29 Haziran 2006 Perşembe

NEKTARDA MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLER.

Nektar içerisinde bol miktarda su bulunmaktadır. Yaklaşık %60-80 oranında bulunan su arıların fiziksel bir takım çabaları ile uçurulur. Kovan giriş deliği önünde yapılan kanat çırpma hareketleri koloni içerisinde bulunan nektardaki suyun uçurulması için yapılmış olan bir çabadır.. Balın olgunlaştırılması olarak ifade edilir. Nektar içerisinde bol miktarda bulunan suyun uçurulması bu tatlı maddenin bal olarak ortaya çıkmasına neden olur. Bu işler arıların kanat çırpma hareketleri ile gerçekleşmektedir.

28 Haziran 2006 Çarşamba

BAL NEDİR?

Arılar tabiatta bulunan bitkilerin nektar bezlerinden elde ettikleri nektarları toplarlar ve bir takım enzimsel değişikliklerle içerisinde bulunan suyun uçurulması sonucu koyu kıvamlı ve çeşitli şeker türevlerinden oluşmuş balı elde ederler. Bu çok basit bal tarifi aslında çok uzun ve bir takım seri işlemleri içerisine alan karmaşık bir olaydır. Ayrıca bu işlemler sosyal yapıları itibari ile arı kolonisi içerisinde görev bölümü ile yapılan bir işlem olarak dikkati çeker.

27 Haziran 2006 Salı

BAL DÖNEMİNDE KOLONİLERİN KONTROLÜ

Bal döneminde arılar artık tüm düzenlerini oluşturmuşlardır. Bakıldığında çevre şartları ile uyumlu bir şekilde çalışmalıdırlar. Mevsim bal yapımı için uygun şartları ortaya koyduğunda koloni bireyleri üzerlerine düşen görevi mükemmel bir şekilde yapmak zorundadır. Kısa bal dönemleri yaşandığına dikkat edecek olursak , bal dönemi arıların görevlerini en hızlı biçimde yerine getirdikleri bir o kadarda hızlı balın depolandığı zamandır. Bir çok arıcı bir kovanın altına kantar koyarak arılarının günlük getirebileceği nektar miktarını tespit etmek ister. Bu şekilde bir yöredeki nektar yoğunluğunun akışını ve azalışını anlayarak kolonilerini daha uygun bölgelere götürür.
Bal döneminde yaşlı analar yada artık bahar döneminden bu yana tüm eforunu sergileyen ve verimsiz bir hal almış olduğu düşünülen analar değiştirilmek istenebilir.Bu işleri bal döneminden sonraya bırakmak daha avantajlı olacaktır. Bundan dolayı da bal döneminin ardından ana arının değişimi gerçekleştirilebilir. Arılar ana değişimi moduna geçebilirler. Ana arının değişimi nedeni ile birden çok ana arı namzedi hazırlanabilir. Sonuçta ana arıların gözlerden çıkmasını müteakip oğul veriyormuş şekli ile kovandan bir kısım arının çıkması söz konusu olabilir. Bu durumla karşılaşmamak için her yıl sıfır yaşında ve verimli ana arılar kullanmak gerekir. Genç ana arıcılıkta en önemli uygulama olmalıdır. Başarı için bu kaçınılmazdır.
Bal döneminde nektarın azalmaya başladığı dönemde artık yakın ve yüksek yerlerdeki nektar kaynaklarına koloniler taşınabilir. Bu noktadaki akımdan da yararlanarak bal oluşumuna bir nebze daha yardımcı olabiliriz. Nektar kaynaklarının azaldığı ve bittiği dönemde arılar daha çok hırçın ve saldırgan oldukları gibi çok fazla miktarda yağmacılık eğilimi gösterirler. Az bir tatlı maddeye dahi saldırı son derece yüksek düzeyde olmaktadır.
Bal dönemi içerisinde arılar acaba ne yaptılar diye sık sık üzerlerinin açılması , kontrol edilmeleri,çerçevelerin çıkarılıp bakılması gibi uygulamalardan uzak durmak gerekir. Arılar bal döneminde huzurlu bir şekilde çalışmaları için rahat bırakılmalıdırlar. Bir koloninin huzuru bozulduğunda bu koloninin tekrar eski düzenini oluşturabilmesi 15 dakika ile 4 saat arasını almaktadır. Bu denge bozucu hareketler koloninin nektar toplama çalışmasını durdurmasını, dışarıdan gelen tarlacılarında görevlerini bırakıp düzeni oluşturma çabası içerisine girmelerine neden olmaktadır. Sonuçta bal döneminin boşa geçmesi durumu meydana gelir.
Tüm gayemiz, az çalışma ve çok ürün elde etme çabası olduğuna göre ,uygulamalarımız ile ortaya koymuş olduğumuz çalışmalarımızın boşa gitmemesi için,uygulamalarımızın arıların bal döneminde çalışmalarına sekte verecek şekilde olmamasına gayret etmeliyiz.

26 Haziran 2006 Pazartesi

HANGİ KOVANLARA ANA ARI VERMEK DAHA KOLAYDIR?

Kovanlara bakıldığında sağlıklı bir kolonide çok farklı yaşlarda arı ve yumurta bulunduğunu görürüz. Bu şekildeki bir koloni ana arının kendi eforunu ve performansını gösterebildiği en güzel topluluğu ortaya koyar. İşte bu koloninin anası yaşlı yada istemediğimiz bir cins ise o taktirde yapılacak iş anayı almak ve hemen döllü kaliteli bir anayı kovana kafesle vermek olmalıdır.
Fakat bazen kovanın yaşamını sağlayabilen verimsiz veya sakat analarda bulunabilir. Bu durumda da ana arıyı almak ve yerine hemen kafesle vermek durumu söz konusu olabilmektedir.
Asıl problemli olan durumsa bazı arı kovanları verilen ana arıları cins itibari ile yada verimsiz bulduklarından dolayı öldürmeleri eğiliminden kaynaklanır. Bizim kontrollerimiz sırasında yada yaşlılığı nedeni ile ölmüş bir ana arının olmayışı yüzünden koloni uzun süre anasız kalmışsa ve kış dönemi çıkışında yada bal dönemi içinde bu durumla karşılaşıldığında arılar kendilerine yeni ana yapma fırsatını yakalayamayabiliriler. Bu dönemler sonunda ana arı yapacak yumurta bulamayan kolonilerin arıları oldukça yaşlı olacağı için ana arı kabul etme şansı son derece azalır. Ana arıların kabul edilme derecesini artıran birkaç unsur vardır. Anaların verimli oluşu. Döllenme sonucunda bol sperm depolamış olması. Cüssesinin büyük olması. Kolonide genç bireylerin ve kapalı gözlü yumurta varlığının olması. Yaşlı arı populasyonundaki azlık. Kolonideki bireylerin sayısının dengeli olması. Çevrede nektar ve polen akımının olması.
Bu tür kovanlarda son derece rahat ana arı kabul ettirilebilmektedir.

25 Haziran 2006 Pazar

ANA ARI VERME YÖNTEMİ

Bir çok ana arı verme yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan en basitini şimdi daha karmaşık olanlarını daha sonra bildireceğim. Bir koloninin anası yaşlı, verimsiz, ana kaybetmiş olduğunda,cinsi istediğimiz türden olmadığı zaman yada yeni bir bölme yapmak istediğimiz zaman kolonimize ana arı verebiliriz.
En kısa ve doğru yol ruşetlerde döllenmiş olarak bulunan bir ana arının kafesle koloniye verilmesidir. Bu kafeslerin bir ucunda kek diğer ucunda ana ve bakıcı işçi arıların bulunduğu kısım vardır. Koloninin orta noktasında arıların yoğun bulunduğu bölgedeki çerçeveler aralanmalı ve buraya kafesin kekli kısmı açılarak kek kısmı aşağı gelecek şekilde biraz eğimli bir şekilde kafes çerçevelere sıkıştırılmalıdır. Kafes kovan tabanına düşmemeli ve arıların ana arıya bakıp bakmadıkları inceleme imkanı ile yerleştirilmelidir. Ana verilecek kovanda ana olmamasına dikkat edilmelidir.
Bu yöntem en basit yöntemdir. Eski anası alınır alınmaz verilebildiği gibi, anayı vermek üzere başka yöntemler daha vardır. Buradaki yöntemler daha teknik olmakla birlikte ana kabulünün garantili olması düşüncesi ile yapılmaktadır.

24 Haziran 2006 Cumartesi

AYÇİÇEĞİ ARILARIN GÖZÜNÜ KÖR EDERMİ?

Ülkemizdeki bitki çeşitliliği son derece zengindir. Dört mevsimle birlikte , iklim farklılığı bu gelişime katkıda bulunmuştur. Bitkisel çeşitlilik bitkilerin bulunduğu bölgede diğer canlıların bir takım canlılık yapılarının gelişimine neden olmuştur. Bitkiler nesillerini devam ettirebilmek için diğer canlıları cezp eden yada kendisinden uzaklaştıran bir takım özellikler kazanmışlardır. Bu özelliklerle beraber yıllar boyu adaptasyon diye adlandırılan bir durum ile diğer canlılarda yapılarında bir takım değişimler oluşturur.
Arıların bulundukları bölgelere adapte olmaları incelenecek olursa farklı bitkilerin yoğun olduğu bölgelerde farklı bir takım arıların gelişmiş olduğu görülebilir. Karadenizde bulunan rhodadendron denilen orman gülü, komar , kara avu gibi isimlerle anılan bitkinin nektarı zehirlidir. İnsanlarda dahi tansiyon düşüklüğüne neden olmaktadır. Rus askerlerinin Trabzonu işgali sırasında yerli halkın düşman askerine bal ikram etmesinin ardından düşmanın tansiyon düşmesi nedeni ile baygınlık geçirmesi biyolojik bir silah olarak düşünülebilir. Burada önemli olan unsur bölge arılarının bu bitkinin nektarından zehirlenmediği gibi derin olan nektar bezlerinden nektarın alınması için bölge arılarının dillerinin diğer arılardan daha uzun olması durumudur.
Muğla bölgesinde çam balları elde edilmektedir. Bakıldığında bu bölgede polen son derece az ve arı gelişimi yavaştır. Fakat bu bölge arısı az olan polen kaynaklarından yararlanabilme özelliği kazanmış ve kışı gayet sağlıklı geçirebilmektedir.
Ayçiçeği balları bol polenlidir. Polen arılarda protein ihtiyacını karşılayan yegane unsurdur. Bir düşünceye göre polenli ballarla kışlayan arıların bağırsaklarında polen atığının bol miktarda kış döneminde birikmesinden dolayı nosema gibi problemlerin ortaya çıktığı düşüncesidir. Bu düşüncenin ortaya koyduğu problemlerden kurtulmak için çabuk kristalize olabilen bu balın hem donma etkisinin ortadan kaldırılması için hem de imkan veren iklimsel koşullarda ihtiyacı olan poleni hemen sağlaması için polenli ballarla besleme sağlanması en doğru yöntemdir. Ülkemizdeki iklimsel şartlar arıların dışkılarını kış ortasında dahi dışarı atabilecekleri günleri zaman zaman sunmaktadır.
Uzun yıllar elimine olmuş ve ortam şartlarına uygun bireylerin gelişmesine neden olmuş zaman süreci sonunda, gezginci arıcılık yapan kişiler arılarını belli bir bölgeye taşıdıklarında arılarının başarı gösteremediklerini görmektedirler. Bunun nedeni ise bölgeye adapte olamayan arılardan kaynaklanmaktadır. Genetiksel yapı bir bölgede bal yapacak olan arının özelliklerini ortaya koyar. Bölge şartları arımıza uygun değilse bizde başarısız oluruz.
Bir kısım arıcılar arılarının bol polen taşıdığından dolayı ayçiçeği balı döneminde arılarının kör olduğunu ve kovanlarına geri gelemediklerini söylerler. Oysa yıllardan beri Trakya bölgesine hiçbir etki gösterilmeden yaşayabilme becerisi gösteren arıların esas bal kaynağı ayçiçeğidir ve bu baldan dolayı arılarda bir gelişememe ve ölme durumu ile karşılaşılamamıştır.
Ayçiçeği ekiminin yoğun olduğu bölgelerde arılar bu nektardan faydalanabilecek şekilde gelişmiştirler.
Zehirli bitkilerden bal yapacak olan arılar bu zehirden etkilenmeyecek şekilde gelişmişlerdir.
Eğer arıdır bal yapmak zorundadır diye arımızı her bölgeye taşıyıp gezginci arıcılık yapacağız diyerek düşünürsek başarısız oluruz.
Arıların belli bal dönemleri olduğunu ve bölgelere göre cinsler kullanmamız gerektiğini unutmamalıyız.

23 Haziran 2006 Cuma

TEŞEKKÜR

Pek kıymetli arıcı dostlarım

Sizlerden gelen eleştrilere her zaman açığım. Bu eleştriler ister yapıcı ister yıkıcı olsun yolumuzun insanımıza değer veren yol olduğunun bilincindeyim.Arıcılarımıza hakettikleri değeri verme konusunda hiç bir kurumun yada kuruluşun pekte istekli olmadığını görüyorum. Derya gibi arıcılık bilgisi içerisinden bilebildiğim bir damla olan bilgimi sizlerle paylaşmaya çalışarak bende bir takım eksiklerimi ve yenilikleri beraberce öğrenme kafası ile bu bloğu kurdum. Pek kıymetli arkadaşım Murat Çakır yardımları ile kurulan bu blog tarzı sitede umarım arkadaşlarıma faydalı olabiliyorumdur.
Bundan sonraki çalışmalarımı kış aylarına doğru düzenlemeyi düşünüyorum. Şu şekilde özetleyeyim. Blog tarzı olan bu sitenin bir web sitesi haline dönüşümü gerçekleşecek. Uzunca bir zamandır yazılarımız resimlerle süslenemiyor arşivdeki resimlerimiz konular içerisine yerleştirilecek. Ayrıca mevsimin çiçekleri bölümleri ülkemiz florasında yer alan bitkilerin tanıtımı sağlanacak.
Ancak tüm bu çalışmalar için zaman en büyük değer durumunda. Sizlerle daha güzel bilgileri paylaşacağımız önümüzdeki günlerde sıkıntılarınızı ve değer bulduğunuz konulları sitede yer almasını istediğiniz özel bir takım kritik bilgileri paylaşmaktan çekinmeyelim. Bu da sorulurmu diye geri durmayalım. İnanın birimizin bildiğini diğeri bilmemekte buradan paylaşmaktan kaçınmayalım. Bilgi paylaşılırsa çoğalır. Unutmayın çevrenizde bilgi saklayanlar varsa emin olun ki o da bir şey bilmiyordur, yada çekiniyordur acaba yanlışmı biliyorum diye.
Kendinize iyi bakın. Biz arıcılar olmazsa memleketimizde kendiliğinden ortaya çıkan sonrada yok olan nektarları , polenleri kim bir araya getirebilir. Ne mukaddes bir iş yapıyoruz. Devletimizin ekonomisine yardımda bulunduğumuz gibi toplumun sağlıklı beslenmesine yardımda bulunuyoruz. Ayrıca hastalara deva sunuyoruz.
Hepinize bereketli sezonlar , bol kazançlar diliyorum.
Yalçın SEZER

22 Haziran 2006 Perşembe

KOVANLARIN SICAKTAN ETKİLENMELERİ

Özellikle gezginci arıcılık yapan arıcılar çok fazla miktardaki arıyı nakliyede zorlukla karşılaşmamak için sacla kaplı düz kapaklar kullanmaktadırlar. Bu tür kapaklar içeren kovanlar yerleştirilmiş oldukları yerde bakıldığında kızgın güneş altında Kovan içindeki sıcaklığın çok fazla artmasına neden olurlar. Kışın özellikle ilkbaharda son derece fazla sıcağa ihtiyaç varken, yaz aylarında kovanların serine ve hatta gölgeye ihtiyaçları vardır.
Kovanlar güneş altında çok fazla ısınırlar ve yüksek ısının azaltılması için kovanların gölge yerlere yerleştirilmesi gerekir. Bu durum söz konusu değilse kovanların üzerine ot, tahta , strafor ve benzeri unsurlar koyarak ısınmaları azaltılmalı yada sac plakaların beyaz renge boyanmaları sağlanmalıdır. Bu durum sıcaklığın düşmesine ve arışların daha fazla uçuş yapmalarını sağlayacaktır. Çok yüksek sıcaklıklarda arılarda çalışmama durumu söz konusu olmaktadır. Hatta kolonide yüksek sıcaklıkta tüm faaliyetler durabilmektedir. Batı devletlerindeki iklimsel şartlar ülkemizdekinden daha serin olmasına rağmen kovanlarda bulunan havalandırma tertibatları dikkate değer özellikler taşır. Kuluçkalık yada ballık gövdesinden uçuş deliği bulunması , kuluçkalık tabanında havalandırma deliği bulunması gibi havalanmaya müsaade eden bir çok uygulama vardır. Bu havalanma kovan içi sıcaklığın düşmesine yardımcı olacaktır.

21 Haziran 2006 Çarşamba

ARICILIK SORUNLARI

Arıcılıkla uğraşan bir kişi hangi arıcılık dalı ile uğraşırsa maalesef ülkemizde ekipman eksikliği ile karşı karşıyadır. Herhangi bir arıcılık malzemesi satan dükkana gidildiğinde malzeme almaya gelen arıcıların raflarda acaba bir yenilik var mı diye baktıklarına çok fazla şahit olmuşumdur. Birkaç malzeme satan büyük firma ülkemizde vardır. Bu firmalarda alışılagelmiş malzemelerin satışını yapmaktadırlar. Gelişmelere açık olmak isteyen insanımız ise kendilerine destek göstermeyen sektörün öncüleri sayesinde kendi standardını kendisi oluşturma yolunu tercih etmiştir.
Kimisi verilen petek ölçülerini kimisi marketlerden aldıkları çerçeve ölçüsünü , kimileri komşusunun eski kovanını kendisine örnek alarak kovan yapmaya çalışmıştır. Ülkemizde son derece fazla standart doğmuştur. Hatta büyük firmalar bu sektörde öncü olmaları gerekirken kendilerine göre bir standart ortaya koymuşlar ve piyasaya sürmüşlerdir.
Malzeme almaya gidildiğinde alınan malzemelerin basit yapılarına rağmen fiyatı incelendiğinde son derece pahalı olduğunu görmemek bir körlük olacaktır. Arıcılarımız pahalı malzemeleri almak zorunda bırakılmaktadır.
Bahar mevsimi ile birlikte arılarımızın gelişmelerini izlerken plaka halindeki mumları kullandığımızda bazı arıcıların mumları kestiklerini parçaladıklarını zaman zaman duyar ve nektar akımının henüz olmadığı kanaati hakim olurdu. Fakat bakıyoruz ki nektar akımının yoğun olduğu dönemde dahi mumları arıların parçaladığı hatta kovandan dışarı attıkları görüldüğünde aklımıza mum içerisinde zararlı bir takım unsurların bulunabileceği geliyor. Parafin gibi petrol ürünlerinin mum içeriğinde kullanılmaya çalışılması, bal ile kanserojen bir takım unsurların, bal sağlık verir diyerek yiyen insanlara, hastalık vereceği akıldan çıkarılmamalıdır.
Pazar sorunu en büyük sorun gibi görünmesine rağmen aslında çözümü en kolay olan ama çözümü engellenen bir durumdur. Arıcılarımızın ürettikleri balı sahte ballar ile aynı fiyattan satmalarının nedeni bu engellenme durumudur. Sektörde eğitimsiz bir çok arıcı bulunmaktadır diye düşünen bal firmaları arıcının eğitimini artırarak başına dert etmek istememekte , sonuçta sektör sorunları ortaya konulup balı ucuza alıp , ticari gayelere bağdaşmayacak şekilde sadece kavanozladıkları için çok fahiş fiyata satmayı kendilerine hak görmektedirler. Üreticinin balını pazarlayabilmesi için şartların gelişimini hızlandırdığımızda fiyatların artacağı ve arıcının yüzünün güleceği ortadadır.
Arıcılarımız sektörde kullanılan tüm ürünleri yüksek fiyatlara alıp ürettiklerini çok ucuza satmak durumundadır. Balını kıymetli değerlerde sattığını düşünen arıcılarımız dahi ballarını düşük sattıklarının farkında değillerdir. Sağlık gibi bir hazinenin korunmasına ve sürdürülebilir bir hal almasına yardımcı olan bal gibi bir doğal ürünün üretilmesini sağlayan arıcılarımız el üstünde tutulmaları gerekirken ,ürününü satan arıcı borçlu olmaktadır. Bu işle uğraşmanın keyfini ve heder olup giden milli servetin toplanmasını sağlayan arıcılarımız binbir zorlukla karşı karşıya bırakılmaktadır. Sahipsizlikleri ve küskün halleri arıcılarımızın artık istemeyerek bu işle uğraştıklarını memleketimizin bitki zenginliğini fark etmeyen yöneticilerin bu işlere el atmamalarına neden olmaktadır.
Son yıllarda yapılan bazı teşvikler arıcıları sevindirememektedir. Nedeni ise balını toptancıya vermek zorunluluğunda kilosuna verilecek 400 kuruş ve ana gençleştirme gibi bir durumun önemini idrak edemeyen arıcıların bol miktarda olmasından dolayı ana arı teşviklerinin kullanılabilir bir halde olmamasından ileri gelmektedir.
Kovanlarını standart halde kullanamadıklarından, ekipmanların pahalı oluşundan , pazar sıkıntısından , üretilen ürünlerin ederine satamayan ve eğitimsiz bir şekilde arıcılık yaptığımız için kovan başı en fazla 16 kilo bal almaktayız. Oysa bu işi bilimsel ve eğitimli yapan toplumlar bitki çeşitliliği gelişmiş olmamasına karşın 100 kilo kadar ürün almaktadırlar.
Sektörün sorunları ancak ve ancak arıcıların seslerini duyurmaları ile ortadan kalkacaktır. Seslerini duyurmaları ise eylemle olur. Planlar ve eyleme geçerseniz istediğimiz olayları gerçekleştiririz. Birileri yapar diye bekleyenlerin sonu hep hüsran olacaktır.
Sorunlar çözülmek içindir. Bir sektör var ortada bu sektörün sorunlarını görmezlikten gelemeyiz. İsyanları oynamak doğru değil fakat sektörün sorunlarını bilmeden girenler uyarılmalı, farkında olmayanlara hissettirilmeli, girişimde bulunmayanlara eylem planları yaptırmalı, yapanlara destek vermeli, uygun girişimde bulunmayanlar uyarılmalı, ısrarcı olanlarsa ana arının değişimi gibi değiştirilmelidir.

Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Yalçın SEZER
Biyolog
www.teknikaricilik.com

20 Haziran 2006 Salı

SAHTE ANA

Öncelikle bir kolonide bir tek ana olması gerektiğini ve bu ana arının koloni devamı için gerekli olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ana kolonideki tüm bireylerin anası durumundadır. Hepsinin doğmasını sağlayan yumurtaların atıcısıdır. Kolonide ana kaybı ortaya çıktığında ana arının yerini alacak bir ana yapımı durumu söz konusudur. Bu da kolonide bulunan genç yumurtalar sayesinde hemen yapılır.
Ana arı ömrü boyunca atacağı yumurtaları iki şekilde atar bir kısmı döllü bir kısmı dölsüz. Döllü yumurtalardan işçi arılar ki bunlar yumurtlama özellikleri ortadan kalkmış olan dişilerdir. Dölsüz yumurtalardan ise erkek bireyler ortaya çıkar. İşçi arıların yumurtlama özelliğini ortadan kaldıran unsur ana arının varlığıdır. Ana arının varlığını ortaya koyansa ana arının kokusudur. İşçiler ana üzerine dokunduklarında aldıkları kokuyu birbirlerine kokuyu ileterek ananın varlığını dokunmadan hissederler. Eğer ki bir koloninin anası yok ise hemen bu durumda kovan içerisindeki 1ila 3 günlük yumurtalardan kendilerine hemen ana yapmaya çalışırlar.
Bazı dönemlerde ananın varlığı anlaşılamaz bu dönemler öncelikli olarak bal akımı dönemine ve kış dönemine rastlar. Bu dönemlerde koloni bireyleri ya çok aktiftirler yada çok pasiftirler. Ananın varlığının önemi olmasına rağmen öncelikli olarak bal döneminde bal çalışması kış döneminde ise hareket kabiliyetinin azlığı olmak zorundadır.
Ana yokluğu anlaşılamadığında kolonideki açık gözlü yumurtaların yani yaklaşık 21 gün sonra bireyler çıktığında yumurtasız kalan koloni kendine ana yapacak yumurta bulamaz. Bu durumda ana kokusunu da birbirlerine aktaramayan arılar işçilerin yumurtalıklarının gelişmesine neden olan bu durum karşısında bazı işçileri arı sütü ile besleyerek ana haline sokmak isterler. Aynı ana arı gibi yumurtlayabilme becerisi kazanan bu analara sahte ana denilir.
Sahte analar bir kolonide birden fazla sayıda olabilir. Yumurtlama başlangıcında gözlere tek tek yumurta atabilen analar sayılarının fazlalığı ve yumurtlama kabiliyetinin artması ile birlikte bir gözde birden fazla sayıda yumurta oluşmasına neden olurlar. Sahte analar döllenmeden yumurta atımına başladıkları için bu anaların yumurtalarından erkek bireyler ortaya çıkar. Bazen koloni bireyleri bu durum karşısında bu dölsüz yumurtalardan ana yapmaya kalkışırlar ve sonuçta ana özelliği olmayan bireyler oluşur.
Çok sık rastlanmayan bir durum da şudur. Kolonideki sahte ana varlığı anlaşıldığında günlük yumurtalı çerçeve verilirse ana yapımı ortaya çıkabilir. Ana çıkar ve koloniye sahip olur. Akla sahte anaların dölsüz olan anayı öldürüp öldürmeyeceği gelebilir. Koloni içinde çıkan bu yeni dölsüz ananın öldürülmediği ve döllenip geldiğinde sahte anaların beslenmesinin ortadan kalktığı ve koloninin kurtarıldığı bilinmektedir. Koloniye yeni bir ana verilmediği yaptırılmadığı müddetçe bu koloni sönmeye mahkumdur.

19 Haziran 2006 Pazartesi

SAHTE ANA OLUŞUMU SÜRESİ

Genellikle arılar anasız kaldıklarını çabuk algılıyorlar fakat bal dönemi yada kış aylarında bu algılama süresi uzuyor. Kovanda bulunan kapalı yada açık gözlü yumurtalarda bir nevi ana varlığını ortaya koyan unsurlar. Arı kolonisi yaşamının en zor dönemlerinden biri olan anasızlığın algılanamayışı sonucunda yalancı ana oluşumu meydana geliyor. Bu durumu arılar sanki nesillerini devam ettirme çabası ile sürdürüyorlar ve yumurtaların işçi arıların yumurtalıkları üzerine yaptığ baskı ortadan kalkıyor. Ana arı gibi yumurtlayabilme kabiliyetleri artıyor. bu özellik neticesinde döllenme gerçekleşmediğinden dolayı bir çok erkek yumurta gözlerde görülüyor. en belirgin özelliğide bir gözde birden fazla yumurta olması. Hatta ana memesi yapıp içerisinede fazla yumurta koyuyorlar. bu süreç analı bir kolonide eski atılmış yumurtaların gelişip çıkması sona erdikten sonra kovanda kapalı dahil yumurta olmadığı süre içinde oluyor. Oğulların özellikle ilk oğullardan sonra çıkan döllenemeden anası geri gelemeyen oğulların anaları olmadığı için kısa bir müddet sonra yaklaşık 1 hafta ile 15 gün içerisinde sahte ana oluşumu başlayabilir.

ARILARDA ALARM FEREMONU

Arılar tüm yaşamlarını varlıklarının devamı için çalışan yaratıklardır. Bakıldığında arıların en önemli özelliklerinin kolonizatör yaşamlarındaki iş bölümü mükemmeliyetidir. Öyleki acil bir durum karşısında arılar mutlak benliklerini yitirmişçesine düşmana saldırmaktan çekinmezler. Ölümün kendileri için bir son olduğunu bilir yada bilmezler fakat koruma iç güdüsü ile tüm varlıklarını heba ederler. Ölüm onlara bir son olacağını bilsin bilmesin arı zehirinin vermiş olduğu koku diğer arılarca da bir alarm kokusu olarak algılanır. Ve sonu kesilmez saldırıların devam etmesine yol açar. Arıcı bu durumu bilmeli bir tek arı sokması dahi olsa mutlaka sokulan ve zehir kokusunun ortadan kalkması için girişimde bulunmalıdır. Mesela sokulan bölge su ile yıkanmalı ve kokunun ortadan kalkması sağlanmalıdır. Arıların koku ile anlaştıkları ve bu kokuların her birinin başka işlerde başka görevleri ortaya koyduklarını bilmek onlara yaklaştığımızda başımıza gelecekleri ortadan kaldıracaktır.

18 Haziran 2006 Pazar

ARI BÖLME İŞLEMİNDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALARDAN BİRİ

Arı bölme işleminde bölme yapıldığında tarlacı arılar genelde eski yerlerine gitme eğilimindedirler. Burada yapılması gerekli esaslar vardır. Arılar öncelikle eski kovanlarını tanırlar. Buradaki tanınan kovanın rengi, şekli , yanındaki bir işaret ,taş, ağaç, çalı gibi unsurlardır. Bu unsurlar arıların kovanlarına gitme eğilimini artırır. Öncelikle arımızı böldüğümüzde sadece genç bireyler yeni kovan içerisinde kalır. Tarlacılar uçuş deliği kovanlar için ortada bir yere konsa dahi eski yerlerine giderek yeni bölmenin zayıflamasına neden olurlar. Burada yapılacak esas unsur
Eski kovana benzemeyen tamamen birbirinin aynı iki kovan alınmalı
Bölünecek olan kovanın uçuş deliğinin bulunduğu yer kovanların kenarları ile ortalanmalı ve yan yana yerleştirilen kovanlara bölünecek kovanın çıtaları ikiye bölünerek yerleştirilmelidir. Bölünecek kovanın çıtalarının yerleri değiştirilmemeli ve yumurtalı kısmına kabarmış bir çerçeve koyarak tamamlanmalıdır. Böylece şaşıma eğilimi azalacak bir müddet tereddüt yaşayan arılar daha sonra yeni kovanlarına yerleşeceklerdir. Burada anasız olan koloniye hemen hazır ana vermek en doğrusudur.

17 Haziran 2006 Cumartesi

TÜRKİYE ARI YETİŞTİRİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ ÇALIŞMALARI

Merkez arı yetiştiricileri birliği başkanı Mustafa Sarıoğlu arıcılara yeni bir müjde verdi. Ülkemiz arıcılarının Pazar bulmakta zorlandıkları ve hatta üretimini bile yapmadıkları propolis artık pazarda kendini gösterecek. Yapılan çalışmalarla arıcılara yeni bir kazanç elde etmelerinde yardımcı olduklarını söyleyen Sarıoğlu fiyatının kalitesine ve içeriğine göre belirlenecek olan propolisin toplanmasında kullanılacak olan tuzakların çok yakında arıcılara dağıtılacağını da söyledi. Arıların yuvalarındaki çatlakları ve delikleri tıkamak aynı zamanda antimikrobiyal etkisi nedeni ile kovanlarını dezenfekte etmekte kullandıkları propolis artık ilaç sanayiinde kullanılmak için sadece Türkiyeden alınacak şeklindeki protokol çok yakında imzalanacak. Bütün arıcıları kendi illerindeki birliklerde çalışmaya buradaki çalışanların görevlerini doğru dürüst yapmaları için takip etmeye davet ediyorum. Unutmayalım biz işimize sahip çıkmaz isek kimse bizim işimize sahip çıkmaz. Buradan merkez birliği çalışanlarına çabaları için şükranlarımı sunuyorum.

16 Haziran 2006 Cuma

SABİT ARICILAR BİRDEN FAZLA BAL AKIMINDAN FAYDALANABİLİRMİ?

Birden fazla bal dönemi denildiğinde akla öncelikle farklı bölgelerdeki bal akımı gelir. Aslında bu kısmen doğrudur. Fakat sabit arıcılık yapanlarda birden fazla bal dönemi yaşayabilirler. Mevsimin uzun olması bulunduğumuz bölgede farklı zamanlarda yoğun bal akışına izin veren bitki çeşitliliği ile doğru orantılıdır. Uzunca bir zaman dilimi bazen bitkilerdeki nektar akımının azalmasına bazen çoğalmasına izin verirse bu durumda sabit arıcılık yapanlar farklı dönemlerde farklı bitkilerin nektarlarından yararlanarak birden fazla bal döneminden de yararlanabilirler.
Gezginci arıcılıkta ise nektarın yoğun olduğu bölgeye gelişmiş arılarla direkt olarak gitme durumu söz konusudur.
Balın elde edileceği bitkiler birbiri ardı sıra açtığı gibi aynı dönemde de açabilir. Arılar bu karışımı özenle değil rasgele yaparlar. Sonuçta da karışım balı elde edilmiş olur. Sabit arıcılık yapanlar bazı yıllar gezgincilik yapanlardan daha fazla bal alırlar. Bu durum sabit arıcılık yapılan bölgedeki bitkilerin daha çok nektar salgılamasından kaynaklanıyor olabilir. Gezgincilik kusurlarıda burada önem arz eder.

15 Haziran 2006 Perşembe

MEVSİMİN ÇİÇEKLERİ

En başta ıhlamur, katalpa,ligusturum,umbella,iğde,trifolium türleri.
Bunların teferruatlı bilgisini kış aylarında sizlerle paylaşacağım.

14 Haziran 2006 Çarşamba

ARI AKVARYUMU





Arıların gizli yaşam sırlarını anlayabilmek için çoğu yetiştirici camdan yapılmış tek yada birden fazla fakat yan yana değil üst üste konulmuş çerçevelerde yaşlı analı kolonileri incelerler. Böylece gelişme yavaş olur ve her türlü yaştan yumurta larva ve arı inceleme fırsatı yakalanabilir.

13 Haziran 2006 Salı

Arıcılık faaliyetinde bulunan mükellefin arılarının nakliyesinde kullandığı kamyonetinin kaydının ticari olarak yapılıp yapılamayacağı hk.

Başlık
Arıcılık faaliyetinde bulunan mükellefin arılarının nakliyesinde kullandığı kamyonetinin kaydının ticari olarak yapılıp yapılamayacağı hk.
Tarih
27/03/2000
Sayı
B.07.0.GEL.0.40/4015-22/13207
T.C.MALİYE BAKANLIĞIGelirler Genel Müdürlüğü
TARİH : 27.03.2000SAYI : B.07.0.GEL.0.40/4015-22/13207KONU : Arıcılık faaliyetinde bulunan mükellefinarılarının nakliyesinde kullandığı kamyonetininkaydının ticari olarak yapılıp yapılamayacağı hk.
BURDUR VALİLİĞİ(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğüne)
İliniz ..... köyü ..... adresinde ikamet eden ..... tarafından Bakanlığımıza verilen 4.12.1999 tarihli dilekçenin incelenmesinden, arıcılık faaliyetinde bulunan ödevlinin arılarının nakliyesinde kullanmak üzere aldığı 50 NC kamyonetinin kaydının ticari olarak kaydedilmek istenildiği anlaşılmış olup, aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37'nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiştir.Aynı Kanunun 52'nci maddesinde, zirai faaliyet, "arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını" ifade eder şeklinde tanımlanmış, satışların dükkan ve mağaza açılarak yapılması halinde mahsullerin dükkan ve mağazaya gelinceye kadar geçirdikleri safhaların zirai faaliyet safhasında kalacağı belirtilmiştir.Zirai faaliyette bulunan ödevlilerin kendi zirai işlerinde kullandıkları kamyon ve benzeri araçların, ayrıca nakliyecilik yapılmaması şartıyla trafik kaydının gayri ticari olması mümkün bulunmaktadır.Söz konusu aracını arıcılık faaliyetinde kullanacağını belirten ödevli ile ilgili olarak zirai işlerinde kullandığı taşıtın gayri ticari olmasında bir sakınca bulunmamaktadır.Bu çerçevede, adı geçenin durumunun zirai kazanç hükümlerine göre değerlendirilmesi, ayrıca anılan nakil vasıtası zirai faaliyetten ziyade ticari faaliyette; özellikle nakliyecilikte kullanılmaya müsait vasıtalardan olduğundan, bu ve bu durumda olan mükelleflerin çok sık aralıklarla yoklamaya sevk edilerek gerçek durumlarının tespit edilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması uygun olacaktır.Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılarak, sonucundan adı geçene de bilgi verilmesini rica ederim.
Bakan a.Daire Başkanı

12 Haziran 2006 Pazartesi

ARI NAKİLLERİNDE KANUNİ PROSEDÜR NASIL İŞLER ? AKSAKLIKLAR VARMI ?

Burada kanuni prosedür bir seri işlemle gerçekleşir. İlçe dışına yada il dışına çıkılacaksa menşei şahadetnamesi alınmalıdır. Köyse köy muhtarından , ilçe yada belde ise belediyeden alınan belge ilçe tarım müdürlüğünden rapora dönüştürülmelidir. Gidilen yerden dönüşte bu belde arkasına yer alan vize kısmından vizelenmeli ve gidilecek yer belirtilmelidir. Yerleşilecek yerde kalacak olan elemanlar jandarma bölgesi ise jandarmaya polis bölgesi ise emniyete kimlik bildiriminde bulundurularak tanıştırılmalıdır. Olabilecek sorunları önceden halletme ve bu şekilde hız kazanma sağlanmış olur.
Arıcıların nakil kağıtlarının verilmesinde hız önemli olduğuna göre işlemler daha seri bir şekilde yapılmalı ve arıcıların yol boylarında kontrolleri daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Nakil işlemleri ve nakil kontrolleri belli bir takım istasyonlarda yapılmalıdır.Belgesiz olan arı nakil araçlarının birlikler vasıtası ile eksiklikleri giderilene kadar takip altına alınmaları sağlanmalıdır.

NAKİL ESNASINDA ARI KOVANLARINDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR

Tüm arıcılar bilirler ki nakil sırasında mutlaka bir iki arı çıkar ve nakliye sırasında problem çıkarır. Tüm arıcılar bu problemi ortada kaldırmak için tüm çatlak ve patlakları günler öncesinden tamire çalışırlar. Gerçektende tam nakledilecekleri gece kovanlardan arı çıkması iş gücü kaybını ortaya koyar. Arı sokmasından rahatsız olan taşımadan sorumlu elemanların işi bırakması sırasında birkaç kovanın kovana konması aksayacaktır. Bu durum giderek artarsa nakliye zamanı uzayacak gidilecek yere daha uzun sürede gitmek durumu ortaya çıkacaktır. Öncelikle bu tür durumlar olduğunda yapılacak iş arı çıkan kovanın çıkan arısının çokluğuna bakmak olmalıdır. Çıkan delik yada aralık bir yumuşak cam macunu ile tıkanıyor ve arı çıkışı bitmiş ise devam edilir. Fakat çıkma durmuyor ise hiç vakit kaybetmeye gerek yoktur bu koloni öncelikli olarak arılıkta kalacaktır. Mutlaka nakliye yapılan ve çalışılan noktadan uzak , karanlık ve sakin bir noktaya yerleştirilmelidir. Tüm nakliye işi bittikten sonra arının durumu kontrol edilir. Arı çıkan nokta tespit edilmeye çalışılır. Başarılı olursa arı götürülebilir. Kovandan kaynaklanan bir durum var ise bu arıyı nakil etmek yarardan çok zarar verecektir. Bundan dolayı bırakılması gerekir.
Arı çıktığı anlaşıldığı için çıkılan yerin tahta çıtalarla çakılarak delik kapanmak istenebilir. bu durumda delik tıkanamayacak olursa kovana yapılan darbenin etkisi ile arı daha fazla dışarı çıkacak ve sinirli hali şiddetle artan arılar etraftaki tüm taşıyıcılara saldıracaklardır. Unutulmamalıdır ki arılar geceleri uçamamaktadır fakat sıcaklık algılayıcıları ( termal duyuları ) etrafta çalışan kişilerin üzerine gelecek kadar uçmalarını sağlayacak ve konduğu anda sokacak ve arılıkta bir kaosun çıkmasına neden olacaktır. Elimizdeki canlının bir biyolojik silah olduğunu ve yıllardır arıcılık yapan insanların ve hatta alerjik reaksiyonu olmayanların dahi arı sokmasından ilk etapta acı duyduğunu unutmamalıyız. Acının derecesi aynı olmakla birlikte verilen tepki tecrübeli arıcılarda daha az olmaktadır. Aradaki fark tamamen bu kadardır.

NAKİLDEN SONRA ARI KOVANLARINA YAPILACAK UYGULAMALAR NELERDİR?

Nakilden sonra arılar son derece huzursuz olurlar. Her türlü yapılacak olan uygun durum bile arıların yol boyunca huzursuz bir durumda olmasını engelleyemez . arıların hepsini birden bir kerede hemen indirir indirmez açmak ve gün ortasında yerleşim yerlerine yakın bir yerde hemen hava sıcakken serbest bırakmak doğru olmayabilir. Arıların indirilme sırası dikkat edilerek en önce indirilenlerden bir kaçı açılıp duruma bakılmalıdır. Hava sıcaklığı düşük olduğunda ve yağmur yağıyor ise sorun yoktur fakat sıcaklık yüksek ve arı huzursuz ise arılar bilin ki kımıldayan yaprağa yapışacaklardır. Olası kötü bir durumu ortadan kaldırmak için arıların indirildiği zamanı ya sabaha karşı yada geceye getirmeli arıların huzursuzluğunun ortadan kalktıktan sonra ağızlarının açılmasına dikkat etmeliyiz. Nakilden sonra her türlü tehlikeye karşı kendini arazide mağdur bırakan arıcılarımızın dinlenmeleri için kuracakları barınaklarını önceden kurmaları da dinlenmeleri için önem arz eder. Havalandırma için konulan sinek telleri alınmalı ve yerlerine çuval yada tahtaları yerleştirilmelidir. Kovanlar içerisinde havalandırma boşluğu oluşturmak için alınmış kabarmış çerçeveler yerlerine konulmalı ve bal döneminde arılar rahatsız edilmemelidir.

ARI NAKİLLERİNDEN ÖNCE YAPILMASI GEREKEN ÖNEMLİ İŞLER NELERDİR?

Öncelikle arıları götüreceğimiz yere önceden gitmeliyiz. Gidilecek yerin mülkü kime ait ise mülk sahibinin izni önemlidir. Resmi yada özel kişiliğe ait olan mülkün sahibinden izin aldığınızı belgelendirmeniz resmi kuruluşlarca istenebilir. Köy tüzel kişiliği ise muhtarla , orman arazisi ise orman işletme müdürlüğü ile, özel bir mülk ise yer sahibinden izin alınmalıdır. Daha sonra arıların yerleştirileceği yerin doğu yada güney doğuya ağızları bakacak şekilde sehpalar yerleştirilip hazırlanmalıdır. Arıların konulacağı yerin otları temizlenmeli ve arıların çalışmasına rahat bir ortam hazırlanmalıdır.
Arıların götürüleceği kamyon ve kamyoncu ile anlaştıktan sonra bulunduğunuz yer köy ise muhtardan, belde yada ilçe ise belediyeden menşei şahadetnamesi almalısınız. Bu belge daha sonra il dışına yada ilçe dışına çıkacak iseniz ilçe tarım müdürlüğüne götürülüp , hayvan sevklerine ait yurt içi veteriner sağlık raporuna dönüştürülmelidir. Arılar nazik oldukları kadar sevkleri hız ve dikkat isteyen nakiller ile yapılmalıdır. Hız yaparken arıları dikkatsizce gitmemeli kazaya meydan vermemelidir. Kızışmaları engellensin diye kovan üst tablasına sinek teli geçirilmeli kapaklarında havalandırma deliği bulunmalı, hatta havlu yada sünger ile su emdirilerek içine su konulmalıdır. Yol boyunca sıcaklık gün içinde gidildiğinde artıyor ise yağmurlama sistemi ile kovanlara su sıkılabilir. En iyi nakliye gece yapılan ve gün ağarmadan arıların ağızlarının açılabildiği nakillerdir. Yaz aylarında havanın geç karardığı ve erken aydınlandığı göz önünde tutulmalı ve gidilecek yer çok uzun ise müsait bir yerde arıların ağızlarının açılması ve yola daha sonra gidilmesi tavsiye edilebilir.

FARKLI BAL DÖNEMLERİNDEN FAYDALANABİLİRMİYİZ?

ARI KOVANLARINI NAKİLDEN ÖNCE HAZIRLAMA

Arılığımızdaki katlı yada bala götürülecek olan kovanların hazırlık çalışmaları mümkünse bir gün önceden bitmelidir. Kovanların havalandırma deliği içeren kapakları olmalıdır. Her bir kapağın altını kaplayacak ve arıların çıkmasını önleyecek sinek telleri olmalı kovan içerisinde hava boşluğu yaratmak için kabartılmış çerçevelerden 4-5 tanesi alınmalıdır. Bu boşluklar içerisi boş çerçevelerle doldurulabildiği gibi bu nokta boşta bırakılabilir. Fakat çerçevelerin yerlerinden oynamamaları için ufak bir er çivi ile iki başı kovan lambalarına tutturulmalıdır. Her bir kovanın ilavesi kapağı mutlaka çivilenmelidir. Öyleki bir kaza anında dahi kovanlar yere düşse açılmayacak şekilde düşünülmelidir. Kovanlarda taşıma kulpları nakliyenin hızlı olmasına yardım eder. Arı kovanlarının çivilenme işi de bir gün evvel gece yapılmalıdır. Kovanların ağızları sanki gidiliyormuş gibi kapatılmalı ve daha sonra çakma işlemine girişilmelidir. Böylece gündüz arıların çakma şiddetinden dolayı saldırmaları ortadan kalkar. Hızlı bir çalışma temposu yaratılır. Ayrıca problemli olan kovanlarda tespit edilmiş olur. Ertesi gün bu kovanlardaki problem ortadan kaldırılır. Nakliye günü sorunsuz bir taşıma işi gerçekleştirilmiş olur. Bazı arıcılar uzak nakillerde kovanlardaki susuzluğu ortadan kaldırmak için kovan içerisine su emdirilmiş sünger yada havlu benzeri bezler koyarlar. Kovan içerisindeki harareti ve susuzluğun ortadan kaldırılmasını düşünerek bu iş yaparlar. Bazı arıcılar yol boyunca birkaç kez arıları yağmurlama sistemi gibi hortumla ıslatırlar . Bu şekilde arıların serinlemesini ve havalandırma deliğinden geçen su ile de susuzluklarının ortadan kalkmamasına yardımcı olurlar. Bir kısım arıcı bunun tehlikeli olduğunu ve arıyı yakabilir derler. Yapılan çalışmalar ve tecrübeler herkese bir yoğurt yeme biçimi ortaya koyar. Benim tavsiyem nakilleri bir gecede yapabilecek şekilde kendinizi ayarlayın. Sabaha arınız çalışmaya başlasın. Gece serinliğinden yararlanın. Mümkünse gideceğiniz dönemin yağmurlara denk gelmesine çalışın. Meteoroloji tahminlerini takip edin.

GEZGİNCİ ARICILARIN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARDAN BAZILARI

6 Haziran 2006 Salı

BAL DÖNEMİ NEDİR?

Ülkemizde dört mevsimi yaşayan bölgelerimiz aynı zamanda birbiri içine girmiş farklı iklim yapılarının oluşmasına sebep olmuştur. Bundan dolayı da farklı bölgelerde farklı bitkilerin gelişmesine farklı zamanda rastlanır. Bakıldığında bitkilerin bazısı gün ışığının yoğun ve uzun süreli olduğu dönemlerde daha fazla çiçeklenmekle birlikte. Hava sıcaklığının belli sınırlar içerisinde yer aldığı bir dönemde bitkiler daha fazla salgı yaparak nektar artışına neden olurlar. Bitkilerdeki bu nektar salgılama işi, hava sıcaklığı, bölgenin yüksekliği, gün ışığının daha uzun ve yoğun olması gibi etkenlerle ortaya çıkabilmektedir.
Sahil bölgelerinden yüksek yaylalara gidildikçe hava sıcaklığı düşmektedir. Bu yükseklik artışı ile birlikte bitkilerin gelişimi de son derece uzun bir zaman süreci içerisinde gerçekleşmektedir. Gezginci arıcılarda bir bölgeden başka bir bölgeye arılarını taşırken bu farklı çiçeklenme dönemlerini izlemektedirler.
Çiçeklenmenin en yoğun olduğu , arıların artık birey sayısını artırma çalışmalarını azalttıkları, oğul eğiliminin azaldığı , balın kovana yığılmaya başladığı döneme biz bal dönemi diyoruz . bu dönem arıcıların yıl içerisinde en çok dinlendikleri dönem, arılarının ise en çok çalıştıkları dönem olarak görülebilir.
Bal dönemi bölgeden bölgeye zaman farklılığı arz ettiğinden dolayı ülkemiz gezginci arıcılık için adeta bir hazine olarak görülebilir. Arıcılarımız bozuk paraları saçıldığı doğadan toplayan bir çalışandır. Böylece milli ekonomiye yardımcı olurlar. Bal dönemi arıcılarca iyi takip edilmeli doğru zamanda doğru bölgelerde yer almaya gayret etmelidirler.

5 Haziran 2006 Pazartesi

ARILAR BİR BÖLGEDEKİ ÇİÇEKLERİ NEYE GÖRE GEZERLER?

Bazı yörelerde arıların çiçeklere konmak için sıraya girdikleri , Arıların bal yapabilmek için çiçeklere konamadıkları söylenir. Komşuların arı yoğunluğu dijkkati çekilmek istenir. Şu vardır ki arılar sadece kondukları çiçekten nektar ve polen taşımazlar. Bunun yanı sıra kondukları ve işlem yaptıkları çiçeğe bir işaret koyarlar. Bu işaret tekrar bu çiçeğe konacak olan bir başka arının buna teşebbüsünü engellemek içindir. Ne zaman bu işaret ortadan kalkarsa işte o zaman gezginci arılar tekrar bu çiçeğe konarlar. Hemen belirtelim amerika gibi gelişmiş bilim kafasına ve teknik çalışmalara önem veren devletlerde , arılar tarlalarda ve meyve bahçelerinde tozlaşma yapması için kiralanmaktadır. Bizde bırakın tozlaşma yapma çalışmalarını arıcı arıcının aynı muhitte yer almasını engelleme anlamında olmadık çabalar içerisine girmektedir. Belli bir bölgedeki arı yoğunluğunun arazi şartlarına uyumunun sağlanması için koloni yoğunluğu önemli olmakla birlikte memleketimizdeki çiçek yoğunluğundaki zenginlik göz ardı edilmemelidir. Unutulmamalıdır ki arılar bir meyve bahçesinde hiç de tahmin edemeyeceğimiz kadar tozlaşma yapmakta ve verimi artırmaktadırlar.

4 Haziran 2006 Pazar

PLASTİK PETEK

Amerika gibi bir ülkede FDA buna sağlığa uygundur deyip izin veriyorsa bizdede kullanılabilir sanırsa. üstelik arıcılarımızı çıta yapımı için verilen emekten, zamandan kurtaran üstüne üstlük kullanılmış balmumunu verip yerine hazır temel petek almaktan kurtarıp balmumunu direk olarak satarak gelir elde edebilir bir konuma getirecek bu yöntem aladığım kadarıyla ülkemizzde yok.elbetteki maliyeti belki yüksek ama kullanım zamanı, bakımı, ek gelir getirici olması sebebiyle bence ilgilenilmeli.bizleri böylesine işçilikten masraftan zaman israfından kurtaran ayrıca gelir sağlamamızı sağlayan bu sistemler neden ülkemize gelmiyor yada getirilmiyor. yoksa yeniliklere açık değilmiyiz? yada şirketler mi engel oluyor? şimdiden cevabınız için teşekkür ederim. iyi çalışmalarKorhan ÇELİKOĞLUBiga/ÇANAKKALE

Sayın Korhan bey söylemlerinize yerden göğe kadar hak veriyorum. Katılıyorum. Bununla ilgili daha önce başka arıcılık sitelerinde bilgi vermiş ve yazı yazmış idim. Sizin sorunuzada cevap vererek diğer arkadaşlara da konu ile ilgili bilgi vermeye çalışalım.
Yurt dışındaki arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiye göre plaka halinde arılara verilen petekler plastik olduğunda iki türlü biri kabarmış bu tamamen plasikten oluşuyor. Arılar bu plastik kabarmış peteği kullandıklarında bal mevsimi balı dolduracak kadar uzun bir zaman dilimi sunmaz ise arılar kabarmış gözün ortalarından balı sırlayarak problem ortaya koyuyorlar balın süzülmesi son derece zor oluyor deniyor.
Diğeri ise plaka halindeki plastik ve işçi arı gözlü plakanın üzerinin balmumu ile kaplanması şeklinde satılıyor bunu yine arı kabartıyor.Fakat arılar kabarttığı için sadece daha sağlam bir temel üzerinde yine arının yaptığı mum içerisinde bal hapis ediliyor. Kabarmış plastiklerin kuluçkalıkta daha iyi sonuç ortaya koyabileceği böylece erkek gözlerin inşaasının azalacağı düşüncesi vardır.
Ülkemizde mum firmaları arıcıların en çok üzerinde durdukları ve zamanlarını alan çerçeve işlerini ele almalıdırlar. Mum geçirme, çerçeve telleme ve delme gibi işlemleri azaltan ve böylece daha fazla arı ile iştigal ederek arı kolonisi fazla olan ülkemizde verimin artmasına yardımcı olacak firmaların öncülüğüne ihtiyaç var.

3 Haziran 2006 Cumartesi

ANA ARININ YAŞI GÖZLE NASIL TESPİT EDİLİR?

Arılığımızda kolonilerin çoğaltılması doğal oğullar ile sağlanıyor ise bilinmelidir ki bir kısım ana arımızın yaşı diğerlerinden daha yaşlı olacaktır. Mevcudu kalabalık kolonilerin baharda sönmelerinin bir nedeni de anaların yaşlı ve verimsiz olmasından kaynaklanır. Bu nedenle arılığımızda her yıl mutlaka ana değişimi yolunu tercih etmeliyiz. Genç ana arılardaki yumurtlama potansiyelinin yüksek olması ve oğul eğiliminin bu kolonilerde daha az olması ana arıların her yıl değiştirilmesini mutlak kılmaktadır.
Arıcılarımız ana değişimi ile kış kayıplarından kurtulacaklar ve daha fazla miktarda ürün elde edeceklerdir. Bundan dolayı da ana yaşının tespiti önem arz etmektedir. İlk bakışta ana yaşının anlaşılması biraz tecrübe gerektirse de bazı önemli bariz farklılıklar vardır. Amatörler incelemeleri sırasında yaşlı ve genç ana içeren kolonilerdeki anaları inceleyerek tecrübe kazanabilirler. Bu da ancak bir arılıkta bir iki yıl çalışıp aynı kovanın daha önce oğul verip vermediği bilinmek sureti ile olabilir.
Genç ana arı eğer ki ikinci ve daha sonraki oğullar ise uzaklara uçabilme becerisinde olan anaya sahiptir. Ana arı görüldüğünde üzerine doğru üflendiğinde hareket edebilmesi sağlandığında bakıldığında kanatlarını açarak çok hızlı bir biçimde hareket eder. Döllenme gerçekleştikten sonra son derece geniş bir gövdeye yani abdomen bölgesine sahip olur. Bu anaların tüyleri bol miktarda ve parlak bir yapısı vardır.
Yaşlı anaların ise parlak görünümü ortadan kalkmış ve tüylerde kopmalar olmuş olur. Ananın hareketleri son derece ağırdır. Kanatlarda yıpranma meydana gelir. Yırtık kopuk kanatlara sahip olan analar işçiler tarafından tartaklanmış yada diğer analarla rekabetten ötürü yıpranmış olabilir.

2 Haziran 2006 Cuma

İLK OĞULLAR VE ANA DURUMU

Arılığımızdaki oğul çalışmalarında bilmemiz gerekli bir kaç tane önemli bilgi bulunmaktadır. En önemlisi birinci oğuldaki ananın eski ana olmasıdır. Eski ana döllenmiş ve yumurtlama yeteneğine sahip olan anadır ve koloninin tüm bireylerini oluşturan yegane unsurdur. Mevsimin ilerlemesi ile koloni birey sayısının artışı , mum üretici bireylerdeki fazlalık ve üretilen mumun harcanamaması, yumurtlama alanının azlığı , hava sıcaklığı gibi unsurlar koloninin oğul verme eğilimini körükler.Biliyoruzki oğul denen unsur ana arının artık pehrize alındığı uçma becerisinin arttığı ve her yaştan bireylerle birlikte koloniden bir kısım arının dışarı çıkmasıdır. İlk oğullar yaklaşık koloni bireylerinin yarısını oluşturmaktadır. Hızlı gelişebilme becerisi ile dikkati çeker.Yumurtlama yetisine sahip olan ana mum kabartılmasını ve zaman kaybetmeden yumurtaların bakımı için çalışılmasını hızlandırır.Diğer yandan ilk oğulun dışarı çıkış zamanı genellikle ana memesinin kapanmasından sonra gerçekleşir. Hatta bazı ırkların daha memenin kapanmasını beklemedikleri görülür. Açlık ve kolonideki kalabalıkta memelerin kapanmadan oğul eğiliminin artmasına neden olur. ilk oğuldan sonraki oğullar ise farklı zamanlarda ana yüzüklerine atılan yumurtaların gelişimi ile oluştuklarından dolayı hem çok fazla ana ile birlikte hemde daha az mevcutla çıktıkları gibi analarda dölsüzdürler. Bazen arıcılarımız ilk oğulların çok zayıf olduklarını söylerler. Bu durumda yapılan oğul kolonideki ana arının verimsizliğinden dolayı değişimi düşüncesi ile yapılmış bir oğuldur. Bu tür oğullar çok az birey içerdiği gibi oğulun içerisinde dölsüz ananında bulunması normaldir. Hatta bir çok arıcı ana ile kızının bir arada yaşadıklarını da gözlemleyebilmektedirler