olurken nakliye yapılacak dönemde boşuna hammallık yapılması söz konusu olacaktır. Bal üretimi yapmayacak olan arıların nakliye için zaman kaybına neden olacağı unutulmamalıdır. Arılarımızın her zaman güçlü olmasına dikkat edilmeli ve gelişimlerini teşfik edeceğiz diye zamanlı zamansız bol besinle besleme yolunu tercih etmemeliyiz. Bu fazla miktardaki mevcudun daha çabuk gelişimini teşfik edeceğinden dolayı çok erken gelişme gösteren arılar bal döneminden önce gelişme gösterdiğinden dolayı bu arıların zamansız tarlacı artışına neden olacaktır. Sonuçta bal döneminde tarlacısı az olduğundan dolayı bal derleyemeyecektir.
Arılığımızda kolonilerin bal döneminden yaklaşık 6 hafta önce bol miktarda yumurta atması sağlanmalıdır. Buradan yola çıkarak arıların birbirleri ile aralarında çerçeve usulünce yumurta takviyesi hem oğul önleme çalışması hemde bal üretici kolonilerin hazırlanması şeklinde yorumlanır. Bunların hepsine birden populasyon kontrol çalışması denilir.

BAHARIN İLERLEMESİ İLE ŞERBETTE YAPILACAK DEĞİŞİKLİK

Baharla birlikte aılarımız artık daha çok yavru yetiştirmeye başlarlar. Bundan dolayı arıların nektara daha çok ihtiyacı vardır. Zaten balın sulu haline nektar diyoruz. Nektar yaklaşık olarak %80 su içerir bu suyu uçuran arılar nektarı bal haline getirmiş olurlar. Buradan yola çıkarak arılara verilecek olan şerbetin erken baharda verilene nazaran biraz daha sulu verilmesi hem bu nektarın kullanımını kolaylaştırır. Hemde arıların sarf ederken bu nektarı kullanmalarına yardımcı olunmuş olur.
Şerbet verilirken arıların nektar içerisinde bulunan vitaminlerin yerini tutması için bir miktar arılar için hazırlanmış olan vitaminden katmak mümkündür.
Verilen şerbet bir yandan arılar tarafından kullanılırken öte yandan yeni yuva inşaası için kullanılır. Böylece her yıl koloni içerisindeki bir miktar çerçeve yenilenmiş olur.

3 Nisan 2006 Pazartesi

ARILARA YENİ PETEK ÖRDÜRME

Arılar kendi yuvalarının inşaasını yaparlarken mum bezlerinden ürettikleri mumu kullanırlar. Mum üretimi için zincir şeklini alan ve bol miktarda bal tüketen genç arılar ürettikleri mumu kullanabilecekleri yer olmayınca oğul eğilimine doğru bir yol almaya başlarlar. Arılar atılan yumurtaların belli bir süre sonra gözlerden çıktıklarında ne kadar mevcuda sahip olacaklarını biliyormuşcasına kovan içine sığamayıp mumu kullanabilecekleri yerin kalmayacağını düşünürcesine hareket ederler. Sığamadıkları anda oğul verme eğilimi olacak hareketi yapmaya yani ana yüzükleri inşaa etmeye başlarlar. Fakat tüm bu işlerden çok daha önce yaklaşık 1 ay evvelinden erkek arı yumurtası atımı başlar. Bunun sebebi olası bir oğul hazırlığında ortamda çiftleşebilme becerisine sahip olgun erkeklerin bulunabilmesi düşüncesidir. Koloniler yaklaşık 5 çerçeve dolaylarında çok mükemmel işçi arı gözü inşaa ederlerken 7.- 8. çerçevelerde erkek arı gözü örmeye başlarlar. Aslında her kolonide bir miktar erkek arı gözü bulunan çerçeve kullanılsa arılar bu gözleri inşaa etmek için vakit harcamazlar. Bazı üreticiler koloniye en dış çerçevelere hiç plaka halinde mum vermezler. Buraya boş çerçeve koyarak erkek arı gözlü mum üretmelerini teşfik ederler. Sonra buradaki mumu çerçeveden sıyırarak alırlar ve tekrar mum örmeleri için koloniye geri verirler. Buradaki amaç varroa yumurtalarının çoğunlukla erkek arı gözlerine atılması esasına dayanır. Buradan ortaya çıkacak çıkarım ise hem varroa mücadelesinde bulunulmuş olur. Hem bu çerçevede üretilen mum kazancı elde edilmiş olur. Hemde erkek arı populasyonu cüzi bir miktarda kalır ve çok tüketici olan bu bireylerin sayısı azalmış olur.

ARILARIN GELİŞİMİNİ TAKİP

Her arıcı arılığındaki kolonilerin gelişimini not etmesi gerekir. Hatta arıcı arılığının çevresindeki tabiatın değişimini not alırsa bundan sonraki yıllarda yapacaklarını önceden takip edebilecek bir bilgi birikimine sahip olur.
Arılarımızın gelişimini takip etmek için elimizde bir defter olmalı bu deftere kovanın numarası kaydedilmeli ve her koloni kontrol edildiğinde tarih atılmalıdır. Tarih itibari ile kovanda gözlemlenenler yazılmalı, yapılanlar ve yapılacaklar düşünülüp not alınmalıdır. Heleki kolon, sayımız çok fazla ise birde numara ile koloniler numaralanmamış ise çok fazla karışıklık söz konusu olacak buda iş kaybına neden olacaktır. Kolonilerin gelişimleri ile verilen kabarmamış çerçeveleri veriş tarihimizi, verilen teşfik şuruplarının miktarını ve veriliş sayısını böylece ne kadarlık besleme ile ne kadarlık bir gelişme sağladığımızı gözlemlemiş oluruz. Arıcılarımız gelişen kolonilerin aynı tarihte aynı miktarda yumurta attıklarını gözlemlediklerinde bundan sonra kovanın kapağını açmadan koloniye ne tür bir bakım yapacakları konusunda bilgi sahibi olabilirler. Bu da bizim çalışmamızın daha hızlı ve başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağlar.
Kolonilerin bilgilerini yazmak için ilk yapılacak iş mevcudu belirlemektir. Bir ölçü birimi olarak arıcılar çerçeve arı birimini kullanırlar. Bir çerçevenin her iki yüzü arı ile sarılı ise bu bize bir çerçeve arıyı ifade eder.
Muhtemelen ballı ve polenli çerçeveden sonra gelen çerçevelerin hemen hepsi yumurta olur. Mevsimin erken döneminde koloni ortaya kümelendiğinde bal ve polen kış kümesine yakındır. Mevsimin ilerlemesi ile birlikte yumurta yayılımının arttığı görülür.
Sonra en dıştaki çerçeve alınarak ne bulunduğuna bakılır. Yumurta var ise arı çok sıkışmış demektir. Çerçeve vermek gerekir. Eğer polen varsa arının polenli ve yumurtalı çerçevesi arasına yeni bir çerçeve verebiliriz. Yumurtanın günlük oluşu bize ananın varlığını gösteren bir işarettir. Anayı bulucaz diye koloniyi boşuna huzursuz etmenin bir anlamı yoktur. Polen getiren koloni genelde analı kolonidir.
En dış çerçevelerde besin yok ise arıların aç olduğu anlaşılır. Bu kovana bir ballı çerçeve vermek yada besleme yapmak doğru hareket olacaktır. Mevsimin ileri dönemlerinde bol yumurta az besin olacaktır bu bizi yanıltmamalıdır.
Daha sonra koloninin ihtiyaçlatı dikkate değer eksikliklikleri not edilebilir. Not alınmaz ise aklımızdan çıkabilir yada yapılacak işler gecikebilir. Arıcılıkta tüm işler zamanında yapılmak zorundadır. Daha sonra yaparım denildiğinde iş işten geçmiş olabilir.
Yapılan çalışmalar ile eğer notlar sağlıklı tutulursa bir sonraki yıl hangi koloniye ne zaman bakılacağı elimizdeki notlarla ortalama bir tarihte yapılabilir. Hatta koloni rahatsız edilmeden yapılacaklar daha sağlıklı bir şekilde tespit edilip gerektiği şekilde yardım yapılmış olur.

2 Nisan 2006 Pazar

KAFKAS ARISI

Kafkas arısı her bölgede başarılı olabilirmi?
Bu çok önemli bir soru. Yanılmamalı ve çalışmalarımızda yöreye uygun arılar ile çalışmalıyız. Kafkas arısının doğal yaşam ortamı incelendiğinde bu arının kışı sert ve uzun süre kar altında kalan ayrıca baharın geç geldiği rutubetli bir bölgede yaşam sürdüğü görülür. Bu olumsuz şartlarında yaşayan arı her yerde yaşar ve başarılı olur diye düşünülür ilkin. Bu böyle olmaz. Çünkü kafkas arısını alıp kullanan bir çok akdenizli ve güneyli arı yetiştiricilerinin söylediğine göre yerli arıları bal yapıp oğul verdiği halde kafkas arısı mevcudunu azaltmış ve kovan içinden bile çıkmadığı gözlemlenmiş. Bu da doğal yaşam şartlarından uzakta bu koloninin yaşamak için bu arıların bir adaptasyonudur. Lakin biz arıcılar için hiçde hoş bir adapte değildir. Diğer yandan yerli arılardaki çalışma potansiyelinin yüksekliği bu bölgede kafkasın başarılı olamadığının göstergesidir. Ayynı çalışmayı yerli bir arının kuzey doğuya kafkasın yaşama bölgesine götürüldüğünde ortaya çıkan sonuçtur . Bu bölgede hiç bir arı ırkının kışı geçiremediği geçirse bile bahardaki gelişmenin hiç de istenilen boyutta olmadığıdır.
Çalışmalarda yörenize uygun arı ırkları ile çalışmayı aman unutmayın.

1 Nisan 2006 Cumartesi

ÜLKEMİZİN ARISAL GEN ZENGİNLİĞİ

Ülkemiz avrupa ile asyayı birbirine bağlayan ,iklimsel ve coğrafik yapısı eşsiz bir cennet. Bu noktada farklı özelliklere sahip coğrafyalarda farklı gen kaynakları hakim olmaktadır. Bundan dolayı farklı bitki çeşitliliğine ve iklimsel özelliklere adapte olmuş arı ırkları ile karşılaşılmaktadır. Bundan dolayı yöremizdeki yerli arı ile çalışma yapmak bizi her arı ürününü elde etmede başarıya götürecektir. Lakin yıllar süren çalışmalar bazen olumsuz bir takım özelliklerin ortaya ç.ıkmasına da yardımcı olmaktadır . Mesela arı satışını kendine iş olarak seçen ve arıların çoğalmasınıda oğul yöntemi ile yapan bir arıcı arının sürekli oğul vermesi özelliğini artırıcı bir çalışma yapmış olmakta sonuç olarakta bal yapmak isteyen bir diğer arıcının bu arılar ile çalışamayacağı yada bunlarla çalışırken fazla miktarda oğul önleme çalışması yapacağı söz konusu olacaktır. Ülkemizdeki bu gen zenginliğinin farkına varmalı bizim için gerekli olan ırklarla çalışmalı ve muhakkak ana değiştirme uygulamalıyız. Ana değişimi ile kolonilerde kış kaybının azalacağı, bal veriminin , yumurta kapasitesinin artacağı ve oğul eğiliminin azalacağını söyleyebiliriz.