3 Ocak 2008 Perşembe

MEMLEKETİM KASTAMONUDAKİ KESTANE AĞAÇLARININ DURUMU.

Tüm dünyada kestane ağaçlarında iki hastalık kaydedilmiş durumda. Bunlardan biri mavi mürekkep hastalığı dal ve gövdede öz bölgesinde çürüme ile kendini gösteriyor ve mavi renkli bir sıvı ile kendini belli ediyor, diğeride dal kanseri kestane ağaçlarında önce yapraklarda

sararma ve giderek ilerleyen yıllarda dallarda kuruma olarak karşımıza çıkıyor.Buradaki resimler ağırlıklı olarak dal kanserini ortaya koyan resimler. Bu durum biz kestane balı üreticilerinin ilerleyen yıllarda çiçek açan dallardaki azalma nedeni ile belki de bal eldesini azaltacak ve giderek yayılan bu durumdan dolayıda belkide ilerleyen yıllarda kestane balı bile üretemeyebiliriz.Tüm dünyada kestane ağaçlarının bulunduğu yerlerde bu hastalıklar ile karşılaşıldığı giderek yayılma nedeni ile tedbirler alınması gerektiği bilimsel makalelerde mücadele yöntemleri ile birlikte belirtilmekte. Öncelikli olarak İtalyada ve Fransada dal kanseri ile mücadelelerde gençleştirme yönteminin kullanıldığı kaydediliyor. Uygulama öncelikli olarak hasta olan ağaçların ve hastalıklı kısımlarının imhası şeklinde olurken , yeni sürgünlerin oluşması yada yeni ağaçların yetiştirilmesi ile dal kanseri hastalığının önüne geçildiği ve ağaçların meyve verme kapasitesinde artış sağlandığı belirtilmekte. Bir çok tüketici kestane balındaki buruk acı tadı beğenmez iken bir çoğuda bu sert tadı ayrı bir özellik olarak aramakta. Donma süresinin uzun süre olması Karadeniz Teknik Üniversitesi Biyokimya bölümü hocalarının yapmış olduğu araştırmalar ile antioksidan maddece diğer ballara göre çok daha fazla olması yani yaşlanmayı geciktirici ve kanserli hücrelerin gelişimine ket vurması gibi önemli bir özelliği içerisinde bulundurması nedeni ile büyük bir hazine. Genellikle çiçeklenme döneminde yağışlı hava ile karşılaşan arıların bal toplama süresinin kısıtlı olması kestane balının diğer ballara göre daha az üretilmesine neden olan etkenlerden biri. Genellikle karadenizin içinde yer aldığı sibirya oriential diye adlandırılan bölgenin karakteristik bitkisi olan kestane bitkisi Castanea sativa bilimsel adı ile Fagaceae yani kayıngiller familyasına ait bir üyedir.

Meyvesinin, balının tadına doyum olmayan, mobilyasının dayanıklı olduğunu bildiğimiz Bursa ilimizin şekerini meşhur ettiği, Türkiyede İnebolunun kuzu kestanesi olarak tanıdığı yaban hayata ev sahipliği yapan ve ekolojik dengede önemli bulunan kolay kolay yetiştirilemeyen bu mükemmel ağaçların nesillerinin tükenmemesi dileklerimle.

1 yorum:

İlhami Uyar dedi ki...

Sayın hocam aynı hastalık zeytin ağaçlarındada var,bu hastalığın nedenleri hakkında orman teşkilatı araştırma başlatmıştı ama neticesinin ne olduğunu henüz açıklamadılar.İnanın insanın yüreği yanıyor,dalların kurumasını görünce,zaten bunca olumsuzluklarda yeşilliğin zarar görmesinden ,çevrenin kendini yenileyememesinden meydana geliyor.Çevre ile ilgili kuruluşlar mutlaka olayın sebeblerini bulup çözüm yollarını üretceklerdir.Çalışmalarınızda başarılar dilerim.