21 Eylül 2010 Salı

FORMİK ASİT PINARHİSAR BAL ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ KURUCULARINDAN ALİ OSMAN ÇALIK ABİMİZİ GÖZLERİNDEN EDİYORDU.

Ali Osman ÇALIK abimize geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyoruz.

Pazar günü sabah erkenden yola çıktık. Arıcılık camisasında herkesin mutlaka tanıdığı arıcılık duayeni Nİzamettin Kayral ile yapacağımız gezinin son durağını Pınarhisar bal festivali sonlandıracak idi. Pınahisara daha kestirme nasıl gidebiliriz diye sormak için Ali Osman Abimize bir telefon açayım dedim. Demesinmi biz Lüleburgazda hastahanedeyiz. Gel burda görüşelim beraber gideriz.
30 km sonra hastaheneye geldik birde ne göreyim. Ali abinin gözler kan çanağı gibi. Arılarına formik asit uygulaması yaparken enjektörde meydana gelen tutukluk nedeni ile tazzikli bir şekilde gözlerine gelen asit az daha gözlerinin kör olmasına neden olacakmış. 5 katman olan göz tabakalarından üstte bulunan 2 tabakası ciddi hasara uğramış.
Biz muayenenin ikinci kısmına yetiştik. Doktor gözlerine süreceği kremin kendisine acı vereceğini ve yaklaşık 10 gün gözlerini açamayacağını ve kendisine evde istirahat vereceğini söylerken ben ve Nizamettin amca kendimizi çok kötü hissettik. Kendimizi Ali abinin yerine koyduğumuzda durumu daha iyi anlıyorduk. Tesadüf bu ya Bartınlı arıcı Erkanda foto muhabirliği yaptı.

Uygulamadan doğan yanlışlıklar nedeni ile hastahaneye bu tip vakaların çok fazla geldiğini söyleyen doktor bey. Bu ara arıcıyım diyen ve gözlerinden rahatsızlanarak gelen çok hastamız oluyor dedi.

Ali Osman abimizin dünyası karardı belki 10 gün fakat bu çok uzun sürede olabilirdi. Ömrünün sonuna kadar gözleri görmeyebilirdi. Neticede ciddi bir asit kimyasal ile muamele olan nazik bir dokudan bahsediyoruz. Sinir hücereleri tahribat alırsa, hücreler ömür boyu görevlerini geri dönüşü olmayacak şekilde kaybederler. Bu nedenle kendisini soğuk kanlı davranışı ve akıllı davranışlarından dolayı tebrik ediyorum.


Ali Osman abimiz durumun vehametini anladığında derhal bol su ile gözlerini yıkamış ve tez zamanda eve giderek gerekli müdahelenin doktor tarafından yapılması için acil bir şekilde hastahaneye gitmiş. 8 km kadar bulanık görerek arabası ile yol alması da ayrı bir tehlikeli durumu oluşturmuş. Şimdi de dikkatsiz bir şekilde uygulama yaptığı için kendine çok kızıyor. Önemli olan onun sağlığı gerisi boş. Tekrar geçmiş olsun diyor tez zamanda aramıza tatlı dili güzel sözleri ile dönmesi için dua ediyoruz.

Kıymetli okuyucularım. Arıcılık bizlerin hobisi yada ticari geçim kaynağı. Hepsinden öte canlı materyaller ve bizler doğayı seven insanlar olarak belkide bazı dönemler kendimizden daha çok arılarımıza bakıyoruz.

Arıların yaşam biyolojisine uygun ilaçları ballarımızda kalıntı bırakmamak adına son dönemde çeşitli kimyasal asitler kullanılmakta. İnternet sitelerinden bu tür asitlerin kullanımları ile ilgili çeşitli yöntemler, çeşitli uygulamalar ve doz miktarları veriliyor.

Geçmişte naftalin tavsiye edilirken bu gün kanserojen olduğu dile getiriliyor.Yasaklandığı için kullanılması önerilmiyor. Yurt dışından gelen balların bir kısmının geri geliş nedeninin naftalin olduğunu biliyoruz. Bu gün değil ama bellki 25 yıl sonra çoluk çocuğumuzda ortaya çıkabilecek metabolik rahatsızlıkların kökenini oluşturabileceği bu gün bildiriliyor.

Ali Osman Çalık abimizde internet sitelerindeki bu olumlu düşünceler ışığı altında formik asit uygulamasını yaparken oluşabilecek olumsuzlukları göz ardı etmiş ve az daha gözlerinden oluyordu. Ellerinde tahriş ortaya çıkan ve deri lezyonlarına neden olan uygulamalarda başka arıcılarda ortaya çıkan diğer olumsuzluklar ve belkide bilinmeyen diğer sorunlar. Solunum sisteminde takılıp kalan radikal uçlar, bazı oksitlenmeye neden olan moleküllerin çıkışına ket vuran bağlanmalar, solunum sistemi tahrişleri ...vs vs vs

Sonuç olarak arılara yardımcı olurken, kendi kesemizi ve halk sağlığını düşünürken, kendimize zarar verebiliyoruz. Aman arkadaşlar bu iş için oluşturulmuş ve bakanlık izinli ruhsatları alınmış ilaçları kullanmaya gayret edelim. İllede kendimiz yapacağız diyorsak ehil kişilere bu görevi verelim. Uygulamayı yaparkende çok dikkatli olalım.

Bakanlığa düşen hiç mi bir görev yok. Teşkilatında arıcıya bu ilaçları sunabilecek ve gerekli kullanımlarını anlatabilecek elemanları derhal istihdam etmeli. Arıcıların, arıların ve halkın sağlığı adına bu ilaçların satış fiyatlarını derhal indirerek arıcıların daha doğru ve gerektiği zaman ilaçlama yapmalarına yardımcı olamalıdırlar.

Birlikler arıcılarına bu ilaçları daha büyük kitleler halinde aldıklarında fatura iskontoları alabilirler bunu değerlendirmelidirler. Uygun fiyatlı ilaçların kullanımları ile ilgili bir teknikeri arıcılara istihdam ederek gerekli ilaçlamanın nasıl yapılması gerektiği eğitimleri verilebilir.

Arıcılarımız kullanılan ilaçların prospektüslerinde uygulama yöntemi ne ise onu yapmalıdırlar. Yoksa yanlış sonuçlar ortaya çıkabilir. İlaçlar iki ucu keskin bıçak gibidir. Azıda çoğuda zararlı olur. İlaçları doğru yerden alıp doğru uygulama şekli ile, doğru zamanda ve doğru bir uygulama ile kullanmak gerekir.

Hepinize sağlıklı, mutlu , varroasız günler diliyorum.

Hoşçakalın.

Yalçın SEZER
Uzman Biyolog





10 Eylül 2010 Cuma

KEK ZAMANI GELDİ. ARILARI KEKLENMEDEN KEKLEYEBİLİRSİNİZ. KEKLENMEDEN YAPABİLECEĞİNİZ KEK KAMPANYASINADA BAŞLADIK HİZMET BİZDEN TAKTİR SİZDEN.

ARILARIN KEKLENME ZAMANI GELDİ.

Arılara kek ne zaman verilir? Verilmelimi? Vermezsek ne olur? Verirsek ne olur? Sorularına olumlu olumsuz yaklaşan bir çok arıcımız olmakla birlikte arıların yaşam biyolojisi ve yapılan arıcılık çalışmaları altında konuya genel bir bakış açısı ile mevsimsel boyutta irdelemeye çalışacağım.
Hemen hemen yurdumuzun her bölgesinde ballar alındı. Alınmaya devam ediliyor. Kovanlar içerisinde mevcutlar kalabalık. Bu kalabalıkla birlikte varroa miktarıda fazladır. Ballar kimi yerde istenilen miktarda kimi yerde üzüntü verici boyutta. Ana arılar sezon boyunca yaptığımız beslemeler ışığı altında performanslarını en üst boyutta gösterdiler.
Sezon boyunca bizmi onları kekledik? Onlarmı bizi kekledi ? Artık ballıklarda ki bal miktarı bize bunu söyler.
Gereksiz ve yoğun beslemeler neticesinde biz onları kekledik sanırken, arılarımız aslında gereksiz gelişme göstererek belki güçlü göründüler gözümüze fakat hızlı koşan at çabuk yorulur misali çabuk çaptan düştüler ve bal derleyemediler. Sanıyorum onlar bizi kekledi. Tabi içimizde mutlaka keklenmeyenlerimiz vardır. Onlar işin inceliklerini kapan arkadaşlarımız. Her gördüğünüzde kalabalık güçlü ve çabuk kata çıktı diye sizi sevindiren kovanların bal yapmadığını fakat onlara göre daha zayıf kolonilerin bal döneminde daha fazla bal yaptıklarını gözlemlemiş olmalısınız. Çünkü gereksiz beslemeler ile işin ucunu kaçıran arıcılar adeta arıları obez yapmışlardır. Sonuçta erken gelişen arılarda ya oğul vermiştir yada yumurta alanındaki genişlik nedeni ile gelen nektarı yavrularına yedirmek durumunda kalmıştır.
İlkbahar beslemesini daha önce ilkbaharda kek verme döneminde açıklamaya çalışmış idim. Bu gün mevsimimize uygun kek beslemesinin inceliklerinden ve gerekliliğinden bahsetmek istiyorum.
Bal döneminden sonra kovanlar içerisindeki varroa miktarının fazlalığı ve arı kolonilerindeki yumurta alanının ne kadar az olduğu hepimizce malumdur. İşte bu zaman bal alınır alınmaz arılar varroa için ilaçlandığında mükemmel bir çalışma doğru zamanda yapılmış olur. Bundan sonraki besleme çalışmalarında genç nesiller yetiştirirken varroa da yetiştirmemiş oluruz.
Bal dönemi sonunda kovanlar içerisinde yaşlı arılar son derece fazla olur. Bu arıların yaşam süreleri oldukça kısadır. Faal olarak çalıştıkları dönem arıların ömrünün en kısa olduğu dönem olduğu düşünülecek olursa arılarımızın kısa bir süre sonra toplu mevcut kaybına uğrayacağı kuvvetle muhtemeldir. Tabiatta bal dönemi sonrası nektarın olmaması ve arıların şekerli unsurlara olan aşırı hassasiyetli davranışları yağmacılık adını verdiğimiz olumsuz davranışı göstermelerine sebep verir. Bundan dolayıda arıların beslenmeleri yapılırken ulu orta meydan beslemesi yapılamaz. Gün ortasında sıcakta sıvı besleme yağmacılığı körüklediği için tercih edilmez.
Verilen bilgiler ışığı altında bal dönemi sonrası kekle besleme en doğru olan besleme tarzıdır. Nedenlerini gözden geçirelim.
Tarlacılığı yapmış fakat arazide nektar kalmadığı için boş boş bekleyen yaşlı arıların çalışmalarını sağlamak ve yerlerine yeni genç bireyler oluşumunu en üst seviyeye çıkararak kışı geçirebilecek daha uzun ömürlü arı bireylerinin sayısı kekle besleme neticesinde çok fazla artacaktır.
Sıvı besleme ile yapılan besleme neticesinde oluşabilecek yağmacılık kekle beslemede gerçekleşmez.
Sıvı besinler kısa sürede gözlere depo edildiği için tekrar tekrar besleme yapmak gerekir ve arıcının çok fazla zaman harcamasına sebep vermektedir. Kek ile yapılan beslemelerde kek azar azar arılarca kemirilerek besleme daha uzun süren ve daha az besleme tarzı ile yumurta atımını teşvik eden bir durum ortaya koyar.
Kekler içerisinde bulunan polen yada polen yerine geçen unsurlar ile polenin az olduğu bu dönemde yumurta atımında gözle görülen bir artış olur. Unutulmamalıdır ki hedef daha uzun ömürlü genç bireylerin elde edilmesidir. Kekleyin kekleyebildiğiniz kadar. Şimdi arıları kekleme zamanı işte.
Sonuçta ortaya çıkan durum yağmacılık olmadan arılar beslenir. Kalabalık olan yaşlı arılar hayatlarının son döneminde kış için gerekli olan genç arıların oluşumunu sağlamış olurlar. Kış garantiye alınmış olduğu gibi erken ilkbahardada sağlıklı ve güçlü arılar ile çalışabiliriz.
Kekle besleme yapmaz isek ne olur?
Zaten kısa bir süre sonra ölecek olan arıların yerine geçecek genç bireyler oluşamayacağı için kışı geçirmek üzere kış kümesi oluşturacak arıların miktarının azlığı kümenin küçük olmasına neden olur. Kış kümesi küçük olursa ısınma için daha fazla bal tüketilir. Çerçeve üst tahtasına çabuk ulaşan arı kümesi kovanda bal olsada çerçeve üst tahtasının kenarında ölümle karşı karşıya gelir. Ömrü zaten kısa olan işçi arılar ya kış süresince yada erken ilkbaharda çok çabuk ömrü tükeneceğinden dolayı kolonilerin sönmesi mevzu bahis olacaktır.
Peki ne kadar kek vermeliyiz?
Bu önemli bir soru. Bazı zamanlar 3-4 çerçeve arıya bir hamlede 5 kg kek veren arıcılar ile karşılaşmış idim bu da arıların gereksiz bir şekilde yorulmalarına dillerinde tahrişe sebebp veriyor. Doğru besleme arılara bu dönemde verilebildiği kadar kek vermektir. Fakat büyük partiler halinde değil. Daha küçük partiler halinde ve bittikçe. 1 hafta 10 günlük süre içerisinde bitirdikleri tespit edilen kekler yerine yenileri verilerek taze ve arıları yormadan yapılan besleme daha başarılı oluyor.zaten 3 kere verilen kek ile arılarda meydana gelen ilerleme kendimize olan güvenimizinde artmasına neden olacaktır.
Yüksek verim almak için püf noktalara uymak gerekiyor.
Bilgiler ışığı altında eğer kek ihtiyacınız olursa. İstanbuldaki satış ofisimizdeki fiyattan kapınıza teslim kek gönderebiliriz.
Kek fiyatımız 1 kg 4,5 TL dir. Kargo parası bize aittir. Aras kargo ile olan anlaşmamız neticesinde kargonun gittiği her yere malzeme gönderebiliriz.
Kargo ile yapılan kek gönderilerimiz 20 kg lık koliler halinde olmaktadır. Birer kg lık paketler halindeki toplam 20 kg lık kek fiyatı 90 TL dir. Kargo parası bize aittir. Hizmet bizden taktir sizden.
Sonnbaharda arıları kekleyin ki arılar sizi ilkbaharda keklemesin.
UZMAN BİYOLOG YALÇIN SEZER

2 Eylül 2010 Perşembe

ERGONOMİK MAYE TABANLARDA YOĞUN İSTEK ÜZERİNE YENİ BİR KAMPANYA DÜZENLENDİ

Nereden başlanmalı bilemiyorum. Süper desek bir türlü. Arıcılıkda dönüm noktası desek başka türlü. Türkiye arıcılığının bu tabanlardan önceki ve bu tabanlardan sonraki dönemi diye çığır açacak bir tarih döneminde hep beraber tabanların mükemmelliğini idrak ediyoruz. Başta arılıklarımzda atıl duran bir çok ballık bu taban sayesinde dört vida ile anında kovana dönüşebiliyor. Çok fazla vererek daha az konforlu kovanlara gereksiz para verileceğine, bu değerli tabanlarla atıl duran ilavelerimiz modern bir kovana dönüşür ve hem cebimizden az para çıkmış olur hem gelirimiz hem kovanlarımız sağlıklı artış gösterir.
Süper lüks kovanları alamayabiliriz. Arılığımızda atıl duran ilavelerimiz kenarda yatıp eskiyeceğine, bir kaç arı ailesine barınak olmuş olur. Bizde hem daha modern kovanlarda arıcılık yapmış oluruz, hemde daha teknik olarak arı biyolojisine uyumlu bir ortamda arılarımıza baktığımız için verimimiz artar. 4o yıllık arıcıların yeniliklere ve bilime değer verenleri dışında ki diğerlerinede yol gösterici bir kişi olarak daha gururlu bir arıcılık yapmış oluruz.

Tabanlar üzerinde polen tuzağı mevcut olduğu için polen toplamak için ayrıca bir polen tuzağı almanıza gerek yoktur. Bu tuzak sayesinde alacağınız 1 kg polen ile zaten ürünün mali değerini fazlası ile kazanmış oluyorsunuz. Ayrıca elde edeceğiniz kazanımlar saymakla bitmiyor sırası geldikçe anlatmaya çalışacağım.

Polenlerin toplandığı bu tepsi kış boyunca arıların tabana atmış oldukları mum kırıntılarının birikmesine neden olur. Klasik tabanı olan kovanlarda da ilkbaharda kelebek güveleri için yaşam alanı oluşturmaktadır. Fakat maye tabanlarda güveler gelişmeye imkan bulmadan tepsi rahatlıkla istendiğinde çekilir ve temizlenir. Havaların ısınarak sıcak bir günde kovanların aktarılma işlemi yapılmasına gerek kalmaz. Geleneksel arıcılıkta bu nedenden ötürü ilkbahar temizliği hem arıcıların zamanını alır, hemde arıları aktarma işlemi ile gereksiz yorgunluğa neden olur. Arılarında yuvalarının düzeninin bozulmasına ve gelişimlerine yardımcı olmayı düşünürken olumsuz yönde bir durumun ortaya çıkmasına neden olur.

Bu tabanlar sayesinde alttan çekilen çekmece içerisindeki kırıntılar arıları rahatsız etmeden kolaylıkla temizlenir ve yerine konur. Böylece mum güvelerinin gelişmesi durdurulmuş olur. Arılarında huzuru bozulmadan temizlikleri gerçekleşmiş olur.
Maye taban altında bulunan çekmece ile varroa mücadelesi sonunda ne kadar başarılı olunup olunmadığı kolaylıkla kontrol edilebilir.
Ergonomik Maye tabanlar muhteviyatı bakımından toprak üzerinde dursada ahşap kovanlara göre çok daha kullanışlı ve uzun ömürlüdür. Kesinlikle çürüme gerçekleşmez. Gezginci arıcılıkta Ergonomik Maye tabanların çürümeme özelliği tercih edilmesine neden oluyor.Ayrıca gezgincilik yapılacağı sırada altta bulunan çekmecenin alınması ile ortaya çıkan geniş alanlı tabandaki havalanma yapısı arıların buradan çıkamamasına ama mükemmel havalanmanın gerçekleşmesine yardımcı olur. Arılar gezgincilikte kamyonun olası bir bozulması sonucu yada trafikte bekleme zorunluluğu kaldığı dönemlerde bunalmaları boğulmaları yanmaları strese girmeleri söz konusu değildir. ilaçlamalara maruz kalacak ise kolonileri kaldırma gücümüz imkanımız yok ise bu tabanlar arılarımızın zehirden etkilenmelerini ortadan kaldırır. Hapis edersiniz arılarınızı ilaç ile münasebetlerini kestiğinizde 3-4 gün gibi bir süre hapis edebilirsiniz.
Kovanların ön tarafında bulunan giriş çıkış sürgüsü çok kullanımlıktır. Ters çevrildiğinde nakliyeye gidilebilecek ve kovanın önünü hava alacak ama tamamen kapatacak bir görünüm haline döner.kenarlardaki kelebekler ile yağmacılık dönemlerinde kovan içerisine yabancı arıların girmesini engelleyecek daraltma işlemi yapılır.
Kenarlar kapatılıp arının ortadan çalışması zorlanırsa polen tuzağı içerisinden kovana girmek zorunluluğu olduğu için taban boyunca geniş bir yüzeye dökülen polenler tepsi çevresinde ince hava delikleri olduğu için hem rutubetli yapısı daha çabuk ortadan kalkar hemde polenlerin küflenmesi engellenmiş olur. İri polenler toplanır. Bacak ve kanat kopmadan daha sağlıklı polen toplanması sağlanmış olur.
Elinizde bulunan atıl kalmış ilaveler ile oğullarınıza yada bölmelerinize çok çabuk ve çok donanımlı kovanlar hazırlamak mümkün hale gelir.
Belki hemen tüm kovanları değiştirmek elbette zor görünüyor. Lakin zamanla modern ekipmanlara geçerek size uygun üretim modellerini seçerek başarılı arıcılık çalışmaları ile istediğiniz ekipmana sahip olmanız mümkündür.
Arılar çok sıcak havalarda ön kısımlarında sanki oğul verecekmiş gibi toplanırlar. İçeride bunalmaları sonucu dışarı çıkan arılar çalışmazlar ve burada oturmak zorunda kalırlar. Oysa bu taban kullanılan kovanlarda bunalma tabandaki havalanma yapısından dolayı söz konusu değildir. Arılar iç ve dış işleri daha hızlı ve daha sağlıklı bir şekilde yapmak zorunda kalırlar. Ömürlerini kovan önünde kovanın serinlemesi için harcamazlar. balı olgunlaştırmak için yaşlanmalarına gerek yoktur. Kovan içerisinde oluşan olumsuz nemli havanın uzaklaştırılması için hem ömürlerini tüketmezler hem mevcutlarını tüketmezler hemde daha çok nektar getirip olgunlaştırıp güçlü kolonilerine devam ederler.
Kış boyunca dinlenmede olsada içerisi nemli ve gereksiz sıcak oluşturulmuş kovanların arıları hem daha erken içerideki hava yapısını değiştirmek için ömürlerini tüketirler hemde mevcut azlığından ötürü baharda gelişemezler. Oysa sonbaharda arılarınızı kışa kaç çerçeve sokarsanız sonbahar beslemesi yapmış iseniz, arılarınızın ilkbaharda mevcutlarında bir azalma olmadığını hatta bazı kolonilerde artmış olarak karşınıza çıktığını göreceksiniz. Bu tabanların havadan daha ağır olduğu için nemin tabanda (özellikle klasik kovanlarda peteklerin alt kısmında yeşil küflenmelerin olmasını düşünecek olursanız) bulunan çekmece etrafındaki deliklerden arıları yormadan meydana gelen ufak bir kanat hareketi ile dışarı atılması söz konusudur.
Yaşanılabilir bir kovan sunduğunuzda arılar sizin verdiklerinizin çok daha fazlasını size verecektir.
Ergonomik Tabanların şu anki kampanyalı uygulaması 4 koli alana bir kolli bedava şeklindedir.
Kolilerde 6 adet taban vardır.
4x6=24 adet X40TL = 960 TL dir.
bir koli bedava olduğu için 960 / 30 = 32 TL olmuş oluyor
Kısacası 40 tl lik ürün 32 TL ye alınmış oluyor.
Yoğun istek üzerine Firmaca yapılmış olan bu yeni kampanyadan yararlanmak istiyor iseniz
Esenler otogarı Doğu Alt çarşılar M6 İstanbul adresinden,
0 212 658 38 80 0 532 286 96 23 numaralı telefonlardan
0 212 658 38 80 numaralı faxtan siparişlernizi verebilir ürünlerinizi tedarik edebilirsiniz.
Ücrete Türkiyenin neresinde olursanız olun İlçe merkezleri ve kargoların gittiği her yere kargo parası firmamıza ait olmak üzere gönderilecektir.
Fiyatımız KDV dahil ve bulunduğunuz bölgede kargo gelmiyorsa ilçe merkezine yada kargo bulunuyor ise eve teslim fiyattır.
Uzman Biyolog Yalçın SEZER
SEZER ARICILIK