29 Aralık 2007 Cumartesi

BAL ZENGİNİ TÜRKİYE'NİN EN TATSIZ YILI

Küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin hisseden sektörlerden haberler yavaş yavaş gelmeye başladı. Haber mer­kezimize gelen en ciddi ha­berler balcılık ile ilgili. 2007’de birçok ancının arılarını kaybettiği, bir çoğu­nun ise oldukça kurak geçen yaz nede­niyle verim sorunu yaşadığı bildiriliyor. Her yıl ortalama 70 bin ton bal üreti­len Türkiye’de, bu nedenle üretimin yüzde 30 civarında düştüğü ve yıllık bal üretiminin 50 bin ton civarında kaldığı belirtiliyor. Üretimde ciddi bir düşüş olduğunu gören birçok üreticinin ellerindeki ürünü stoklamaya başladığı ve bu yüz­den üreticilerden bal temin edemeyen paketleyici şirketlerin de ciddi bir so­runla karşı karşıya oldukları ileri sürü­lüyor. Söz konusu şirketler, baldaki fi­yat baskısını kırmak için de ithalat ya­pılmasını gündeme getiriyor. Ancak arıcıların Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na yaptığı söyleyen baskı sonucunda, bakanlığın henüz ithalat için bir karara varmadığı ifade ediliyor. Türkiye’nin özellikle Avrupa ülkelerine her yıl yaptığı 10 bin tonluk ih­racat ise bu yıl hiç yapılamadı. Sek­törde üreticinin ve paketleyicinin olduğu kadar, fiyat tırmanışı nede­niyle tüketicinin de 2007’de tadının kaçtığı gözleniyor. Ege Sıkıntılı Küresel ısınmayla birlikte özellikle çam balında ciddi bir üretim kaybı ya­şandığı ifade edilirken, Türkiye’nin or­talama 40 bin ton çiçek balı, 30 bin ton ise çam balı üretimi olduğu belirtiliyor. Dünya çam balı üretiminin tamamına yakınını Türkiye yapıyor. Ve bunun da tamamına yakınını karşılayan Ege’de sıkıntının büyük boyutlarda olduğu söyleniyor. Üretimde yaşanan yüzde 30’luk düşüş nedeniyle bal fiyatları ar­tarken, ithalat talebinde bulunan şir­ketlere de her geçen gün yenileri ekle­niyor.
Sektörde faaliyet gösteren şirketle­re göre, bal üreticileri fiyatlar daha da yükselir diye ellerindeki ürünü piyasa­ya çıkarmak istemiyor. Paketleyici şir­ketler ise yüksek fiyattan aldıkları ürün­den kar elde edemediklerini söyleye­rek, ithalat yapılmasını istiyor. Ancak şu an için ithalata izin verilmiyor. Üre­ticiler, kuraklığın getirdiği sıkıntıdan dolayı fiyatların yükselmesinin doğal olduğunu, çam balında ise üretimin ye­niden başladığını ve sorunların hafifle­yeceğini belirtiyor. Fiyat Artışındaki Etken Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Mustafa Sarıoğlu’na gö­re aslında bal fiyatlarındaki bu artışın küresel ısınma dışında bir başka boyu­tu daha var. Bu sorun da şöyle: “Bal fiyatları 2001-2007 yılları arasın­da 27 kiloluk tenekelerde 100-130 YTL arasında satılıyordu. Bunun raf fiyatı ise 7 ile 20 YTL arasındaydı. Fakat 2003 yılından itibaren taklit ürünler nede­niyle balda teneke fiyatı 45-70 YTL ara­sına indi. Devletten bazı teşvikler alan üretici­lerin de ballarını mecburen satma riskinden uzaklaştığını söyleyen Sarıoğlu "Biz taban fiyatlar koyduk. Ancak zincir marketlere büyük paralar ödeyen pa­ketleyiciler yeterince ürün bulamama­nın da endişesini yaşıyorlar. Bir an ön­ce ürün alabilmek için belirlediğimiz taban fiyatlarının üzerinde bir alım yaptılar. Şimdi zora girdiler" diyor. İhracat Tablosu Karanlık Türkiye’nin yıllık 55-60 bin tonluk bir bal tüketimi var. Her yıl 10-15 bin ton­luk bir kısım ise ihraç ediliyor. Özellikle Avrupa ülkeleri en büyük alıcımız duru­munda. Ancak 2007’de üretim ve tüketim başa baş geldiği için ihracat yapılamadı. Binbirçiçek Bal’ı üreten Orbal Arı­cılık AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı ve Bal Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Başkan Yardımcısı Hamdi Yılmaz, "Tür­kiye’de olduğu gibi aslında tüm dünya­da bir üretim sıkıntısı var. Ancak Avru­pa ülkeleri şimdi Türkiye yerine Çin, Macaristan, Arjantin gibi ülkelerden bal temin ediyor. Bu Türkiye için bir kayıp. Acilen önlemler alınması gereki­yor" uyarısını yapıyor. Üreticilerin sıkıntıları da özellikle arılarda görülen hastalıklardan ziyade küresel ısınmadan kaynaklanıyor. Bazı arıcıların iyi bal elde ettiği, bazılarının ise hiç üretim yapamadığı belirtiliyor. Temsilciler, "İhracat açısından tab­lo karanlık. Ortada ihraç edecek çam balı yok. Sadece bir miktar petek balı ihraç edilebilir. 2003~2004 yıllarında 16 bin ton olan ihracatımız, 1995’te 8 bin tona düştü. Sonuçta bu kadar kötü du­ruma gelindi. Önümüzdeki yıllarda ar­tık ihracatı tamamen unutabiliriz" şek­linde konuşuyor. Perakende Fiyatı 13-14 YTL Paketleyici şirketler ise çiçek balı it­hal etmek istiyor. Ancak piyasada yete­rince çiçek balı bulunduğunu söy­leyen bal üreticile­ri, paketleyici şir­ketlerin spekülasyon yaptıklarını ifade ediyor. Muğla Ancılar Birliği Başkanı Ziya Şahin, ’Tarım ve Köyişleri Bakanlı­ğı’na başvuran şirketlerin talebi konusunda henüz karar verilmedi. İthalat yapılması planlanan Çin ve Macaristan’dan gelecek ürün ise yeterli kalitede değil" diyor. Bal üretiminde 2006’ya oranla yaşanan yüzde 30’luk düşüşe göre pera­kende satış fiyatlarının kilo başına 9-10 YTL’den 13-14 YTL’ye kadar çıktığını söyleyen Hamdi Yılmaz ise "Üretici ürününü elinde tutuyor, fiyatların da­ha da yükselmesini bekliyor. Tabi bu durumu fırsatçılık ve karaborsacılık olarak görmüyoruz. Üretici yıllardır ezildi. Son yıllarda da fiyatlar artınca bunu değerlendirmek istiyor" diyor. Bal tedarikinde yaşanan yüksek fiyatların, zincir marketlere hemen yansıtılamaması da ayrı bir sorun olarak görülüyor. Paketleyici ’şirketler fiyat artışının ancak yüzde 20’sinin raflara yansıtıldığını, bunun da tüketicide cid­di kayıplara neden olduğunu söylüyor.

Kaynak: Ekonomist Dergisi

Hiç yorum yok: