28 Şubat 2009 Cumartesi

EINSTEIN UYARMIŞTI

Arılar yok olunca kıyamet kopar mı
ABD başta olmak üzere dünya genelinde onlarca ülkede, bal arıları gizemli bir şekilde ortadan kayboluyor. Arıların ekolojik denge ve insan yaşamı için hayati öneme sahip olduğunu açıklayan uzmanlar ise “Arıların neden öldüğünü tespit edemezsek sonumuz gelebilir” uyarısını yapıyor. ABD’de bahar mevsiminin gelişiyle birlikte 2.5 milyon kovanın 600 bini aniden boşaldı. Türkiye’de ise arı nüfusunun yüzde 30 oranında azaldığı belirtilirken, Hırvatistan’da 5 milyon arı 48 saat içinde öldü. İspanya’da arı kolonileri ortadan kayboldu. Polonya’da arı nüfusu yüzde 60 azalırken son 1 hafta içinde Alaska, Kanada, Avustralya, Yunanistan, İsviçre, İtalya, Almanya ve Portekiz’de de bal arılarının gizemli bir şekilde kaybolduğu bildirildi. Küresel ısınma mı? Arıların gizemli bir şekilde topluca ölmesi akla ilk olarak küresel ısınmayı getirdi. Pensilvanya Üniversitesi’nden Dr. Max Watkins, “Kurak ve ılık geçen kış ayları, arıların biyolojik dengesini bozdu. Bu durum arıların koloni düzeninin aniden parçalanmasına yol açmış olabilir. Bir koloni dağıldığında arılar kovandan uzaklaşır ve başıboş şekilde uçar. Ardından can verir” dedi. Ancak sadece arıları etkileyen küresel bir veya böcek ilaçlarının da toplu ölümlere yol açmış olabileceği belirtiliyor. Örneğin, “Gaucho” adlı böcek ilacının, arıların yön bulma yeteneklerini etkileyip ölmelerine yol açtığı öne sürülüyor. ABD Kongresi’nde arıların ölüm nedenini ortaya çıkarmak için özel bir komisyon kuruldu. Doktor Dennis van Engelsdorp “Ölüm nedenlerini bir an önce bulmalıyız. Bir hastalık veya koloni parçalanması sözkonusuyla bir çözüm geliştirebiliriz. Fakat küresel çevre kirliliği veya ısınma yüzünden can veriyorlarsa yapacak şey yok” dedi.

EINSTEIN UYARMIŞTI
“Bal arıları yok olduktan 4 yıl sonra insanlık biter” Dünyanın en ünlü bilimadamlarından Albert Einstein, arıların insan için hayati öneme sahip olduğunu açıklamıştı. Yaşamış en zeki insanlardan biri olarak gösterilen Einstein, “Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır. Arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan, insan olmaz” demişti. 130 bin bitkinin üremesini sağlar Wurzburg Üniversitesi’nin arı uzmanı Profesör Joergen Tautz, Einstein’ın uyarısını şöyle yorumladı: “Çiçek ve bitki türlerinin tüm polenleri arıların ayaklarına yapışır. Arılar 130 bin farklı bitki türüne konarak üremesini sağlar. Bunlar arasında kabak, kavun, çilek ve tüm meyveler var. Sadece bir kovandaki arılar 1 gün içinde 1 milyon çiceğin döller. İşte bu sona ererse bitkiler yok olur. Önce bitkiyle beslenen hayvanlar, daha sonra da insanlar ölür.”

25 Şubat 2009 Çarşamba

ERGONOMİK AHŞAP KOVAN TABANI

Ayrıntıları ve fiyatlarla ilgili indirim bilgilerini www.sezerpetek.com sitesinden alabilirsiniz.


























































































ERGONOMİK AHŞAP KOVAN TABANI

İlkbaharda özellikle kolonilerde kovan içerisinde peteklerde küflenme olduğu ile ilgili sorunlar zaman zaman karşımıza gelmektedir.

Koloninin kışa nasıl hazırlandığı sorulduğunda tüm çalışmalar ile birlikte birde üşümesinler diye sıkı sıkıya sarıldığından bahsedilir. Bu sarıp sarmalama işi ile bir anlamda karbondioksit ve nem oluşmasını daha küçük bir alanda yoğunlaştırmakta ve arıları kendi elimiz ile adeta ölüme terk etmekteyiz. Doğal yaşamlarında ise arılar oluşan nem ve karbondioksit gibi unsurları yok etmekte zorlanmamaktadırlar ve sağlıklı bir kış geçirmektedirler. Bizler arıların yaşam biyolojisini çok iyi bilmeden yaptığımız müdahaleler ile arıların yaşama bağlılıklarının neticesinde çalışmalarımızı sürdürebilmekteyiz. Bu anlamda doğal yaşam alanlarındaki arıların yaşam biçimlerini iyi irdelemenizi tavsiye ederim.

Kışın üzeri açılan ve kovan içerisine yağan kardan bile kısmen etkilenen ve yaşamını devam ettirebilme becerisine sahip olan kovanların varlığı, tabanlarında yekpare açık kovanların kışı sağlıklı geçirdikleri, bal tüketimlerinin az fakat zamanı geldiğinde bir atak içerisine girdikleri tecrübeli arıcılarla bilinen ve yaşanan gerçekler.



Bu anlamda yeni çıkan ERGONOMİK AHŞAP KOVAN TABANI piyasaya sürülmüş durumda. Eski kovanlarını yenilemek isteyen, zamanı geldiğinde bölme yapmak isteyen ve arı sayısını artırmak isteyen birçok kişi kış kayıplarından kurtulmak ve sağlıklı bir gelişim modeli sağlamak için bu tabanlıkları kullanabilirler.



Bal elde edilmesi sırasında arılıklarda bal döneminde çok sıklıkla karşı karşıya geldiğimiz bir önemli olan noktada arıların kovan girişi üzerinde bir topluluk halinde birikmeleridir. Bu durum sanki bir oğulun kovan önünde konumlanmış olduğu hissini verir. Aslında kovan içi havalandırması söz konusu olmadığı için arıların bunalmaları söz konusudur. Havalanma kovan içerisinde cereyan oluşturacak şekilde değil de süzme şeklinde olduğunda arıların çok mutlu bir şekilde çalışmalarını sergiledikleri verimleri ile ortaya çıkmakta. MAYE kovanlarda ortaya çıkan verim artışı bu havalanmanın mükemmel olması, arıların gereksizce daha fazla vantilasyon hareketi yapmak için kendilerini yıpratmamaları, kovanda bunalma sonucu yatmamaları daha fazla sorti ile daha fazla nektar getirme ve havalanmanın mükemmelliğinden dolayı nektarın daha çabuk bala dönüştürülmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.




ERGONOMİK AHŞAP KOVAN TABANI da bu anlamda verimi artırıcı ve arılıklarımızda bulunan eski ilavelerin kovan haline dönüşmesi, tabanları değişecek kolonilerin revüzyonunu sağlamak ve nakliyelerde tabanları çürümüş kovanların yenilenmeleri de bu tabanlar ile sağlanabilir.





Tabanda bulunan polenlik ayrıca polen üretme imkânı sağlamakta ve üretim modeli değişikliği ile kovan önü sıkışıklığı ortadan kalkmakta polen üretiminin çok daha zahmetsiz bir şekilde olmasına imkân vermekte.





Tabanda ayrıca varrova çekmecesi ile mücadele sonunda ne yaptığınızı irdelemeniz sağlanmakta. Varrovaya dayanıklı ırkların tespiti ve arılığınızda yetiştireceğiniz ana arılara damızlık yapacak olan kolonilerinizin bu şekilde tespit edilmesi mümkün olabilecektir.


Taban dizaynı ile ortaya konan havalanma yapısı nakliyelerde olabilecek kayıpları ortadan kaldıracak ve nakliyelerin çok korkusuz bir şekilde yapılması sağlanacaktır.







ERGONOMİK AHŞAP KOVAN TABANI ile demonte olarak verilebilecek olan ilaveler ve çerçeveler firmamızdan temin edilebilmektedir. Bu şekilde satın alacağınız kovan ekipmanları nakliyelerde yer kaplamamakta ve kendi kovanınızı kendiniz yapabileceksiniz.

Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

SEZER ARICILIK
www.sezerpetek.com

24 Şubat 2009 Salı

İSTANBUL BAL ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ 2009 OLAĞAN MALİ GENEL KURULU BAHÇELİEVLER ABİDİN PAK ÖĞRETMENEVİNDE YAPILDI

Yemekten sonra çekilen toplu fotografımız.









































Kursiyerlerimizden Fatma Hanım. İstanbula bir bayan arıcı daha kazandırmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Kurs ile ilgili görüşlerini aktarıyor iken.





















Arıcılık yüksek okulu mezunu ve Ziraat Mühendisi Kadir bey.





















Kursiyerlerimizden Tahsin bey. Kursiyerleimize verdiğimiz 10 adet ödülden birisinide Tahsin bey aldı.




















Kurs süresince ortaya çıkmış olan dostluklar sertifikaların ve ödüllerin dağıtımı ile birlikte öğlen yemeği ile son buldu.























Emeklilerin ev hanımlarının ve işsizlerin hem meşguliyetlerini verimli bir şekilde artırdığı hemde toplumumuzun sağlıklı beslenmesine katkıda bulunduğu için arıcılık kursumuz taktirle karşılandı.


























İstanbul Bal Üreticileri Birliğinin destekleri ile yürütülen ve Bakırköy Halk Eğitimi Müdürlüğünde gerçekleştirilen Arıcılık kursunda başarı gösteren kursiyerlere sertifikaları ve ödülleri kurucu üyeler tarafından verildi. Kurucu üyelerimizden Yakup Sarmusak tarafından ödül ve sertifika verilirken.


























Kurucu üyelerimizden Reşat Albayrak. Sezonun en yardımsever arıcısı olarak ödül kazanmaya hak kazandı.

























Aslan Barut Kurucu den, kursiyerlerimizden Ahmet beye üyelerimizödülünü ve sertfikasını verirken.


























Kursiyerlerimizden Hüseyin beye sertfikası ve ödülü benim tarafımdan verildi.

Bir yıl daha bitti. Sonbaharda yaptığımız yeni sezon çalışmaları başarılı olduğumuzu ortaya koyuyorki arılıklarımızda şu anda bir zayiat görülmemekte. Arıların bir kaç önemli isteğini yerine getirince arı ölümlerinin olmayacağı açıkça ortada. Tüm arıcıların yakında ısınacak olan havalar ile birlikte çalışmalarına hız verecekleri bir döneme giriyoruz. Bu süreci eksiklerini gidererek girmeleri zamanla yarışacak arıcıların rahat çalışmalar yapmasına yardımcı olacaktır. yeni kursiyerlerimizinde bir iki koloni ile sektöre girmeleri ve kendi aileleri ve çevreleri için gerekli olan arı ürünlerini üretmelerini temenni ediyorum.

Sağlıcakla kalın.

Yalçın SEZER
Uzman Biyolog

www.sezerpetek.com

9 Şubat 2009 Pazartesi

ARICILARIMIZIN KALKINMASI VE VERİMLERİNİN ARTMASI DOĞRU BİLGİLER İLE OLACAKTIR.

Arıcılarımızın kalkınması ve verim artışı ancak doğru bilgiler ile olacaktır. İnvert şeker konusunu irdeleyen, okuduğunu sentez eden ve bizlerle paylaşan Murat Çakır beye teşekkürlerim sunuyorum. Yazısını sizler ile paylaşmak istiyorum.

Sanal Arıcılık dünyasındaki İnvert Şurup tartışması malesef meşhur hikaye olan "Körün Fili Tarifine" benzedi. Herkes, körün fili hangi organından tuttuysa o şekilde tarifine benzer şekilde, invert hakkında görüş belirtiyor.Bir de tartışma tamamen kişiselleştirildi, bel altı vuruşlarla maksadını aşan noktalara getirildi. Bu sebeple insanlar, cepheleşmelere taraf olma korkusuyla, görüş beyan etmekten çekinir oldular. İlkönce bu psikolonin aşılıp, konunun enine boyuna bütün yönleriyle tartışılması gerekiyor. İnternet bunun için var.Ben bu yazıda sap ile saman kısmını birbirinden ayırarak, tartışılması gereken şeyleri ayrı ayrı kendi zeminine oturtmaya çalışacağım.İnvert şekerler arı beslemesinde avantajlı mıdır, avantajsız mıdır tartışması ile, sakkarozu 117 dereceye kadar ısıtarak asitlerle invert hale getirmek doğru bir yöntem mi tartışması birbirine karıştırılıyor. İlk önce ikisini birbirinden ayıralım.Yönteme itiraz edenler, invert şekere itiraz etmiş gibi değerlendirilerek cevaplar buna göre veriliyor. Yurtdışından örnek olarak, bu yöntemle ilgisi bulunmayan hazır üretim şuruplar kanıt olarak gösteriliyor.Mısır, Arpa nişastasından invert edilerek üretilen, içinde maltoz vs şekerler bulunan şuruplarla, sakkarozdan yüksek ısıda asitle üretilen invert şuruplar arasında hiçbir mantıksal bağ yok, bu iki şurubu birbirinden ayıralım.İNVERT ŞEKER ARICILIKTA YENİ BİR GELİŞME Mİ?Batı arıcılığı ile aramızdaki en önemli farklardan birisi, kuluçkalığın sıfır süzüm yapılarak, arının kışa tamamen doğal olmayan gıdalarla sokulması. Ki bu tür beslemenin ne kadar doğru olduğu konusu oralarda da hala tartışılıyor, bir miktar doğal bal bırakılması gerek diyenler de var.Bu açıdan, arıya ne verilirse bal yerine geçebilir tartışması buralarda yıllardan beri yapılıyor. Ayrıca arı yemi sektörü de büyük bir sanayi ve pazar haline gelmiş durumda. Doğal olarak bu sektörün sakkaroza karşı invert şekerler kullanılması gerektiğiyle ilgili savunduğu bir takım tezler var. Bazı arkadaşlar invert şeker olayını yeni bir gelişme imiş şeklinde algılasa da, bu tartışmaların geçmişi çok uzun yıllar öncesine kadar gidiyor. Aşağıda ismini vereceğim Almancadan çeviri olan bir arıcılık kitabının 58 inci sayfasında "Güney Württemburg bölgesinde 1978 yılının ilkbaharında bu tip bir yem ile (Apireve) beslenen kolonilerde kayıplar bildirilmiştir." ifadesi var. Nizamettin Kayral'ın meşhur Yeni Teknik Arıcılık kitabında limon tuzu ile hazırlanan Candy şeker tarifini, 1970 li yıllardan beri her okuyan arkadaşımız muhakkak denemiştir. Keza, yine ilk basımı 1970 li yıllara dayanan Kemalettin Şenocak Modern Arıcılık kitabında da, arılara glikoz vermeyin tavsiyesi var.Yani sakkaroz dışındaki gıdalarla arı beslemesi konusu çok uzun yıllardır tartışılan uygulamalar, son dönemde ortaya çıkmış yeni arıcılık gelişmeleri değil.Bektaşi, camiden çıkan imamın enseye kuvvetli bir tokat indiriyor, "şerefsizler diyor Hz. Hüseyini niye şehit ettiniz." İmam darbenin tesiriyle afallamış bir şekilde, "Ağam diyor, 1400 yıl önce olmuş bir olayda benim ne kabahatim var." Bektaşi "Olsun diyor, ben yeni duydum."Smegal arkadaşımızın alıntı yaptığı yazı, değerli arıcı arkadaşlarımızdan Ali Şekerli abimizin blogunda yer alıyor. Bu yazıyı dikkatlice bir kaç kere okursak kafamıza takılan bir çok sorunun cevabının da aslında yazının içinde olduğunu görüyoruz. SAKKAROZ MU İNVERT Mİ?Arıya sakkaroz mu (kristal şeker) yoksa invert mi verilmeli tartışmasında farklı görüşleri, yukarıdaki ilgili yazıdan da alarak alt alta şöyle sıralayabiliriz.- Bilindiği gibi arılar, sakkaroz şurubunu ya da doğadan toplanan nektarı kursaklarında salgıladıkları invertaz enzimiyle birleştirerek, petek gözlerine invert edilmiş şekilde, yani glikoz ve fruktoza ayırarak koyarlar. Kısacası invert işlemi, arı sütü, balmumu salgılamasında olduğu gibi özellikle genç arıların sürekli yaptığı doğal bir iş.- Yukarıdaki ilgili makalenin Giriş bölümünden sonraki ikinci paragrafında ve benzeri başka görüşlerde, arının bu invert işlemini yaparken, salgıladığı invertaz enzimi yüzünden biyolojik kaynaklarını tükettiği, bunun arıyı yorduğu ve ömrünü kısalttığı söyleniyor.- Aynı makalenin aynı paragrafının sonunda ise farklı bir görüşten bahsediliyor. Araştırmacı Jachimowicz'in görüşünün, arıların invert şekeri de petek gözlerine aktarırken hipo faringeal bezlerinden, sakkarozda yaptığı salgıların aynısını yapacağı şeklinde olduğu söyleniyor. Yani bu görüşe göre, sakkaroz da verilse, invert de verilse arıyı yorma açısından farkeden birşey yok, arı her ikisinde de gerekli olan salgıyı doğal olarak salgılıyor.- Özetle İnvert şurup verilince arılar salgılarını çalıştırmaz, aldığını doğrudan peteğe koyar diyen bir görüşe karşı, hayır invert de verilse arı bu salgılamayı yapar diyen başka bir görüş daha var.- Uludağ arıcılık dergisinin son sayısında yer alan "Standart Dışı Arı Keki Üretimine Bağlı Bal Arılarında Görülen Beslenme Bozuklukları Ve Toplu Ölümler" isimli makalede ise, invert şekerle yapılan aşırı beslemenin, arıların invertaz aktivitesini bozduğu ve bunun arı sağlığında bir takım problemlere yol açtığını söyleyen bir cümle de yer alıyor.ÇAY ŞEKERİ ARILARA ZARARLI MITartışmacıların böyle bir amaçları bulunmasa bile, özellikle arıcılığa yeni başlamış arkadaşların kafasının oldukça karıştığı aşikar. Bazı maksadını aşan yorumlardan dolayı, çay şekeri ile yapılan şerbetin neredeyse arılara zararlı olduğuna inanılmaya başlandı. Bu konu ile ilgili, şerbet arılara zararlı mı şeklinde mailler alıyorum.Şu anda elimde 7 tane Türkçe arıcılık kitabı var. 5 tanesi Türk yazarlara ait, 2 tanesi çeviri. Arı Yetiştiriciliği ve Hastalıkları isimli kitabın orjinal ismi The Beekeeper's Handbook, Cornell Üniversitesi yayınlarından. Yazarları Dr. Diana Sammataro ve Alphonse Avitabile.İkinci çeviri kitap Almancadan. Orjinal ismi Bienen Halten, yazarı Franz Lampeitl.Türk ve yabancı yazarların kitaplarında temel arı beslemesi bölümünde istisnasız hepsindeki bilgi aynı. ARI BESLEMESİNDE SADECE BEYAZ GRANÜL PANCAR YA DA ŞEKER KAMIŞI ŞEKERİ KULLANIN.ŞEKER SU KARIŞIMINI ASLA ISI KAYNAĞI ÜZERİNDE KAYNATMAYIN.Almanya'da arıcılık yapan ve bilgilerini bizimle paylaşan, blogunu severek takip ettiğim sevgili arıcı arkadaşlarımızdan Mehmet Yüksel'in http://mehmetyuksel1.blogspot.com/2008/10/urup-tabelas.html linkindeki Şurup Tabelasını ve altındaki yazıyı incelerseniz, Alman Arıcılar Birliği Dergisinin kaynak olarak gösterildiği yazıda yine, şekerin sıcak suya tencere ocaktan indikten sonra katılması, bu şurubun daha sonra hiçbir şekilde ısıya tabi tutulmaması uyarısı var. Kışlık gıda stoku için, ne kadar suya ne kadar şeker atılması gerektiği konusu Şurup Tabelasında çok güzel oranlarla verilmiş.KAFA KARIŞTIRAN BAŞKA NOKTALARTartışmaların geldiği noktada, insanlar psikolojik olarak bir tercihe zorlanıyor. Ya dedenizin yöntemi olan şeker şurubu verceksiniz, ya da en son gelişme olan invert şeker vereceksiniz. Eskilerde kalmayı kim ister?Üstelik bir de karşınızda kış ortasında 4 çerçeve yavru attıran invert şurup tarifleri varsa.Elimdeki 2 yabancı kitaptan Almancadan çeviri olanında, şeker şurubu oranları kullanılma şekilleri ayrıntılı olarak verildikten sonra, son yıllarda gelişen yem sanayi teknolojisi nedeniyle invert şekerlerin de arı yemi olarak üretilmeye başlandığı ibaresi var. Sakkaroza karşı invertin avantajlarını konu alan bir yaklaşım yok. İngilizceden çeviri olan kitapta ise yine temel arı beslemesi sakkaroz üzerinden anlatıldıktan sonra, bazı arıcıların kullandığı çeşitli tarifler herhangi bir öneri olmadan veriliyor.İlgi çekici olan bir cümle ise kitabın 123 sayfasında yer alıyor. "Bazı arı yetiştiricileri, kristalleşmeden dolayı yıkılmayı önlemek için, şeker ve sıcak su karışımından oluşan bu solüsyona tartar kreması (tartarik asit) ilave ederler. TARTARİK ASİT, ŞEKERLERİ BOZAR (PARÇALAR), ANCAK SON ZAMANLARDA ARILARA KARŞI BİRAZ ZARARLI OLABİLME İLİŞKİSİ NEDENİYLE İLAVE EDİLMESİ TAVSİYE EDİLMEMEKTEDİR.Başka bir kafa karıştırıcı nokta ise Ali Şekerli abimizin yayınladığı çevirideki bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanıyor.Makaleye konu olan araştırmada kullanılan 2 türlü invert şeker yapım yöntemi var. Birincisi BAL İLE INVERT ŞEKER ÜRETİMİ ikincisi MAYA İLE İNVERT ŞEKER ÜRETİMİ.Her iki yöntemde de, invert şeker elde etmek için karışım yüksek ısı derecelerine çıkarılmıyor.Ayrıca aynı makalede "En yüksek kaliteli şurup sakarozun parçalanması için invertaz enziminin kullanımı ile elde edilir." cümlesi de yer alıyor.Yazıyı dikkatlice bir daha okursanız, "Yukarıdaki makale Litvanya tarım enstitüsü arıcılık bölümü tarafından yapilan bir çalışmadır. İngilizce olarak yayınlanmıştır. Tarafımızdan bire bir olarak Türkçeye çevrilmiştir." cümlesinden sonra yazılanlar makaleye dahil değil.Yani sitrik asit, tartarik asit kullanılarak sakkarozu 117 derecede glikoz ve fruktoza invert etme yöntemleri bu çevirinin içinde yer almayan, başka kaynaklardan derlenen yöntemler.Litvanya Tarım Enstitüsünün makalesinde, yapılan invert şurubun HMF düzeyinin kontrolünden sonra arılara verilmesi uyarısı var. Değişik paragraflarda yüksek HMF oranın doğurabileceği sakıncalara dikkat çekilmiş.Peki bu şekilde yüksek ısıya tabi tutularak asitler ile şeker parçalama HMF düzeyini yükseltir mi?Benim şahsi kanaatim yükselteceği yönündeki kanıtlar, yükseltmeyeceği yönündeki kanıtlardan daha fazla. Konu ile ilgili www.katalizor.net sitesindeki online yayınlanan derginin 1. sayısındaki BAL bölümüne bakabilirsiniz.Özetle, ilgili araştırma makalesi ve değişik kaynaklar tarandığında, sakkarozla birlikte invert şekerlerin de arı gıdası olarak kullanılabileceği, invert şeker üretiminde en sağlıklı yöntemin invertaz enzimi ile yapılan olduğu, şekerin ısı kaynağı üzerinde tutulmasının arı sağlığı açısından bir takım riskler içerdiği sonucuna ben şahsen ulaşıyorum.TÜRKİYE'DEKİ ARI BESLEMESİ PROBLEMİBugün ülkemizdeki en temel arı beslemesi problemi sakkaroz mu invert mi tercihi değil, doğru zamanda ve yeteri kadar besleme yapılıp yapılmamasıdır.En doğru arı beslemesi, sonbaharda arının bütün kışlık ihtiyacını stoklayacağı imkanları sağlamak ve ilkbahara kadar bir daha gıda vermek zorunda kalmamaktır.Blogları ve değişik uygulamaları izlediğimizde görüyoruz ki, kışın kek verilmez, şurup verilmez ama asitle yüksek sıcaklıkta üretilmiş invert şurup verilir gibi bir mantık yaygınlık kazanıyor. Arısına sonbaharda yeteri kadar yiyecek bırakmayan, Kasım, Aralık, Ocak aylarında gıdasızlıktan kovanı söndürüp, problemi çözmek için invert şurup verme peşine düşen arıcılar var.Bir besleme hatasını düzeltme iddiası içindeyken, daha ciddi sonuçlar doğurabilecek başka bir besleme hatasına yol açılıyor.İnvert şurubu neredeyse baldan bile daha faydalı, gizemli, olağanüstü, arıcılığın bütün problemlerini çözen, kış ortasında bile 4 çıtaya yavru attıran bir arı yiyeceği olarak algılatacak abartılı yaklaşımların varlığı, Türk arıcılığına yeni efsaneler kazandırmanın ötesinde bir fayda sağlamayacaktır.

SON SÖZ

Yukarıdaki görüşlerin ışığında benim şahsi tercihim, ilave emek gerektiren ve arı sağlığı açısından risk oluşturma ihtimali olan uygulamalara hiç girmemek.Bu konuyu Türkiye'de arıcılık alanında yetkin ve uluslararası çalışmaları da yakından takip eden bir hocamıza attığım maile gelen cevaptan bir paragraf alıntılayarak kapatmak istiyorum."Tamamen invert şekerle arı beslemek sakıncalı. Batıda yapılan keklerde %30 dolayında invert şeker kullanılıyor. Ama tamamen sakkaroz verilmesi tamamen invert şeker verilmesinden daha sağlıklı. Son zamanlarda özellikle arı yemi sanayiinde yer alan firmalar invert şeker konusunda propaganda yaptıkları için insanların kafası karışıyor. Gerekçe olarak da balın bileşimini gösteriyorlar oysa şerbet verildiğinde balın bileşimi değil ölçüt olarak nektarın bileşiminin alınması gerekir çünkü şerbet nektar yerine veriliyor. Ayrıca son zamanlarda arı ölümlerinde bu sektörün de çok önemli bir sorumluluk üstlendiğini de söylemek mümkün."

6 Şubat 2009 Cuma

TOPLANTI SONUCU

Muhterem arıcı arkadaşlar.

ANARTO nun yaptığı internet toplantısında invert şeker olayı incelendi. Tartışıldı.

Yurdun dört bir tarafından ve Dünyanın öbür tarafından arıcılar, bu toplantıda bilimin bizlere sunduğu bazı değerli ipuçlarını paylaşma imkanı buldular.
İnvert şekerin ne olduğunu, inversiyon yöntemi ile parçalanmanın ne demek olduğunu, asit ve ısı ile ortaya çıkan zararlı yapıların geri dönüşü zor olan hastalıklara yakalanmada kaçınılmaz olduğunu, baldaki sahteciliği körükleyenlerin analizlerle invert şekerin onları ele nasıl verdiğini, reçellerde kullanılan şekerlerin invert edilme yöntemini ve bunun reçelin kristallenmesini engellediğini benzer uygulama sonucunda ortaya çıkan invert şurup ve invert balın kristalizasyonunun engellenmesinin sağlığımıza olan etkisinin ne olduğu ve arı beslenmesinde vermiş olduğu ölümcül zararların ortaya çıktığını, Dünyada arı beslenmesinde invert edilip edilemediği kesin yöntemlerle belirlenemeyen besinler sonucu toplu arı kayıplarının ortaya çıktığı ve beslemede kullanılmadığı, enzim kullanılarak yapılan inversiyon yönteminin pahallı olması ve teknolojik uygulamaların gerekliliği gibi bir çok önemli konudan bahsedildi.
Donmuş bal, HMF ve enzimlerin susuz ortamda çalışamaması gibi ek bilgiler verildi.
Katılımcılara ve emeği geçenlere çok teşekkür ederim. Çok faydalı bir toplantı oldu bende bazı eksik yönlerimi tamamlama fırsatı yakaldım. Bilgi ve birikimlerini biz arıcılar ile paylaşan bilim kadını Nadide hanıma saygı ve selamlarımı iletiyorum
Hoşçakalın.
Yalçın SEZER
Uzman Biyolog
www.teknikaricilik.com