10 Kasım 2006 Cuma

ARICI REŞAT ALBAYRAK İLE SOHBET


Arıcılığı kendini bildiğinden beri yapan Reşat Albayrak aslen Trabzon Hayrat ilçesi Maki bölgesinden. Maki bir çok köyün birleşmesinden oluşan bir yer. Bölgedeki insanların bir çoğu arıcılık zanaatı ile uğraşıyor ve bilgilerinin babadan oğula geçmesi için çaba sarf ediyor. Reşat ağabeyimizde geçmişten gelen bilgilere yenisini aktarma için gayret ederken, hali hazırda yaptığı arıcılık çalışmalarında ne tür uygulamalar yaptığını bizimle paylaşıyor.
10 soruluk arıcılık sohbetimizde Reşat Albayrak bizlere yaptığı arıcılığı şu sözleri, ile özetliyor.

1- Karakovanınız var mı?
Karakovansız olur mu, kütük kovan bize dededen miras, onlardan aldığımız oğulun tadı bir başka, her yıl kütük kovanlardan aldığımız arılarla arı artırımına gideriz. Aldığımız oğulları modern kovanlara aktarırız. Ertesi yıl bu oğullar ile bal yapmak için arılarımızı çiçeklerin bol olduğu yerlere gideriz.

2- Bölme tabir edilen suni oğul alırmısınız?
Bazen çok güçlü olan kovanları bölme şekli ile oğul aldığımız oluyor. Fakat bu tür suni oğullar doğal oğullar kadar sağlıklı gelişme gösteremiyor.

3- Ana değişimi yaparmısınız?
Ana değişimi işi ile eskiden pek uğraşmaz idik. Bu son yıllarda bir hoca var Yalçın hoca kış ölümlerinin bir nedeninin de yaşlı analardan kaynaklandığını söyledi. Özellikle birinci oğulların analarını değişiyorum. Birde güçlü arıları böldüğümüzde hazır döllü ana veriyoruz. Daha çabuk gelişme sağlıyor ve farklı ırkları deneme fırsatı bulmuş olduk.

4- Diğer ırkları beğeniyor musunuz?
Hiç hatırlatmayın. Şöyle iyi böyle iyi denilen bir çok farklı ırk elimden geldi geçti. Bunların hiç biri bizim yerli ırklar kadar güzel gelmedi bana. Hem bal yapıyor, hem yavru atıyor yerliler. Dışarıdan denemek için gelen arıların ise gelişmeleri çok zayıf. Bal tutma durumları ise yerlilere göre tartışılır.

5- Bal satışları ile ilgili sıkıntınız var mı?
Maalesef o da büyük bir sorun. Ne kadar iyi bal üretirseniz üretin. Sizden bal alan kişi şeker vermedin değil mi demiyor mu insan çok sıkıntıya düşüyor. Ne derseniz deyin onca emeğimizin karşılığını alamadığımız gibi birde sahte bal satıyormuşuz durumuna düşmek insanı gerçekten üzüyor. Şeker vermesekte donan bal ile ilgili bir bilgisi olmayan tüketici bal donar donmaz ilk bize verdiğin bal şekerliymiş diyor. Bu konu ile ilgili tüketiciyi bilinçlendirmek için çalışmalar yapmak gerekli.
6- Siz bu çalışmalar ile ilgili ne tür bir çalışma yaptınız?
Ben İstanbul Arı yetiştiricileri Birliğine kayıt olmak istedim. Her türlü belgem var. Fakat bir kağıdım eksik diye kaydım yapılmamış. Onlarda kendilerince haklı olabilirler. Fakat bende bir arı yetiştirici olarak üzerime düşenin bu birliğe kayıt olup, bizler için yapılanları desteklemek olduğunu bildiğim için müracaatta bulunmuş idim. Bundan başka çevremdeki insanlara da donan balın sahte olmadığını aktarmaya çalışıyorum.

7- Yaptığınız çalışmalarda başarılı olabiliyor musunuz?
Yaptığımız çalışmalarda başarılı olmak güzel ve insanı başarıya götüren çalışmalarda bulunmak daha iyiyi yapmak için çabalarımızı artırıyor. Lakin bu işi bilimsel yapan kişilerin bizlere bilgi birikimlerini aktaracakları ortamların yaratılması gerek. Bu iş için İlçe Tarım Teşkilatlarının , Arıcı birliklerinin ve bakanlığın çalışmalarının olması gerekli.

8- Yapılan çalışmaları yeterli buluyor musunuz?
Kesinlikle bulmuyorum. Bizler her türlü çalışmalarımızı gerçekleştirirken kimsenin yardımını alamadığımız gibi, çok fazla engelleme ile karşı karşıya bırakılıyoruz.

8- Ne tür engellemeler ile karşı karşıyasınız?
Bu sektörde her nedense arıcılık yapılmasın diye ne gerekiyor ise yapılıyor. Ürettiğimiz bal donduğu için toplum tarafından şekerli denilerek alınmak istenmiyor. Toptancılar üretilen balı çok ucuza almak için bununla ilgili en ufak bir tanıtım çabası içerisine bile girmiyorlar. Arılarımızın bir yerden başka bir yere nakli sırasında, izin almak ayrı bir dert. Arılar mı hazırlanacak, belgeler mi tamamlanacak, kamyon mu tutulacak. Bu işeri kolaylaştırmaları lazım. Hadi yaptık hepsini, gidilen yerde bir sürü zorluk. Köylüsü, muhtarı, ormancısı, hırlısı, hırsızı bazen tüm hoş yanları bir tarafa bırak diyorum bu işi kendi kendime.

9- Tüm olumsuzluklara rağmen neden yapıyorsunuz bu işi o zaman?
İnanın belki de ben bu işi yaparken kazandığımdan çok daha fazlasını harcıyorum. Lakin bu arıcılık faaliyetini bir iş olarak değil, bir meşgale olarak değerlendiriyorum. Bu iş bana zevk veriyor fakat bir o kadarda sağlık ve mutluluk veriyor. Bunun farkındayım. Herhalde kendimi iyi hissettiğim sürece bu iş ile uğraşacağım.

10-Son olarak bu işe gönül verenlere, yeni başlayanlara ne söylemek istersiniz.
Arıcılığa yeni başlayanlara söyleyeceğim şudur. Çok güzel bir meşgaledir. Kendinize ailenize sağlık veren bir ürün üretmenin mutluluğunu yaşarsınız. Bu işi yaparken mutlaka iyi bir araştırma yapın. Kimse anasından doğar doğmaz arıcı olmuyor. Çalışarak kısa sürede bu sevimli canlılar ile uğraşmanın mutluluğuna sizde varırsınız. Hepinize başarılar diliyorum. Çalışmalarınızda sonsuz gayretlerinizin devamını diliyorum.

Reşat ağabeyimize sohbetimiz sırasında sorduğumuz sorulara vermiş olduğu cevaplardan dolayı çok teşekkür ediyoruz.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Reşat bey
Arı ve arıcı ailesiyle ilgili güzel bilgiler verdi.Teşekkürler peşat bey