7 Haziran 2007 Perşembe

NE CİNS ARI KULLANMALIYIM?



Kütahyadan Hüseyin Altıntaş ın sorusuna cevap olarak yazılmıştır.


Memleketimizin dört mevsimi aynı anda yaşayabilen iklim özelliklerine dikkat edecek olursak, farklı coğrafik bölgelerde farklı özelliklerle donanmış arı ırklarının olduğunu görmek bizi hiç de şaşırtmamalıdır. Bu durum arıcılarımızın acaba ne tür bir arı kullanmalıyım sorusuna cevap aramalarına neden olmaktadır.
Arıcılığa yeni başlayan bir kişi ile profesyonel bir arıcının konuya bakış açısı oldukça farklılık arz eder. Şöyle ki amatörlerin konuyu daha hızlı kavramaları için ve heveslerinin artması için çabuk gelişen ve az bakım gerektiren arı ırklarını kullanmaları tavsiye edilir. Anlaşılacağı üzere farklı bölgelere adapte olmuş arı ırkları vardır. Bunlara ekotip arılar denir bu gün reklamını sıkça duyduğumuz kafkas arısı kuzey doğu Karadenizin nemli ve serin iklimine adapte olmuş ve yağmur sis gibi zamanlarda gelişmesine devam edebilmekte iken aynı arının daha ılıman ve sıcak bölgelerde gelişmesi daha iyi olur gibi düşünülmesine rağmen tam tersi bir durum ortaya çıkar. Sıcakta bu arılar kovan dışına çıkamayarak doğal atmosferinde olmadığından dolayı gelişimi durmaktadır.
Muğla bölgesinin çok yumurtacı ırkı ise nemli iklimlerde ömrü hayatında görmediği bu iklimi kış aylarına benzetmekte ve kovandan dışarı çıkamamaktadır.
Gezginci arıcılığın başlaması ile birlikte ülkemizde farklı bölgelerin arıları farklı bölgelere taşınmakta ve sonuçta melezleşme sorunu ortaya çıkmaktadır. Melezleşme bir bakıma iyi olabilmekte fakat bu melez azmanlığı ilk yıl görülmekte ve verim artışı bile ortaya çıkabilmektedir. Lakin arı ıslahında birinci jenerasyondan sonraki jenerasyonlar soysuzlaşmakta ve verim belirli oranda düşmekte ve sonuç hüsranla ortaya çıkmaktadır.
Peki arıcılar hangi ırkı seçeceklerini neye göre belirlemelidirler? Ana arı satış reklamlarında hemen her ırkın önemli özellikleri anlatılırken arı ırkının iyi ve kötü yanları ortaya konulmaktadır. Buradan yola çıkarak isteğinize uygun arı ırkı kullanmanız gerekmektedir.
Arıcılığın hangi sektöründe çalışıyorsanız bu sektöre uygun arı ırkı kullanma zarureti vardır.
Bal üretiyor iseniz bile ürettiğiniz bala uygun bir arı ırkı kullanmak zorundasınız. Örneğin Karadeniz’de deli bal olarak isimlendirilen orman gülü balı elde etmek istiyorsanız bu balın zehirli nektarından etkilenmeyen bir ırk kullanmak zorundasınız. Yada çam balı elde edecek iseniz kafkas ırkı ile bu işi yapabilirsiniz fakat çok bal depolama özelliği olan bu ırkın bal dönemindeki yumurta atmama özelliğinden ve ortamından farklı bölgede gelişmesinin durduğundan dolayı takipte gecikme ve hatta diğer ırklarla aynı kefeye konulması durumunda arıların kovanlarını boş olarak bulabilirsiniz.
Oğul üretimine çalışacak olan bir arıcı çok gelişen ve oğul eğilimi yüksek olan bir ırk kullanmalıdır.
Arı sütü üreticileri de ana arı üreticileri ile aynı şartları ve bilgileri oluşturmak zorunda olduklarından dolayı oğul eğilimi yüksek, bol arı sütü üretebilen ve gelişime kabiliyeti yüksek ırklarla çalışmak zorundadırlar.
Neticede gelişme eğilimi yüksek olan ırklar ile çalışmak sanki her ürün için iyi gibi görülse de, kontrolsüz güç, güç değildir mantığı ile arıların dilinden anlamak ve onların size söylediklerini yorumlayıp ona göre hareket etmek gerekmektedir.
Bir bölgede üretilecek olan arı ürünlerinin en üst seviyede üretilmesi arıcının bilgi ve becerisi ile olmakta ve bu tecrübe zamanla kazanılmaktadır. Yöredeki diğer arıcılardan alınacak bilgilerin sentezlenmesi gerekmektedir. Memleketimizde saf üretilen ana arı yetiştirme işletmelerinin artırılması sektörde F1 diye isimlendirilen melez anaların üretilmesine hız verecek ve memleketimizin yok olup giden arı ürünlerinin derlenmesi bu sayede artacak ve arıcılarımızın yüzü, cebi, memleketimizin kasası gülecek ve ışık saçacaktır.

Kalın Sağlıcakla.
Yalçın SEZER.
Uzman Biyolog
İstanbul Bal Üreticileri Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı
http://www.teknikaricilik.com/
yalcinsezer@msn.com