30 Eylül 2008 Salı

KIŞA GİRERKEN SON HATIRLATMALAR.

Kıymetli arıcılar ülkemizin hangi bölgesinde olursanız olun sonbahar yağmurları ile karşılaşıyoruz bu sıralar. Bizlere eşsiz bir nimet sunan doğa kışı garanti altında geçirebilecek arılarımıza bir hizmet yapıyor bu sıra. Polen son yağmurlarla yeşeren ve çiçeklenen bitkilerden bölgelere göre mutlaka geliyor kovanlara az yada çok ama bilinmelidir ki bu dönemde ne kadar çok polen ne kadar çok yumurta o kadar çok genç arı ve kayıpsız kış ve ilkbahar demektir.

1-Arılarımız eğer mevudu 3 çıta altında ise en yakındaki kovanlar ile birleştirme usulleri ile birleştirmek en doğru yaklaşım olacaktır. Çerçeve takviyesi güçlü koloniyide zayıflatmaya neden olmaktadır. Yapılacaksa dikkatli yapılmalı zarar en aza inecek şekilde dikkatli davranmalıdır.

2-Balı az olanların ballarını tamamlamakda önemli. Baldan sonra stresi ortadan kaldırmak adına güçlü verilen kek hem fazla alınan balın yerine konmasını hemde yeni yumurta atılmasını sağlamak adına verilmeli idi. Eksik olan ballar mutlaka koyu şerbetle tamamlanmalıdır.

3-Varova ilaçlamasını baldan hemen sonra yapılmış olması gerekiyordu, eğer yapılmadı ise işi sıkı tutmalı dumansa günlerine riayet ederek, diğer tür ilaçlarsa kullanım şartlarına uyarak kullanılmalı ve mutlak suretle kışa varovasız girilmesi sağlanmalıdır.

4-Ana arıların genç olması önemli bir kriter ama bu saatten sonra ancak arılığınızda ana arılarını yetiştirdi iseniz kendi analarınızı verebilirsiniz. Piyasada hem bulamayabilirsiniz hemde bu dönemde döllenme söz konusu pek olamadığı için randımansız analar olmaktadır. Önümüzdeki yıl baharda mutlaka ana arılarınızı kendiniz yetiştirmeyi denemelisiniz. Yada bu işi özenle yapan güvenilir işletmeleri tercih etmelisiniz.

5- Uzun süre rahatsız edilmeyecek sakin bir yerde nemden ırak tutulmalıdır kovanlar. Unutmayalım arılar soğuktan ölmüyorlar. Nem en büyük düşmanlardan biri arıcılıkta lakin herşeyin azı karar çoğu zarar.


Dikkat edilecek bu noktalar arılarımızın sağlıklı kışı geçirmesini sağlar ve tarlaya kıştan atılmış tohum gibi baharda yeşerir. Yapmaz isek bu uygulamaları kışın ortasında olmasada mevcut erken baharda yok olur. Arı kolonisi kendini idame edecek kadrolara ulaşamaz. Eksik olan besin ihtiyacı karşılaması kışın yada çok erken baharda zor olabilir. Varova ilaçlaması büyük hasar verir belkide bireylerin ömürlerini kısaltır ve kayıplar daha da çok artar. Yaşlı, sakat, çaptan düşmüş ana arılar kışın olmasada erken baharda değiştirilmek istenerek koloninin geç gelişmesine ve hatta bal dönemine kadar gelişmenin ağır seyretmesine tam bal döneminde ana değişimine gidilerek koloniden oğul çıkışlarına ve başarısız arıcılığa neden olabilir. Çok rahatsız edilen ahır gibi sıcak yerlerde kışlatılan arılarda bal tüketimi çok olduğu gibi ıshal nosema ve dizanteri rahatsızlıklarının ortaya çıkması söz konusu olabilir.

Sonbahar mevsimin başlangıcıdır. Kolları sıvayıp tez zamanda eksikler giderilmelidir.

Yalçın SEZER

İYİ BAYRAMLAR= BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN

TÜM OKUYUCULARIMIZIN

RAMAZAN BAYRAMINI( ŞEKER BAYRAMINI) EN İÇTEN DİLEKLERİMLE KUTLUYORUM.

YALÇIN SEZER.

20 Eylül 2008 Cumartesi

KİMİNE GÖRE GÜZELLİK KİMİNE GÖRE BİR VAHŞET



Kayseriden Fatih internette rastlamış bizlerle paylaştı bu resimleri başlıkta kendisine ait.

YOK OLAN SERVETLERİMİZ



Arıcılık, bal, polen,arı sütü, propolis üreticiliği vs...




Tüm arıcılık ürünleri az alanda çok büyük ekonomik kazanımlardır.




Arazisi olmayanların, büyük çaba ve gayretler göstermeden yapabilecekleri bir çalışmadır.




Güzel ülkemizin her alanında özel bir çaba sarf etmeden yapılabilecek bir faaliyettir ve kazanımı çok yüksektir. Bundan dolayı tarımla uğraşanların çalışmaları yanında yapılan ek bir iş olarak kendini gösterir.




Yaylalarda, meralarda, hatta büyük şehirlerdeki meraklı arıcıların yaptığı bu çalışmalarda çiçeklerdeki zenginlik tonlarca bal ve polen olarak elde edilir.




Küresel ısınma diye bir gerçek var. Sanayileşme, orman yangınları, çevre kirliliği, itici gazlar ozon tabakasının delinmesini ve küresel ısınmayı tetiklerken bitkilerin ve arıların metabolizmasında değişikliğin ortaya çıkmasına ve kitlesel boyutlarda arı ölümleri ve zamansız çiçeklenme ve erken kuruma peyoduna giren bitkilerle verim azalması ile karşı karşıya kalınmaktadır.




Doğa ikaz çanlarını çalıyor. Arıcılar tonlarca bal ve polen gibi ürünleri toplamak için daha sistemli ve bilimsel çalışmak zorundalar. Bu konu ilgili çalışmaları takip etmek ve kendilerini bilgi açısından yenilemek zorundalar.




Arıcılar birbirleri ile fikir alışverişi yapmalı ve kısır çekişmeler yerine gerek milli ekonomiye gerekse kendi ekonomilerine fayda sağlayacak şekilde çalışmalar icraa etmelidirler.




Ormanlaştırma çalışmaları, etkinlikler ve nektarı çok veren bitkilerin yetiştirilmesi kültürel tarım alanlarında üretilen ürünlerin alternatifi olmalıdır.




Islah çalışmaları ve konu ile ilgili paylaşımlara yardımcı olmak bütün arıcıların faydasına olacaktır.




Örgütlenme ve bu örgütlerden faydalanma çalışmaları sivil toplum faaliyeti olarak tez zamanda verimli olacak şekilde gerçekleştirilmelidir.




Servetlerimizin farkına varıp ana vatanı bizim ülkemiz olupta bu gün dışardan aldığımız banbus arısı, ankara keçisi va tavşanı gibi bir çok canlı materyal ve ürünü gibi yarın arı ürünleride olmasın. Zaten yurt dışından bal ithali de bunun sinyalleri olmuyormu.

6 Eylül 2008 Cumartesi

DEVRİM OSKAYIN 15–18 AĞUSTOS 2008 TARİHİNDE ODTÜ BİYOLOJİ BÖLÜMÜNDE DÜZENLENEN “BAL ARILARININ ISLAHI VE YAPAY DÖLLEME” KURSU HAKKINDA AÇIKLAMA YAZISI

15–18 AĞUSTOS 2008 TARİHİNDE ODTÜ BİYOLOJİ BÖLÜMÜNDE DÜZENLENEN “BAL ARILARININ ISLAHI VE YAPAY DÖLLEME” KURSU HAKKINDA AÇIKLAMA YAZISI Ülkemizde 5 farklı yerel ırk ve bunların ekotipleri yaşamaktadır. Dünya üzerinde bu kadar büyüklükte yüz ölçüme sahip olan başka bir ülkede, bu kadar miktarda ve genetik çeşitlilikte yerli bal arısı topluluğu bulunmamaktadır. Bu yüzden, ülkemizde yerli bal arısı gen kaynaklarının korunmasında ve ıslahında yapay dölleme ve genetik yapıyı geliştirme programları önemli bir yere sahip olmalıdır. Bal arılarının üreme ve genetik sistemleri diğer çiftlik hayvanlarınkinden farklılıklar göstermektedir. Örneğin sığır ıslahı ile bal arısınınki karşılaştırıldığında, inekten yavru alabilmek için önce ergin olması için ortalama bir yıl beklenir, daha sonra yılda en fazla bir veya iki tane yavru alınabilir. Oysa bal arısında, ana arının çiftleşme olgunluğuna kadar geçen süre 22 gündür. Bir ana arıdan yıl boyunca binlerce ana arı yetiştirilebilir. Yine ineklerde erkek ya da dişi yavruların elde edilebilmesi için mutlaka yumurta ve spermin bir araya gelmesi gereklidir. Fakat bal arısında ana arı çiftleştirilmeden yumurtlatılarak sperm kullanılmadan erkek bireyler elde edilebilir. Bu bilinen farklı özellikler bal arıları ile diğer çiftlik hayvanları arasında da gözlenir. Bunun gibi gözlenen farklılıklar sayesinde arıcılık sektörü arı ıslahı konusunda diğer çiftlik hayvanlarının ıslahına göre daha avantajlı konumdadır. Bu avantajlar sayesinde bal arılarında belirlenen ve üzerinde çalışılan ıslah kriterleri üzerinde başarı elde etmek diğer çiftlik hayvanlarına göre çok daha kısa sürelerde olmaktadır. Bilimin diğer dallarında olduğu gibi arı ıslahı programları ve yapay dölleme teknikleri zaman içersinde gelişmeler göstermiştir. Önceleri binlerce kovanın kullanıldığı ıslah programları uygulanırken, kısıtlı sayıda ana arı yapay dölleme tekniği ile dölleniyor, bu işlem yapılırken birçok ana arı öldürülüyordu. Bu durum ıslah programlarının ve yapay tohumlama tekniğinin sadece devlet desteği ile yapılabilmesine neden oluyordu. Günümüzde ıslah programları geliştirilerek, 200 kovan ile yapılabilecek konuma getirilmiştir. Yapay dölleme tekniğinde kullanılan alet ve ekipmanın geliştirilmesi sayesinde ana arı ölümleri çok aza indirilmiştir. Islah için gerekli olan koloni sayısındaki düşme sayesinde arı ıslahı araştırma merkezlerinin ve üniversitelerin dışında arıcılık firmalarının da çalıştığı bir alan haline gelmiştir. Örneğin Amerika Birleşik Devletlerinde yıllardır bal arıları ile çalışan herkesin başvurabileceği, yapay dölleme ve bal arısı ıslahı kursu açılmaktadır. Bu kurslara üniversitelerden, özel firmalardan ve hobi arıcılarından kişiler katılmaktadır. Türkiye’de bulunan arı ırklarımız genetik açıdan çok zengin olması yapılacak ıslah programlarından daha hızlı sonuç alınabileceğin göstergesidir. Ülkemizde uzun yıllar ırklarımızın genetik yapıları üzerine çalışan Prof. Dr. Aykut Kence, Türkiye’ de bulunan ırklarda yapılacak ıslah programlarında kullanılacak arıların genetik zenginliği sayesinde sonuca 2–3 senede gidilebileceğini bildirmiştir.

Bu kursun açılmasının amacı, ülkemizdeki araştırmacılara ve arıcılara yurt dışında son olarak geliştirilmiş ıslah programlarını ve yapay dölleme tekniğini teorik ve pratik uygulama yoluyla öğretmekti. Bu yol ile bilgi ve teknoloji transferi yapılması hedeflenmiştir. Kursun teorik kısmında Türkiye de bulunan yerli bal arısı ırklarının korunmasının önemi ülkemiz şartlarında uygulaması uygun olan kapalı toplum ıslah programının nasıl yapılacağı ve ırkların korunmasında ve ıslahında uygulanan bir teknik olan yapay dölleme tekniği hakkında bilgi verilmiştir. Teknik mikroskop altında uygulanarak, video ekran yoluyla kursiyerlerin izlenmesi sağlanmıştır. Erkek arılardan sperm toplanılması ve ana arının döllenmesi her kursiyere eğitmen eşliğinde yaptırılmıştır. Kurs programı, az miktarda eksik ve sorun ile başarılı bir şekilde tamamlanmıştır.Önümüzdeki yıl, kursun eksik ve sorunları giderilerek tekrar açılmasını amaçlıyoruz. Bu tip kursların ülkemizde yaşayan bal arılarının gen kaynağı olarak korunmasına ve ıslah edilmesine yardımcı olacağı bir gerçektir. Ülkemizde ıslah ve yapay tohumlama teknikleri üzerinde çalışılmadığı taktirde, ırklarımızın genetik zenginlikleri ortaya çıkarılamayacağından üreticiler yurt dışında ıslah yapılmış ırkları kendi ırklarımızdan daha üstün olduğu yanılgısına düşecektir. Bu yanılgı sonucu yurt dışından ana arılar ülkemize getirilerek yerli arılarımız ile değiştirilmeye çalışılacaktır. Bunun sonucu olarak yurt dışına büyük miktarlarda döviz ödeneceği gibi yerli arılarımız ile değiştirilen arılar ülkemizin ekolojik şartlarına adapte olma zorlukları çekerek büyük kayıplara neden olunacaktır. Bu getirilen analardan yetişen erkek arılar etrafta bulunan yerli arıların ana arıları ile çiftleşerek kontrolsüz melezlemeler oluşacaktır. Ayrıca ülkemizde henüz bulunmayan arı zararlılarının ve hastalıkların yayılması sağlanacaktır. Bu yüzden arıcılarımız uzun yıllar bu konular üzerinde eğitim almış bilim insanlarımızın ve uzmanlarımızın gösterdiği yollar üzerinde gitmelidir. Bal arısı genetiği, ıslahı ve yapay dölleme tekniği konularında aldığım eğitimi ve tecrübeyi ülkeme aktarmamı sağlayan Tarım ve Köyişleri Bakanlığına, ODTÜ Biyoloji bölümüne, sayın Prof. Dr. Aykut Kence , Doç. Dr. Tuğrul Giray ve Doç.Dr. Meral Kence'ye çok teşekkür ederim. Kursa gösterdikleri yoğun ilgiden ve başarılarından dolayı aşağıda ismi geçen kursiyerlere de teşekkürlerimi sunarım.
California Davis Üniversitesinden Susan Cobey kurs sırasında ziyaretçi eğitmen olarak bulunmuştur. Yapay dölleme tekniğinin inceliklerini kursiyerlerle paylaştığı için kendisine çok teşekkür ediyoruz.
Dr.Devrim Oskay
AD, SOYAD
ÇALIŞTIĞI KURUM
Ahmet Demirtaş
Konya Arı Yet. Bir.
Ayşe Şimşek
TEMA -Macahel A.Ş
Ali UlviHafızoğlu
Konya Arı Yet. Bir.
Gonca Özmen
Ank. Üni. Ziraat. Zootekni
Gülten Bulut
Ordu Arıcılık Araştırma Enst.
Hasip Turan
Tarım İl Müdürlüğü - Karaman
Kadir Aydın
Emekli Arıcı
Mustafa Köseoğlu
AD.Ü. Çine Meslek Y.O.
Mehmet Gökhan
Ardahan Arıcılık Md.
Rıdvan Ulus
Kırklareli Arı yetiş. Bir. Baş.
Ömür Uygur
Ege Tarımsal Araştırma Ent.
Sezai Erginoğlu
Muğla İli Arı Yet. Birliği
Turgut Güler
Yığılca Tarım İlçe Müdürlüğü
Yalçın Sezer
İst. Bal Üreticileri Bir. Baş
Mehmet Altun
ODTÜ Bioloji

2 Eylül 2008 Salı

PINARHİSARDAN OLUMLU HABER.

yalcın hoca sen icini refah tut biz bu tabela konusunuda hallettik madbacıya büyük boy üstünde adın soy adın işletme tescl numarası ve baglı oldugun birligi tanıtan kaşe yaptırdık her sandıgın ön yüzüne vurduk üstünede püskürtme lap sıktık kuruyunca çok güzel yıkanmaz oldu ve tespitleri yaptırdık örneği bakanlıktaki memurlar gördü çokta beyendi kolaygelsin


Bu haberden sonra bal üreticilerinin yüzü güldü. fakat uygulamada tarım müdürlüğünden yetkili arkadaşlar yetiştirici birliğinden plaka alımı ile ilgili diretmeler devam ediyor ve ayrıca TÜGEM daire başkanıda alınması konusunda ısrarcı. Plakanın ne olduğunu bilen de yok. Plaka diye neye deniyor üzerinde ne oluyor onunda bir örneği bulunmuyor,

Pınarhisarlı bal üreticilerini kutluyor bir örneğinin resmini acilen kendilerinden istiyoruz.